Gay mi, zönk!

Vızz vızz!

"Selin senin burda ne işin var?" dememle, "Edoooş!" diye sarılması bir olmuştu. Kızgın bir şekilde "Edoş konusunu hallettiğimizi sanıyordum."dedim. Tanrım tam zamanında gelmişti bu aptal. Eminim beni rezil edecekti, patavatsızın, düşüncesizin tekiydi, kısacası aptaldı! İçeri girmiş, kanepeye oturmuştu. Ayaz gözüme bakıyordu, bu kim der gibi. "Ahh tanıştırmayı unuttum, sevinçten olsa gerek." diye suratımı asmıştım. Selin ayağa kalktı, Ayaz'a doğru elini uzattı ve "Ben Selin, Edoş'un kuzeniyim." dedi. Ben kızgın bir şekilde "Ediz!" dedim. Ayaz, Selin'in elini sıkarak "Memnun oldum, bende Edoş, yani Ediz'in okuldan arkadaşıyım." dedi ve yüzüme bakarak sırıttı. "Ya siz şaka mısınız, hem senin ne işin var burda Selin?" dedim sinirlenerek. Selin ise umursamaz bir ifadeyle "Bizimkiler dedemlerin yanında biliyorsun, annem buraya geçmemi söyledi. Birazcık misafirim, sıkılmıştım o aptal kasabadan zaten!" dedi. Tanrım, neden bana sürekli sürpriz yapıyorsun, tamam seviyorsun ondan şüphem yok. Ama lütfen biraz da güzel bir sürpriz yap. Kapıyı açtığımda bunun yüzünü görmek yerine, Kıvanç Tatlıtuğ'u falan görseydim ya! diye iç geçirdim.

Ayaz ile Selin gayet iyi anlaşıyorlardı. Selin'in anlaşamayacağı erkek yoktu, ben hariç. Kız resmen pacmandi tüm erkekleri yutuyordu. Karşı kanepeye geçmiş televizyonla ilgileniyordum. Selin, gülerek "Ayaz, sen edoşun arı macerasını biliyor musun?" dedi. Sinirli bir sesle "Benim hakkımda konuşmak zorunda değilsin, ve o olayıda anlatmıyorsun!" dedim. Ayaz ise meraklı bir sesle "Ya ne kızıyorsun, ne güzel konuşuyoruz işte.". Seline döndü ve "Hadi anlat sen" dedi. Selin ise hiç umursamıyordu beni, en çokta bu huyundan nefret ediyordum. Selin, "Biz dedemlerin bahçedeydik. Edoş arı yuvası keşfetmiş onu izliyordu." dedi ve güldü. Ben dayanamıyordum, "Kapa çeneni!" dedim. Ayaz, masum bir sesle "Çok merak ettim, lütfen anlatsın." dedi. Selin devam ediyordu, "Bizim bu salak, arılara dönmüş, poposunu gösteriyor, benimde iğnem var asalaklar. Sizi sokarım diye kıçını bir sağa bir sola sallıyordu." dedi kahkaha attı. "Lütfen yeter" diye bağırdım, ama beni duymamazlıktan geliyordu. Ayaz ise bana dönmüş "Vızz vızz" diye kahkaha atıyordu. İçimden, ben sana vızz vızzı göstercem dedim. Selin heycanlı bir şekilde devam ediyordu, "Derken, arının teki bunun poposunu sokuyor, bu o acıyla ağlamaya ve küfretmeye başlıyor ve koşuyor.." dedi ve kahkaha attı. "Koşarken, ayağı takılıyo ve dedemin tezek yapmak için biriktirdiği inek dışkısı yığınının üzerine düşüyor." dedi ve kendini yere attı. Ayaz ise ona kahkahalarla katılmıştı. Ben ise sinirli bir şekilde "Dikkatsizliğimin vermiş olduğu bir şeydi. Siniri bozmaya mı geldin sen?" dedim. İkiside biraz sakinleşmişti, içimden Selin'e küfrediyordum. Beni rezil etmeye mi geldi buraya bu geri zekalı!

Umursamaz bir şekilde "Neyse yarın okul var ben uyuyorum, sen annemin odasında yatarsın, lütfen ses yapma, ve umarım sabah uyandığımda yerinde yeller esiyor olur." dedim. Selin bana dil çıkardı ve "Bende seni seviyorum, Edoş!" dedi. Sinirlerimi bozmayı başarıyordu her seferinde, resmen sınanıyordum. Ayaz'a döndüm ve "Hadi kalk, sabah okul var. Yeter bu kadar konuştuğunuz." dedim. Amacım daha fazla rezil olmamak ve Ayaz'a hesap sormaktı. Ayaz ise elleriyle kendine anten yaparak "Peki vız vızz, hadi kovana gidelim." demişti. Selin'e dönüp göz kırptı, "Sabah görüşürüz, iyi geceler." dedi.

Odaya girmiştik nihayet, kuzenime güvenemediğimden kapıyı kilitlemiştim. Ayaz, yatağa oturmuştu ve bana bakarak "Çok tatlı kuzenin var." dedi. Kısık ama sert bir ses tonuyla "Tatlı mı, eğer o tatlıysa ben acıya aşığım. Ayrıca sana ne demeli?" dedim.. "Vızz, vızzmış" diye ekledim. Ayağa kalktı, yanıma geldi, belime sarıldı ve gözlerime bakarak, "Sinirlenince daha da tatlı oluyorsun." dedi. Tüm sinirimi almıştı bu söz ama kolayca affedemezdim. Yüzüne bakarak "Bir daha beni sinirlendirme." dedim ve ekledim gülümseyerek "Arılardan korkuyordum ve dedem korkularının üzerine git onlar senden korksun demişti. Ben bu olayı tamamen yanlış anlamışım, o şekilde korkutmaya çalışıyordum, zavallı arıları." dedim. Ayaz gülümsedi ve "Vızz, vızz demeyi unutmuşsun ama." dedi. Bıkkın bir sesle "Yeter ama, bu konuyu bir daha açmamak üzere kapatıyoruz!" dedim.

Ayaz, uyumuştu bana sarılarak, ben ise kuzenimi düşünüyordum. Pek anlaşamıyorduk onunla, ama çok seviyorduk birbirimizi. Hem ikimizin ortak bir noktası vardı, onun da babası yoktu. Annesi yani teyzem, bir şirkette muhasebeciydi ve ordan bir adamla evlenmişti.. Tüm bunları düşünürken telefonun titreşimiyle kendime geldim, sanırım mesaj gelmişti. Telefona uzandım komidinin üzerinden aldım, tuş kilidini açtım ve mesajlara girdim. Kaan'dan gelmişti mesaj...

NOT: MEDYADAKİ SELİN :)