-Bölüm 16-

2.7K 123 15
                                    

Okuldan çıkmış, eve gidiyorduk yavaş yavaş yürüyerek. Ayaz'a döndüm ve "Sahile gidelim mi?" dedim. Ayaz gülümseyerek, "Şu benden kaçtığın yer mi? Yine kaçmayacaksan gidelim." dedi. Ve dikkatli bir şekilde "O gün ne düşünüyordun, neden ağladın çok merak ediyorum?" dedi. Sana lakap bulamamıştım aşkım, ona ağlıyordum affet! diyemedim. Kısık bir sesle "Şu an seni deli gibi öpesim var, buna ben hazırım, sen hazırsın ama insanlar henüz hazır değil!" dedim. Ayaz durdu birden, etrafa bakındı ve birden öptü beni, sonra da "Hazır değillerse göstermeden öperiz." dedi ve yavaş yavaş yürümeye başladı. Ellerini cebine koymuş, usul usul adımlarla ilerliyordu, sağına soluna bakmak yerine hep ileriye bakıyordu. O ileriye bakarken ben ona bakıyordum. Parkın önünden geçerken çocuk seslerini duydum. Bir anda kötü düşüncelere kapılmıştım. Asla çocuk sahibi olamayacaktık, Ayaz'ın bir benzeri daha olamayacaktı, ikimizin aşkıyla büyüyen bir evladımız olmayacaktı. Eğer çocuğumuz olabilseydi Ayaz'a benzemesini isterdim, onun gibi gözleri ve onun gibi altın saçları olmalıydı.. Hani aşk iyi bir şeydi, ben neden iyi şeyler hissedemiyordum. Ayaz'ın sahip olamayacağı şeylere Ayaz'dan daha çok üzülüyordum. Ayaz'dan önce düşe kalka buraya kadar gelmiştim, Ayaz'dan sonra asla tek başıma yürüyemezdim.

Sahilde oturmuştuk, martıları izliyorduk. Rüzgar ikimizinde saçlarını uçuruyordu. Ayaz, ellerini ellerimin üzerine koydu, yandan bir gülümsemeyle "Sen yokken napıyormuşum ben?" diye sordu. İmalı bakışlarla "Sana sormak lazım." dedim. Ayaz, "Bana öyle bakışlar atma, etraftaki insanları dinlemem şuracıkta öperim." dedi. Konuyu değiştirmek için heyecanlı bir sesle "Selin yeni arkadaş edinmiş ve akşam için bize davet etmiş." dedim. Ayaz, kahkaha atarak "Umarım senin hikayelerden anlatmaz, küçük arım!" dedi. Kızgın ve umursamaz bir sesle "Aman anlatırsa anlatsın, hem çocuğa acıyorum ben." dedim.

Selin'i aramıştım, "Gelirken bir şeyler istiyor musun?"

Selin:"Hayır, her şeyi hallettim ben! Kendinize cici bakın ve çabuk gelin" dedi ve suratıma kapadı. Eve doğru yürüyorduk, kaldırımdan giderken oyuncakçı gördük. Ayaz, ani hareketle içeri girdi ve "Hadi gel, burası çok eğlenceli, her geçtiğimde kesinlikle uğruyorum." diye bana seslendi. Peşinden girmiştim, rafları onunla geziyordum. Tüm oyuncakların yerine biliyordu, hatta hepsiyle oynamış gibiydi. Bana oyuncakları tanıtıyordu, şu an için çocuktan hiçbir farkı yoktu. Kar küresi bulmuştum bende, kar küresini çok severdim. Sıkılmadan izleyebilirdim saatlerce, çünkü kar küresi demek benim için düşünmek demekti. Büyücülerin sihirli küresinden farkı yoktu. Beni bambaşka yerlere götürüyordu.. Ayaz elinde bir arıyla yanıma doğru geliyordu, bir yandan da "Vızz vızz!" diyordu. Yanıma geldi ve "Bak senin gibi çok tatlı ve yumuşacık?". Bende ilerde sarı bir ayı görmüştüm, ona doğru ilerliyordum. Ayaz'da peşimden geliyordu. Heyecanlı bir sesle "Bak bu sensin." dedim. Ayaz gözlerime bakıyordu anlamsızca "Nasıl?" dedi. Ben, gülümseyerek "Sensin işte, Ayısın!" dedim. Ayaz, "O zaman bunları alıyoruz." dedi.

Eve yaklaşmıştık, Ayaz, "Akşam olsada sana sarılıp uyusam, kokunu çok özledim." dedi. Ben ise tedirgin bir şekilde "Bak, Selin'e salak falan diyorum ama yanında çok rahat olmayalım." dedim ve ekledim "Ağzını yiriim, senin!".

Eve girdik, burnuma o kadar güzel yemek kokuları geliyordu ki, bir an annem geldi sanmıştım. Masayı hazırlamış, evi temizlemiş, her şeyi mükemmel bir şekilde ayarlamıştı. Selin'e bakarak "Vaay, sen ne hamaratmışsın kızım." dedim. Selin hiç umursamadan "Adamına göre canım." dedi. Bu kızı kesinlikle öldürecektim ben, başka şekilde kurtuluşum olamazdı. "Neyse ben üzerimi değişmeye gidiyorum." dedim. Ayaz çoktan gitmişti odaya, odaya vardığımda Ayaz, Ayı ile Arı'yı yatağa yatırmıştı. Dolabı açtım Ayaz'a giymesi için bir şeyler verdim, ve meraklı bir sesle "Annenler seni hiç mi merak etmiyor?" dedim. Ayaz bu soruyu beklemiyordu sanırım, yüzüme şaşkınca bakarak "Onlar alışık dışarda kalmama hem haber verdim." dedi. Ayaz, üzerini bir çırpıda çıkarıp verdiklerimi giymiş ve ardından içeri geçmişti. Ben ise hala mız mız şekilde oyalanıyordum. Giyindim ve içeri geçtim, kapı çalmıştı. Selin kapıya doğru koştu, kapıyı açtı ve "Hoş geldin, canım" dedi. Cevap olarak "Hoş buldum." gelmişti. Ses çok tanıdık gelmişti ve bir anda o görüntüyle karşılaşmıştık. Ayaz ile ben aynı anda "Kaan!" demiştik. Selin şaşkın bir ifadeyle "Aa siz tanışıyorsunuz." dedi. Kaan ise gülümseyerek "Evet Selin'cim sınıf arkadaşıyız." dedi. Kahretsin, bu neydi şimdi? Kaan, beni bir kaşık suda boğmak isteyen insan, günahı kadar sevmeyen insan benim evimdeydi...

Selin'e olaylardan bahsetmek istemedim, ama Ayaz'ın bakışları beni korkutuyordu. Ayaz'a "Benimle biraz mutfağa gelir misin?" dedim. Ayaz, sadece kafa sallamıştı. Selin'in tedirginliğide yüzünden okunuyordu. Mutfağa geldiğimizde, "Son olayı unutuyoruz, Selin o kadar sofra hazırlamış ve heveslenmiş, onu üzmeyelim. Zaten yakında gidecek, Kaan olayıda kapanacak, tamam mı?" dedim. Ayaz yüzüme dikkatlice bakarak "Şu an için evet, sinirime hakim olcam ve bunu senin için ve Selin için yapıcam." dedi.

Neyse ki Ayaz biraz olsun sakinleşmişti, Selin, ise gayet mutluydu, sanırım Kaan'dan hoşlanmıştı. Hepimiz sofradaydık, Kaan, bana göz kırptı ve "Ee nasıl gidiyor hayat?" dedi. Hala utanmadan sorabiliyordu. Ben ise sert bir tonla "İyi!" dedim. Kaan bana sigara içebeleceğim bir yer var mı diye sormuştu, odamdaki balkonda içebileceğini söyledim. Tam göstermek için ayağa kalkıyordum ki, Ayaz ani hareketle kalktı ve "Sen yemeğini ye, ben gösteririm." dedi. İkisi de gitmişti, Selin ise bana Kaan'ı anlatıp duruyordu. İnan umrumda bile değildi, zaten seni dinlemiyordum Selin!

Birazdan bende kalktım, Selin'e "Sen buraları toparla, ben bi bakayım bir şeylere ihtiyaçları var mıymış" dedim. Odaya girecektim ki, Ayaz ile Kaan tartışıyordu.

Ayaz: "Ne yapmaya çalışıyorsun sen, hani bizi rahat bırakacaktın?"

Kaan: "Rahat değil misiniz zaten?"

Ayaz daha yüksek sesle: "Senden nefret ediyorum!"

Kaan: "Duygularımızın karşılıklı olması ne güzel, tıpkı eskisi gibi."

Aralarındaki tartışmaya son vermek istiyordum ama kendimi dinlemekten alıkoyamıyordum..

NOT: MEDYADAKİ AYAZ :")

Gay mi, zönk!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin