Hemen yanına gittiğimde gördüklerim karşısında çok şaşırmıştım. İğrenç biçimde konteynıra atılmış, pis pis kokan cesetler vardı. Cesetlerin yüzleri pek seçilmiyordu ama konteynırda annemin bilekliğini gördükten sonra, öylece affalandım kaldım. Etrafı inceleyip hemen Ferdi'yi veya polisi arayacaktım arkamızdan hızla bize gelen ve hatta yüzünü dahi seçemediğim birisi Ali ve beni bir anda tutup etkisiz hale getirmişlerdi.
22.09.2021 13:34
Her yer karanlıktı, hiç bir şey göremiyordum. Ağzım bantlı olduğu için Ali'ye kendimce seslendiğimde bir ses bir kıpırdanma dahi gelmiyordu. Ellerim, ağzım ve gözlerim kapalıydı. Çaresizce çığlıklar atıyordum, sonunda bir kapı sesi duydum. Kendinden emin adımlarla bana doğru geliyordu. Kim olduğunu merak etsem de hiç bir şey yapamıyordum.
Adam kafama bir şey dayadı. Büyük ihtimal bu bir silahtı ve beni de diğerleri gibi öldürecekti. İçlene içlene ağladım. Tam tetiğe basacaktı ki biri "dur" diye seslendi. Bu ses Ferdi'nin sesiydi. Beni kurtarmaya geleceğini biliyordum. Avazım çıktığı kadar bağırmaya başladım. Ferdi kafama silah dayayan adama "onu şuan öldüremeyiz" dedi. Şuan mı?
Ferdi'nin söylediği söze aklım almıyordu. Ne demek şuan, bu kimin tarafındaydı? Yanımdaki adam "Esra vurulmasını istedi ve bende dediğini yerine getireceğim" dedi. Neler duyuyordum ben, ne Esra'sı? Sonunda gözümün önündeki tülbent kalktı. Ferdi tıpkı ilk karşılaşmamızdaki kadar cani duruyordu. Yanında Ali'de vardı. Ne yani bunların hepsi oyun muydu?
Bana kalan kahırla gözümdeki gözyaşlarını sildim. Yanımdaki adam bana kötü kötü bakıyordu, her an bir kaşık suda boğabilirmiş gibi. Ferdi hiç tepki vermiyordu, benimse ağlamaktan başka aklıma bir şey gelmiyordu. Ferdi ciddi ciddi " dayı Esra onunla yüzleşmek istiyor, sonra kendi işini kendi halleder" dedi.
Duyduklarıma inanamamıştım. Keşke beni Esra yada dayıları değil, ikinci bir kez Ferdi vursaydı. Onca geçirdiğimiz şeyler hep boşa mıydı, bunların hepsi oyun muydu? Babasının ölümü, annemin ölümü, Gamze'nin yaralanması ve Keremin babası. Gerçekten inanamıyordum, bu kumpasa nasıl kanmıştım. Annemi canice çöp konteynırına atan adam Ferdi'miydi? Kafam allak bullak, durumuma ağlıyordum.
Bir iki saat depo gibi bir yerde beklettikten sonra Esra gülerek içeri girdi. Ferdi ve Ali tepkisiz bakıyorlardı. Esra kimseyi konuşturmadı, ağzımdaki banttı sertçe kopararak bana zavallıymışım gibi bakıyordu. Topuklu ayakkabısının çıkardığı tak tak seslerle etrafımda öylece dolanıyordu ve konuşmaya başladık.
- Ah saf Elif, koskoca savcının düştüğü hallere bak.
- Sen benden ne istiyorsun?
- Annemi kimler üzdüyse hepsini acı çektirerek öldürdüm ve sıra sende.
- Sen yaptırdın, Ferdi ve siz hepiniz beni kandırdınız!
- Yani Ferdi abiciğim pek kandırmış sayılmaz ama oda sonunda gerçekleri anladı. Benim tarafımda.
- Hepiniz pislik insanlarsınız, hepinizi mahvedeceğim.
- Bak Elif'ciğim durduk yere tehditler savunmana gerek yok. Öleceksin ve bu çok acınası. Sana, yaptığım planları anlatayım. Babamı öldürmek çok kolaydı, tabi ki dayımlar sayesinde. Babam ile annemin ölümünden sonra kendisiyle hiç konuşmadık çünkü; senin kaltak annenle bir ilişkisi vardı. Annemin gözünün içine baka baka konuşuyorlardı. Babam annemi gram sevmediği için annem yataklara düştü en sonunda ise kendini camdan atarak öldü. Ferdi ise hep babasına inanıyordu. Abiciğim bazen gerçekten de çok pislik olduğunu söylerdiler mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
8. KONFERANS (Tamamlandı)
Mystery / Thriller25 yaşındaki Savcı Elif Aygün herkesçe çok bilinen ,annesi ile yaşayan , genç yaşta iyi yerlere gelmiş , zarif ve otoriter bir kadın. Konuşmasında tam kendini, yaşadıklarını dikkatle anlatırken uzaktan bir silah sesi gelir. Sabah tanıştığı ve konf...