Ali yan binanın sahibini araştırmaya başlamıştı bile. Bir an cebimde ki telefonum çalmaya başladı. Bilinmeyen bir numaraydı, kimse anlamadan mutfağa gittim açtığım da bugünkü şikayet ettiğim adamı tutuklayan polislerdi:
- İyi günler savcım size bir haber vermem gerekiyor.
- Evet sizi dinliyorum, bir gelişme mi var?
- Şu sizi yolda taciz eden adam. Darp edilmiş hem de baya kötü, ve sizin yaptığınızı söylüyor.
- Siz benimle dalga mı geçiyorsunuz? Size teslim ettiğimde hiç bir şey yoktu.
- Evet savcım ama para cezası uygulayıp gönderdiğimiz sırada saat 05:00 sularında evine birileri girip darp etmiş ve sizin yaptığınızı söylüyor, buraya gelseniz iyi olur.
- Tamam geliyorum.
Hemen sonrasında Ferdi'nin "Halettin mi?" lafı aklıma geldi ve sürekli telefonda birileriyle konuşması beni daha da şüphelendirmişti. Mutfaktan çıkıp salondaki koltuğun üzerinde duran ceketimi aldım. Ferdi ve Ali bana baksa da onlara durumu anlatmayı unutup kapının yolunu tuttum. Tam çıkacakken Ferdi bileğimden tuttu ifadesiz suratıyla "Nereye gidiyorsun" dedi.
- Sizden uzak bir yere.
Bileğimi daha sert bir şekilde kavrayarak "Anlamadım" dedi.
" Sen yaptırdın demi?" diyerek kolumu ellerinden çekiştirdim ama daha da çok sıktı.
- Neyi?
- Sen çok iyi biliyorsun, sürekli telefonda konuşmalar, halettin mi diye sormalar.
Bileğimi serbest bırakıp" Seni korudum işte, hem dua et ölmedi."
- Oradan bakılınca korunmaya ihtiyacım varmış gibi mi duruyor!
- Benim himayem altındasın tabi ki de izin veremezdim, ya bir şey yapsaydı sana.
Öne bir adım daha atarak "Senin yüzünden adam şuan benim yaptırdığımı sanıyor."
- O aptal adamın ne düşündüğü kimin umurunda.
- Polislerin umurunda mesela, beni aradılar gelin ifadenizi verin diye.
- Bu işi benim halletmem gerekiyordu aslında ayak işi diye karışmadım, nasıl cesaret etmiş?
" Gerçekten sen ruh hastasısın." Dedim ve adımımı geri çektim. Göz göze geldik hemen kafamı arkaya doğru çevirdim ve kapıyı çarparak çıktım. Derin bir nefes aldım. Garajda olan arabama binerek ilerlemeyi düşünüyordum ki Ali koştura koştura bana doğru ilerliyordu. Arkamı tekrar dönerek " Ne o şimdi de seni mi gönderdi?!" dedim. O ise hafif sırıtarak "Sana ifade sürecinde yardım ederim." dedi.
Ali resmen beni bile güldürmeyi başarmıştı yüzümde ki gamzeler belirginleşti, yavaşça nefes alarak ona doğru daha da yakınlaştım " Benim savcı olduğumu unutuyordunuz herhalde, kendi işimi kendim görürüm!" diyerek önüme yöneldim ama onun beni bırakma gibi bir niyeti yoktu.
Sürücü koltuğunun yanına oturmuş sürmemi bekliyordu . Fazla zorlamadım çünkü mutlaka gelecekti. Sadece ona bakarak " Sıkı tutun!" dedim. O ise hiç kafasına bile takmadan , gülerek önüne bakıyordu. Bir manevrayla garajdan çıktım, hız sondaydı Ali'nin surat ifadesi bütün derdimi unutturmuştu. Radyodan remix bir şarkı açtım Ali'nin hâlâ korkuyla baktığını görüyordum, bunu kendi istemişti.
Ferdi'nin evi karakola uzak olsa da on beş dakika da gelmiştik. Arabayı bir yere park ettim, kapıyı açarak çıktığımızda Ali'nin bacaklarında hafif bir titreme vardı. Karakola girdik beni tanıyan üç beş kişi selam verdikten sonra olay mahalline girdim. Karşımda dayılanan adamdan eser yoktu ağzı, burnu kan içinde kalmıştı. Beni görünce " Bu işte komiser bey, bu şeytan kadın beni darp ettirdi!" dedi.
![](https://img.wattpad.com/cover/268449174-288-k932549.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
8. KONFERANS (Tamamlandı)
Misteri / Thriller25 yaşındaki Savcı Elif Aygün herkesçe çok bilinen ,annesi ile yaşayan , genç yaşta iyi yerlere gelmiş , zarif ve otoriter bir kadın. Konuşmasında tam kendini, yaşadıklarını dikkatle anlatırken uzaktan bir silah sesi gelir. Sabah tanıştığı ve konf...