31. BÖLÜM

47 11 0
                                    

Selim gittikten sonra bende bir iki maili açıp incelemeye başladım. Naz Gül'den bir mesaj vardı:

 Beni ne kadar mutlu ettiğinizi bilemesiniz. Sizin tekrar sekreteriniz olmayı seve isterim. Sizden son bir istekte daha bulunabilir miyim? Size attığım numaradan beni ararsanız, bir defa da olsun sesinizi duymak isterim. 

Yazıyordu, bende ona yüz yüze konuşmak için bir saat sonra bir yer söyledim. O ise hemen maile cevap verip orada olacağını söyledi. Çantamı ve topuklu ayakkabımı giyerek arabama bindim. Sahilin kenarındaki minik kafede bir buluşma ayarladık. Bir yandan araba sürüyordum, bir yandan da torpidonun gözünden mendil almaya çalışıyordum, biraz daha  karıştırırken elime küçük bir şey geldi. Merak edip aldığımda ise küçük bir USB bellek olduğunu gördüm. 

Bu belleği hatırlamıştım, Ali'nin bana hazırladığı bellek. Öylece baktım ve merakıma yenilip taktım. Bu bellek tamda üç buçuk sene öncesine aitti. Arabanın ekranından baktığımda içinde bir tek ses olmadığını gördüm. Bir adet video olduğunu gördüm. Videoda Ferdi Saraç'ın konuştuğu hatta bir hayli kötü konuştuğu bir video vardı.

Ali neden bunu buraya atmak istesin ki? Bu neydi şimdi, öylece küfür ettiği, alkol aldığı videoydu bu ve ayrıca seneler önce elime aldığımda böyle bir videoyla karşılaşmamıştım. Birinin yine benimle uğraştığını anlamıştım ama bu sefer Ferdi'den hoşlanmayan birinin olduğu belliydi. Ben bu belleği çoktandır görmemiştim hem Ali'nin bana verdiği bellekte arka tarafında ufak bir delik vardı.

Belleği tekrar torpidonun gözüne koyarak yoluma devam ettim. Kafeye geldiğimde ise Naz Gül'ü hemen ilk masada otururken gördüm. Beni gördüğü an ayağa kalkarak kocaman sarıldı, bende aynı şekilde ona sarıldım. Yerine oturduğunda ise "hiç değişmemişsiniz" dedi. Ben ise teşekkür edermişçesine başımı salladım. 

Sohbet etmeye başladığımda, ben yokken neler olduğundan bahsetti. Sinan Müdürümün emekli olduğunu, Gamze'nin komadan çıktığını ve Ferdi ile beraber çalıştıklarını. Hepsini anlatmıştı. Tek merak ettiğim ise Esra ve Ali'ye ne olduğuydu. Sorduğumda ise Naz Gül önce susmayı tercih etti sonunda ise "Esra'yı deli hastanesine yatırdılar, Ali ise şehri terk etti" dedi. Duyduklarım karşısında çok şaşırmıştım. 

Peki Karanlara ne olmuştu? Tam sohbete dalmışken Naz Gül lavaboya kalkacağını söyledi. Kalktığında ise bende onu beklemeye başladım. Hâlâ onu bekliyordum ki bir anda yanımda Ferdi belirdi. Onu görür görmez yerimden kalkıyordum ki beni tutarak tekrar yerime oturttu.

Bana baktı, sanki suratımı ezberliyordu. "Bana inanmak zorundasın savcı" dedi. Bende sinirlenerek "bana savcı deme" diyerek çıkıştım. O ise hiç bir şey demeden öylece yüzüme bakıyordu. Baktım ki Ferdi'nin beni dinlediği yoktu. Bende ona sorular sormaya başladım. "eee beni nasıl kandırdın ama" dedim. Hiç bir şey demiyordu, öylece yüzüme bakıyordu soruya soruyla karşılık vermeye başladı. Bana bakarak "okadar sene neredeydin?" Diye sordu. Bu sefer de ben cevap vermedim.

Öylece birbirimize bakarken masanın üstündeki telefonum çalmaya başladı. Arayan Selim'di, telefon ısrarla çalsa da açmadım. Ferdi telefonuma dikkatlice bakıyordu, bana bakarak " arayan kişi neden bu kadar üzerine düşüyor" diye sordu. Şaşkın şaşkın ona baktım, birazda arsızlaşarak "kendisi benim sevgilim, tıpkı Gamze'nin senin sevgilin olduğu için" dediğimde Ferdi'nin suratı renkten renge girmişti. Hiç bir şey söylememeye devam ediyordu. 

Kemiklerini belirginleştirerek şakağını sıvazladı. Bana hızla baktı "Gamze benim sevgilim değil iş yapıyoruz" dedi ve kalktı. O kalktıktan hemen sonra da Naz Gül gelmişti. Naz Güle "nerede kaldın?" Diye sorduğumda ise "makyajımı tazeliyordum" cevabını aldım. Saate baktığımda toplantıya geç kaldığımı fark ettim. Hemen Naz Gül'ün yanından ayrılarak arabama bindim ve şirkete gittim. 

8. KONFERANS (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin