Ayol ben erkeğim.

4.7K 170 52
                                    

Ahhhh kafam! Ölüyorum, bu kapıyı kim koymuştu buraya. Odamın kapısı neden kapanmış? Lanet olsun göremiyordum. Ama göremiyordum gerçekten, hayatımın geri kalanını karanlıkta geçiremezdim. Karanlıktan korkarım ben, ayrıca erkekte kesemem ki! O kadar yakışıklı erkek varken benim kör olmam kaderin cilvesiydi sanırım... Sonra ışığın kapalı olduğunu fark ettim, bozuntuya vermemeye çalıştım ama kendime kahkaha atasım gelmişti. Kafama yediğim darbeden mi oluyordu bunlar? Başım zonkluyordu. Kapıya fena girmiştim, o kadar sert girdim ki; eminim alt kattakiler o sese uyanmış, hırsız mı kedi mi tartışması yapıyorlardı. Kedidir o kedi! Yatın, her sese uyanılınır mı, ne kadar pinpirikli bir aile çıktınız sizde!

Odamın ışığını açtım, önce gözümde hesapladım, yatağıma nasıl hangi yoldan ulaşabilirim diye. Işığı kapadım ve yavaş yavaş yatağıma geldim. Telefonumu kavradım ve dünyanın en zor sorularını sormak için hazırladım kendimi. Baş rolde yine Kaan vardı. Ne buluyorum ben bu itte! Piç beni aldattı, tam bi katıksız ibne! Gardaş dedi bide üstüne. Tamam bu aldatma olayına fena taktım. Henüz çıkmıyoruz ama bir geleceğimiz var. Her ne kadar haberi olmasa da, oda bana gelecek. Mutlu yuvamızda, ben çocuklarımızı emzirirken, o şömineyi yakmak için odun kıracak!

Minnak balinam(Namı diğer iç ses, hayır kendimle konuşmuyorum, şizofren değilim.); Çocuk emzirme işini genelde kadınlar ve anneler yapar biliyorsun dimi?

-Emzirme derken, biberon vercem ağzına anacım, sende iyice abarttın...

Minnak Balina; Gelecekte transeksüel olabilir misin sen?

-Iıı hayır gay doğdum, gay ölücem. Bu bedene alışsan iyi edersin.

Neyse nerde kalmıştık, hah, sonra şömineyi yakıcak o kaslı kollarıyla.. Çocuklarımız uyuduktan sonra salona geçtiğimde o müthiş manzarayla karşılaşcam. Kırmızı şarapla dolu iki kadeh, özenle hazırlanmış masa, yakışıklı kocam ve loş ışık... Bir şey eksik derken, kocam gidip müziği açacak ve çalan şarkı ne dersin?

"Urfalıyam ezelden, urfalıyam ezelden, göynüm geçmez güzelden oyyy." Tüm romantikliğin içine sıçtım yine! Masa yok oldu birden, köşede kocam çiğköfte yoğruyor, şöminenin ateşini tandır olarak kullanan kaynanam gözleme yapıyor. Çocuklarım arkadan hüngür hüngür ağlıyor. Yeteeeeeeer! Bir insan nasıl hayalini berbat edebilir ki, bunu nasıl başarabilir. Hayal konusunda gerçekten uçuyordum artık, beynim o kadar alışmış ki, istemsizce hayaller kuruyordum. Ve genelde istediklerimin zıttı oluyordu. Doktooor bul derdime çareee!

Hayatın anlamını düşünüyordum şimdi de. Amacımız birine ait olup beraber yaşlanmaktan ibaret miydi? Koskoca hayatta yaptığımız şey okula gitmek, çalışmak, askerlik yapmak, çalışmak, evlenmek, çocuk yapmak, çalışmak, çocukları büyütmek, çalışmak, yaşlanmak ve sonra ölmek miydi? Hayat bundan ibaret olsaydı eğer ben gay olarak doğmazdım.

Eminim koskoca evrende yalnız değildik, başka gezegenlerde de hayat vardı. Acaba nasıldılar? Yeşil, antenli, iri gözlü, burunsuz bir yaratık canlanıyorsa gözünüzde çizgi filmlerin ve hatta fantastik filmlerin etkisinden hala kurtulamamışsınız demektir. Ben uzaylıların gay olmasını istiyorum. Böyle evime gelsin bir uzaylı, "Ayol bizde erkekler doğruyo, hepimiz anayız, anacım." desin. Ama demez, çünkü beni hep homofobikler bulur. Bana kesin sığ kafalı bir uzaylı denk gelirdi. Ve oda eminim ki böyle derdi; "Bizim dünyamızda normal olan karşı cinsinle evlenmektir! Diğer davranışlar kişilik bozukluğu olarak adlandırılır. Onları toplumda dışlar, hoş gözle bakmayız." Yani anlayacağınız gökten erkek yağsa bana en homofobiği düşerdi.

Annemi çok özledim. Bir daha onu asla şehir dışına göndermeyecektim, bakması gereken bir çocuğu var. Çok sorumsuzlaştı, ee yüz verdik astar istiyor. Ama yok suç bende çok şımarttım! Geldiğinde yüzümü asıp tavrımı koyacaktım. Semra Kaynana haklıydı "Daldan dala daldan dala" otur evinde, çocuklarının anası evinin kadını ol! Dedemde hep aynı taktikle çağırıyordu evlatlarını, ayda bir hastalanır mı insan? Dedeee, dedeciiim, dedeye sahip çıkalım, mumdan çıkmış yangın... Dedemi de özlemişim be! Onu en iyi ben tanıyordum.. Ve aslında en iyi ben anlıyordum..

Yalnızlıktan korkuyorduk ikimizde, o yüzden ilgi çekmek için saçma sapan planlar kuruyorduk ve işin kötü yanı onu uyguluyorduk. Bizi sürekli hayallere iten şey yalnızlık değil miydi? Peki ya iç sesim, minnak balinam onun varoluş sebebi de yalnızlık değil miydi? Çok özür diliyorum minnak balinam, senin yerini kimse dolduramaz ve kimse alamaz. Ama başka türlü yalnızlığı açıklayamazdım..  Demem o ki, insanlar her zaman her koşulda yalnız.

Yanlız değildim ya da yalınız, yalnızca yalnızdım...

NOT: Medyaya Ediz'i ekledim ^^

Gay mi, zönk!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin