Hızla sınıfıma çıktım. Sırada Angela nın gelmesini bekliyordum. Hoca derse girmişti ama o hala yoktu. Onun için endişelenmeye başlamıştım. Sırrımı kimseye söylemeyecektim. Bunu yapamazdım. Hem onu daha 1 saat önce tanıdım ? Ona bukadar güvenemezdim...
Bütün ders Hoca'nın boş zırvalıklarıyla geçti. Gözümü kapıdan ayıramamıştım. Belkide bu sırada bir sorun vardır. Angela da geldiğimde böyle derin düşünceler içerisindeydi. Tenefüs zili çaldığında Okul Müdürü annemi ve babamı karşımda gördüm.
-Neden Geldiniz ?
-Kavga etmişsin
Dedi babam kızgın bir tavırla...
Gözlerinin içine bakıyordum. Annem yine bana o masum gülüşünü yaptı. O gülünce huzur buluyordum, fakat babam hiç bana öyle davranmıyordu. Sanki onun oğlu değil de başkasınınmışım gibiydi...
Okul Müdürü annem ve babama dönerek ,
-Çocuk daha ilk günden böyle sorunlar çıkarıyorsa onu okulda tutmama imkan yok. Karşısındaki çocuğa her ne yaptıysa çocuk iç kanama geçirmiş bütün damarları patlamış.
-Bunu bana küçücük bir çocuğun mu yaptığını söylüyorsunuz. Üstelik yumruğu yiyen benim çocuğumsa...
-Bayım.
-Uzatma. Kes. Yoksa sana bir iç kanamayı daha ben yaşatıcağım.
-Çocuğun kimleri örnek aldığını görüyoruz.
Babam kendine hakim olamayıp müdürün suratına sertçe yumruğu geçirmişti.O an bu olanlardan dolayı çok utanmıştım. Zaten istesemde kalamazdım bu okulda artık..
-Evli olduğunuza dair kimliklerinizi görmek istiyorum.
Dedi okul müdürü alçak bir sesle...
O an annem ve babam da duraksadı. Evli değillerdi ki daha. Müdüre doğru dönerek ;
-Onlar evli değil. Ben bir piçin oğluyum sanırım.
Diye öfkeyle bağırıp hızlıca oradan uzaklaştım. Vampirliğin bu yönünü seviyordum. Hız elimde olan bir armağandı. Bir ağacın dibine oturup hıçkırıklarla ağlamaya başladım...
Jennifer'ın ağzından ;
O an büyük bir hayal kırıklığına uğramıştım. Hayatımda hiç bir söz canımı bukadar yakmamıştı. Bu söze ne diyebilirdim ki. Evlilik olmadan yaşadığım hayata mı lanet etmeliyim yoksa gerçekten Alex in sevgisine mi ? Alex orada yumruğunu sıkmış yüzüme bakarken gözlerimden süzülen yaşa hakim olamadım ve odanın kapısını çarpıp oradan uzaklaştım... Okulun her yerini aramaya başladım. Çocuk olsaydım en çok nereyi severdim okulumda ? Hızla okulun bahçesindeki büyük parka koştum. Buralarda biryerlerde olmalıydı.
-Jeremyyy !!
O benim bebeğimdi. Kokusuna odaklanmıştım. James in öğrettiği gibi... Onu ne zaman kaybetsem böyle bulabiliceğimi söylemişti. Aklıma o anlar geldi gözlerimi kapatınca. Aslında James ve Alex benim için mükemmel bir erkek değillerdi. Benim için tek mükemmel erkek JEREMY di.
-İşte buradasın.
Onu kucağıma alıp ağaca yaslandım. Mavi gözlerinden akan yaşlar durmuyordu. Başını göğsüme yasladım . Ağlaması benden bir parça kopuyormuş gibi acı veriyordu bana. Ama belli ki çok dolmuştu. Küçücük bir çocuğun yaşıyabiliceği güzellikte bir hayat veremedim ona..
-Sana böyle bir hayat yaşattığım için özür dilerim meleğim.
-Beni nasıl buldun ?
-Sen benim oğlumsun. Bir yakınım derdi ki sen daha çok küçükken onun kokusunu tanı doğadaki bütün güzel kokuları unut sadece onun kokusuna konsantre ol. Çok küçükken bir ormanda kaybolmuştun. Seni öyle buldum..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİSEDEKİ VAMPİR
VampireHayatındaki kötü gelişmeler sonucunda ortaya çıkan bir travma.. Jennifer Carter'ın her genç kız gibi bir kurulu düzeni vardı. Tâ ki erkek arkadaşından ihanete uğrayana dek. Yaşamına devam etmek için iki farklı yol önüne serilir , James Chess gib...