LİSEDEKİ VAMPİR

♡ Seni Seviyorum.

Başım çok kötü ağrıyordu. Olamaz Jennifer !! hemen hızlıca ayağa kalkıp eve doğru koştum. eve girdiğimde Jennifer a ait hiç bir iz yoktu. Çok çaresizdim. James benden çok fazla güçlüydü. Ona karşı koyamadım. Ellerimi birleştirip koltuğa oturup düşünmeye başladım. Acaba Jennifer ı nereye götürdü. Bu böyle olmayacak Belki James ölücek ama Jennifer ömür boyu mutlu olacak.

- Alo ?

-Buyur evlat. Sen bizi unutmadın mı hala ya ?

-Hayır baba. Unutmadım annemide alıp yanıma gelmeni istiyorum.

-Neden ? Bir terslik mi var ?

-Piç kurusu James karımı kaçırdı. Nadia ya olanlardan sonra bunu sindiremiyor.

-Karım derken ?

-Baba benim için çok değerli biri onsuz olmaz anladın mı ? Üstelik o bir vampir ve hamile.

-Ne demek hamile Alex ? Vampirler hamile olamaz bunu sende biliyorsun.

-Baba mucize işte. Tanrının verdiği bir lütuf.

-Hangi kasabada Kalıyorsun Alex ?

- United States te baba.

-Hemen geliyoruz oğlum.

Elime düştün pezevenk herif. Şimdi kaç bakalım kaçabileceğin yere kadar. Evde oturmuş düşünürken kapının şiddetle vurulmasıyla irkildim.

" ne yüzle gelirsin buraya ?

Gelen James ti. Bana bakarak pişkin pişkin gülmeye başladı. Çok fazla öfkelenmiştim ve o an dönüşüp elimi kaburga kemiklerinin arasından kalbine doğru götürmüştüm. Bunu hiç beklemiyordu. Bağırması , acı çekmesi benim için bir hediyeydi. Güçlükle ;

-Alex Bırak. Beni mi öldüreceksin.

dediğini duydum.

-Evet Öldürüceğim James.

Elimi daha fazla sokmuştum. Kaburga kemiklerinin kırıldığını hissediyorum. Karşımda çok güçsüzdü. Öfkem beni güçlü kılmıştı.

-Alex dur Seni ona götürürüm.

Jennifer a kavuşmak istiyordum. Elimi kalbinden çektiğimde tekrar bana saldırabilirdi bu riski göze alamazdım.

-Yürü !!

-Böyle Gidemem Elini çek Alex.

-Sana yürü dedim yoksa sökerim.

Beraber ilerlemeye başlamıştık. Ormanın derinliklerinde küçük bir kulübeye geldik. Jennifer küçük koltukta iki büklüm yatıyordu. Karnı günden güne büyümeye başlamıştı. Bebeğin varlığını hissettiğimde James in suratına yumruğu geçirmiştim.

-Dur alex yapma.

-Jennifer karışma!!

Hızımı alamamıştım. Daha çok daha çok vurmuştum. Yüzü gözü kan içindeydi. Yetmezzzzz !!! Sandalyeye oturtup Zehirli iplerle onu bağladım. Çok fazla bağırıyordu. O bağırdıkça Bir tane daha geçiriyordum çenesine.

-Alex delirdin mi ne yapıyorsun Alex kendine gel onu öldürüceksin ?

Kafasında çatlaklar oluşmaya başlamıştı. Gözleri kaymıştı.

-Hayır Jennifer Onu ben değil Micheal öldürücek.

-Micheal da kim ?

-Babam !!

Bunu dediğimde James in yüzü bana doğru dönmüştü. Ağzından kanlar aka aka ;

-Babam a mı söyledin Alex.