Davetsiz misafir.

3K 129 12
                                    

Acıdan inliyordum, karnıma yumruk atmasıyla yere yığılmam bir oldu. O an Ayaz'ı gördüm arkada, beni öyle görünce büyük bir öfkeyle yumruk atmıştı Kaan'a. Kaan ise olduğu yerde bekliyordu, elini bile kıpırdatmıyordu. Sadece ağlıyordu, Ayaz sinirli bir sesle Kaan'a bağırdı " Sana ondan uzak durmanı söylemiştim!". Kaan cevap vermiyordu, sanki bitkisel hayata girmişti. Ayaz yanıma geldi, endişeli bir sesle "İyi misin?" dedi. Ağlıyordum, göz yaşımı sildi, kolumu omzuna atarak kaldırdı beni. Öfkesini bastıramamış olacak ki, bağırarak Kaan'a bir yumruk daha attı. Kaan sanki ölmüştü ve Ayaz bir ölüyle kavga ediyordu. Az önce bana yumruk atan o insana nolmuştu? Ayaz, koluma girdi, "Acıyor mu? Bir şeyin var mı?" diye arka arkaya sorular soruyordu. Sadece kafamı hayır şeklinde sallamıştım. Eve gelene kadar konuşmadık..

Kendimi hiç iyi hissetmiyordum. Ayaz'ın ilgisi boğuyordu beni. Duşa girmek istedim ama midem çok fenaydı, Ayaz'ın hazırladığı kahvaltılıklardan birkaç lokma bir şeyler yedim. Kısık ve yorgun bir sesle "Duşa girmem gerek, belki iyi gelir." dedim. Ayaz "Duş almana yardımcı olcam." dedi. Utanıyordum, "Hayır, ben hallederim." dedim. Ayaz emin bir sesle "Kendini iyi hissetmiyorsun bu şekilde yalnız bırakamam seni." dedi. Duşa girmiştik, üzerimi Ayaz çıkarmıştı. Aklımda baksırı çıkarmak gibi bir düşünce yoktu. Ayaz onu da çıkardı ve kendi de soyunduktan sonra duşakabine girdik, duşakabini kapadı. Gözlerimi kapamış hayal ediyordum. Mutlu olmamak için hiçbir sebebim yoktu. Dikkatli dikkatli yıkıyordu beni, sanki ben onun yeni doğmuş bebeğiydim, o denli özenliydi bana karşı. Hem bugün Ayaz gelmeseydi napardım, kimbilir o psikopat bana napardı. Düşüncesi bile beni mahvetmişti, bir anda sarıldım ona. Ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. İhtiyacım olan şey buydu sanki, ağlayınca her şey geçiyordu. Ayazın kulağına "Çok seviyorum seni." diyebildim hıçkırarak. Ayaz alnımdan öptü ve basımı göğsüne yasladı. Saçlarımı okşuyor bir yandan da, "Umarım 70'li yaşlarda da duşta beni böyle oyalamazsın."... "Zaten, derim sarkcak, o zaman iyice sarkar, yerlere falan değer heralde." diye duraksayarak konuşuyordu. Ağlamamı istemiyordu belli ki, onun için uğraşıyor güldürmeye çalışıyordu, bende ağlamayı bıraktım. Dudaklarına kocaman bir öpücük bıraktım. Biraz daha iyi bir sesle "Hadi artık çıkalım dedim.".

Odama geçtik birbirimizi kurutuyorduk. Bu şekilde annem bizi görse napardı acaba. İki çıplak erkek birbiriyle şakalaşıyor, öpüşüyor.. Ben bunları düşünürken, Ayaz gözlerimin içine bakıyordu, birden dudaklarımı öpmeye başladı. Ellerini sırtımda gezdiriyordu, belimden tutup kendine doğru çekti. Vücudumuz birbirine yapışmıştı adeta, deli gibi öpüşüyorduk. Bacağımda bir sertlik hissettim, sanırım Ayaz uyarılıyordu. Nefes alışverişi değişmişti, çok heycanlıydı. O sertlik karşısında bende kendime hakim olamamıştım. Göğüslerime doğru inmeye başladı, uçlarını ısırıyor, yavaş yavaş öpüyordu. Boynunu tutmuş öpmeye başlamıştım. Ayaz küçük küçük inliyordu. Bu inilti benim devam etmem gerektiğini söylüyordu sanki. Boynunu öperken yavaş yavaş yatağa ilerlemiş, uzanmıştık. Ayaz sırt üstü ben ise ayazın üstündeydim. Kucağına oturdum, dudaklarını öpmeye dilini yalamaya koyuldum. Ayaz gözlerimin içine bakarak, heyecanlı bir sesle "İstiyor musun?" dedi... Duraksadım, bu soruya nasıl bir yanıt vereceğimi bilmiyordum. Ayaz'ı seviyordum ama Kaan meselesi ve Ayaz aklımı kurcalıyordu. Mahçup bir şekilde "Kendimi hazır hissetmiyorum." diyebildim ve Ayaz'ın kucağından inip yanına uzandım. Ayaz düşünceliydi, yüzüme bakmıyordu, yanlış bir şey yaptığımı düşünmeye başlamıştım. Kötü bir şey duymak istemiyordum ama yine de sebebini sormam gerekiyordu. Meraklı bir sesle "Neden konuşmuyorsun?" dedim. Hiç kıpırdamadan, net bir sesle "Sadece düşünüyorum." dedi. Merakım dinmemişti, "Neyi?" dedim. "Her şeyi" diye cevap vermişti. Allah'ım bu çocuk beni katil edecek, bir insan neden bir lafı bu kadar dolandırır ki! Üstelemek istemedim ama tavrımı koymam gerekti. Arkamı döndüm ve düşünmeye başladım.

Ayaz, beni gerçekten seviyor muydu? Neden bu kadar sık duygusal değişim yaşıyordum, bir mutlu ediyordu bir de mutsuz. Keşke "İstiyor musun?" dediğinde. "Evet istiyorum." deseydim. Tam bunları düşünürken, Ayaz'ın bana sarıldığını hissettim. Koluyla sarmıştı beni, şu an için dünyanın en güvenli yerindeydim. Kafasını kaldırdı, beni izliyordu. Yanağımı öptü ve kulağıma "Seni neden çok seviyorum biliyor musun?" dedi ve cevaplamama bırakmadan devam etti, "Senin varlığın beni mutlu ediyor, yanımda olman, kollarımda uyuman beni dünyanın en mutlu insanı yapıyor. Kusursuzsun sen, herkesin kolayca göremeyeceği bir güzelliğin var. Üzerine tezler yapılmalı, sanatçılar seni resmetmeli, şarkıcalar aşk şarkısını yazmadan önce seni görmeli, dünyanın en ünlü romancıları aşk romanı yazacaksa eğer, seninle muhabbet etmeli, dünyanın en güzel yerinin fotoğrafını çekmeye çalışan fotoğrafçılar senin gözlerini görmeli ama boş gözlerle değil, benim gözümden seni görmeliler."... Ayaz'a döndüm, önce sıkıca sarıldım, sonra "Daha önce kimseyle birlikte olmadım, aşkın nasıl bir şey olduğunu bile tahmin edemiyordum. Şu an çok mutluyum aynı zamanda korkuyorum. Seni çok özledim biliyor musun? Yanımdasın ama deli gibi özledim... Sanki içimde bir ateş var senin gözlerine baktıkça o ateş devleşiyor, bedenimi sarıyor. Sana baktıkça hem acı çekiyorum, hem mutlu oluyorum. Aşkın sadece sevgiyi barındırdığını düşünüyordum. Kaybetme korkusunu düşünmemiştim, beni gözlerinden mahrum bırakma sakın."... Sımsıkı sarıldık birbirimize, dünya dursa, kıyamet kopsa umrumda değildi, çünkü dünyanın en güvenli yerindeydim, onun kollarında..

Birbirimizle şakalaşıyor, eskiden birbirimizin hakkında ne düşünürdük onlardan konuşuyorduk. Birden kapı çaldı, o kadar sert vuruyolardı ki kapıya! Alacaklı bile bu kadar sert vuramazdı. Ayaz'a "Burda bekle ben bakayım." dedim. Ayaz ise sert bir sesle "Hayır seni yalnız gönderemem." dedi. Kapıya doğru ilerliyorduk, kapıyı yaklaştım ve gözlerimi kapayıp kapıyı açtım. Gözlerimi açtığımda ise şoka uğramıştım. Lanet olsun, bunun burda ne işi vardı!

NOT: MEDYADAKİ KAAN.

Gay mi, zönk!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin