Salondan çıktıktan sonra arabaya bindik. Selim şüpheli şüpheli bana bakıyordu. "Nereden tanışıyorsunuz, hem Ferdi bey sana neden öyle bakıyordu" dedi. Onun soruları karşısında, bana her zaman samimi olduğu için bende ona oldum. "Onlar bütün ailemi öldürdü, bende onlardan intikamımı alacağım" dedim. Selim şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Sorduğu bütün soruları, Amsterdam'a neden taşındığımı her şeyi anlattım.
Selim'e baktım, "eğer benim bu kararıma saygı duymuyorsan hiç problem değil, inan bana sana hiç dokunmayacak. Ne işine, nede sana söz veriyorum" dedim. O ise beni hiç dinlemeden "ben sana aşığım sen ne dersen ne istersen yapmaya hazırım" dedi. O ne kadar öyle dese de onun başını yakmaya niyetim yoktu.
Eve geldiğimizde baya yorgunduk. Bir saat sonra yine toplantımızın olması gerçeğiyle, öylece salonda oturup dosyaları inceliyorduk, gelen mailleri incelerken Naz Gül'ün yine bana mesaj atması beni şaşırtmıştı. Belli ki beni çok merak ediyordu. Bende ona bir mesaj atmak istedim.
Sevgili Naz Gül
Ben çok iyiyim. Beni düşündüğün ve mail attığın içinde ayrıca teşekkür ederim. Uzun süredir Amsterdam'da bir şirketin avukatlığını yaparken bir anda kendimi geliştirdim ve şirketin başına geçtim. Eğer hâlâ benim sekreterim olmak istersen sana her zaman kapım açık. Türkiye'deyim ve buraya da bir şirket açtık. Sana adresi yazarım gelirsen yüz yüze de konuşuruz.
Maili atıp, laptopu elimden bıraktım. Dışarı çıkıp, güzel havanın tadını çıkarmak istedim. Bahçenin dışında siyah arabaların durduğunu gördüm. Selim duşa girmişti. Ona söylemek istedim fakat rahatsız etmek istemedim. Ben yanlarına giderek arabanın içinden çıkacakları görmek istedim.
Arabadan çıkan ise Ferdi'den başka biri değildi. Bana hala şaşkın ve donuk bir şekilde bakıyordu. Buraya kadar bizi takip etmiş olmalıydı. "Ne işin var senin burada?" Dedim. O ise yanıma gelerek elimden tuttu "sen hayattasın, seni çok aradım ben, sen neredeydin?" Diyerek sayıklıyordu. Bense tekrar elini elimden çekerek "senden uzak bir yere gitmem gerekiyordu, sen ne hakla yanıma gelirsin, nasıl elimi tutarsın. Ailem sizin yüzünden öldü unutacağımı mı sandınız? Bunların hepsinin bedelini çok ağır ödeyeceksiniz" dedim.
Ferdi hâlâ bana bir şeyler anlatmaya çalışsa da onu hiç dinlemiyordum. Bana bakarak "ben bitek seni koruyabilirdim, Londra'ya gönderecektim. Seni yakaladılar sandım" dedi. Hepsi yalan diyerek bağırdım. "Sen adi bir insansın, git buradan" dedim. O ise "bu işin peşini bırakmayacağım" diyerek tekrarladı.
Tam konuşurken Selim duştan çıkmış balkona etrafı izliyordu. Ferdi sinirli, bir okadar da hırçın bir şekilde "sevgilin mi?" Diye sordu. Bense kısık bir sesle "sana ne gitsene?" Dedim. Ferdi hala Selim'i izliyordu. Bana bakarak "sana her şeyi ispat edeceğim" dedi ve gitti.
Bende, Selim daha fazla bir şeyleri anlamadan içeri girdim. Bana kiminle konuştuğumu sorsa da çarpık cevaplarımla neyse ki atlatmıştım. Hemen konuyu değiştirerek toplantının yaklaştığını söyledim. Oda "doğru söylüyorsun" diyerek hemen arabayı çalıştırdı.
Toplantıya geldikten sonra içeriye girerek güzel bir konuşma gerçekleştirdik. Her şey iyi geçiyordu. Bizi, firmamızı, hizmetimizi çok beğendikleri için bize çok olumlu bakıyorlardı. Güzel güzel konuşma yaparken bir anda gözümün önü karardı. Öylece gözüm dolmuş vaziyette baka kaldım. Selim hemen anlayacak ki toplantıyı yarıda kesip herkesi dışarıya çıkardı.
Yanıma gelerek çantamdaki ilaçlarımı su ile birlikte verdi. Beni sakinleştirmek için derin derin nefesler aldırarak sarıldı. Ailemin ölümünden sonra psikolojik bir rahatsızlık geçirmiştim. Bir anda öylece kalakalıyordum ve eski anılarım aklıma geliyordu. Ama tabi ki Kötü anılardı bunlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
8. KONFERANS (Tamamlandı)
Mystery / Thriller25 yaşındaki Savcı Elif Aygün herkesçe çok bilinen ,annesi ile yaşayan , genç yaşta iyi yerlere gelmiş , zarif ve otoriter bir kadın. Konuşmasında tam kendini, yaşadıklarını dikkatle anlatırken uzaktan bir silah sesi gelir. Sabah tanıştığı ve konf...