Direkt gidip kapıyı açmaya yetendim. Tabi ki de hemen arkasından Kamuran Hanım tıpkı sporcu edasıyla koşarak açtı. Kapının önünde meraklı gözlerle bekleyen Ferdi'ydi. İçeri merhaba bile demeden girdi, gözü yeni gelen misafirimizin üstündeydi.
Bana bakarak "Misafirimiz bayan sanıyordum." dedi. Bense Mert'in duymaması için Ferdi'yi susturdum. İçeri geçtik Ferdi gevşek bir biçimde bacaklarını sallayarak koltuğa oturdu. Mert'te bir erkekle kaldığımı bahsetmediğim için haliyle şaşırmıştı.
İkisini de birbiriyle tanıştırdıktan sonra rahat bir nefes alıp arkama yaslandım. Ferdi sert sert Mert'e baksa da, Mert onu hiç takmıyordu. Ferdi yine yapacağını yapmıştı, yine öldürecek gibi bakışlar, yine yargı dağıtmalar. Tam Ferdi'lik bir hareketti.
Biraz daha konuştuktan sonra Mert müsaade isteyip kalktı. Onun gideceğini düşünerek kocaman sarıldım "Yine gel." dedim. O ise "Daha buralardayım yine buluşuruz bir kafede." dedi. Sadece kafamı sallayabildim.
Gider girmez Ferdi'yi sorgulamaya başladım. Bir daha böyle tepkiler vermemesini anlatmaya çalıştım ama o hâlâ kendini haklı görüyordu. Ona ne anlatsam boştu sadece konuyu kapatmak en doğrusuydu.
Odama gittim öylece durdum. Artık bu süreç beni çok canımı sıkmaya başlamıştı. Annemin kaybı, eve baskınlar Ferdi ile ilgili değildi benimle ilgiliydi. Bunlar benim için yapılıyordu, bunu Ferdi'ye anlatsam kesinlikle beni rahatlatmak için kabul etmezdi.
Yorganın altına girip öylece tavanı izledim. Gözüm tam dalıyordu ki kapım nazikçe bir kere tıklatıldı. Gel dedikten sonra Ferdi içeri girdi. Onun kaprisiyle uğraşacak halim yoktu, yine seni korumak için savcı diyecekti.
Sadece uyumak her şeyin rüya olduğunu bilmek istiyordum, bu beni büyük ölçüde rahatlatacaktı. İçeri girip tıpkı bir çocuk babası gibi yatağımın başına oturdu. Normalde sert bir tavırla bana sataşıp tekrar haklı çıkacaktı. Ama bu sefer öyle olmadı, bana gelip "Özür dilerim, seni sürekli kısıtlıyorum." dedi.
Gerçekten ne dediğini anlamamıştım, kahverengi gözleri ciddi ciddi bana bakıyordu. Kafamı kaldırıp inceliyordum "Kısıtlanmış değilim." dedim. O ise bana bakmak bile istemiyor gibiydi. İstenmediğimi var sayıyordum "Peki ne demek istediğini anladım." deyip öylece etrafa baktım.
Yorgana sarılıp geri arkama döndüm, Ferdi kapıyı kapatıp çıktı. Nasıl bir diyalog geçti anlamamıştım. Yine de artık bazı şeylerin nasıl ilerlediğini, Ferdi'nin bir iyi bir kötü olduğunu anlamıştım. Kavga ettikten sonra hiç bir şey olmamış gibi gelip özür dileme potansiyeli olması da güzeldi.
*****
Saat baya geç olmuştu ve ben hâlâ yorgana yatıp öylece bakınıyordum. Aşağıya inmek için kalktığımda başımda müthiş bir ağrı vardı. Stresten olmalıydı, yani ben öyle düşünüyorum. Zar zor aşağıya inmeyi başarmıştım, iner inmez çok güzel kahve kokuları geliyordu. Ali ve Ferdi yine salonun koltuklarında öylece oturup önemli şeyler konuşuyorlardı.
Mutfaktan bir kahve kaptığım gibi Ali'nin yanına oturdum. Yine Ali geldikten sonra Esra ortalıkta görünmüyordu. Esra'nın gizemini bir türlü çözemiyordum, iyi bir insan olup olmadığını da algılayamadım. Ferdi'nin kardeşiydi ama sadece dış görünüş olarak benziyorlardı.
Bende yanlarına oturdum ve kafamı sallayarak selam verdim. İkisi de benim gelmemi bekliyormuş gibi hemen konuya girdi. Ferdi bana bakarak planları, programları anlatmaya başladı:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
8. KONFERANS (Tamamlandı)
Mystery / Thriller25 yaşındaki Savcı Elif Aygün herkesçe çok bilinen ,annesi ile yaşayan , genç yaşta iyi yerlere gelmiş , zarif ve otoriter bir kadın. Konuşmasında tam kendini, yaşadıklarını dikkatle anlatırken uzaktan bir silah sesi gelir. Sabah tanıştığı ve konf...