19. BÖLÜM

91 12 0
                                    

Adam tuhaf tuhaf bana ve Ferdi'ye baksa da, Ferdi durumu toparladı. O adama dönüp "O gün babam hayattaydı ve şuan yok, biliyorsunuz ki bu konularda çok hassastı asla böyle bir işe girmemi istemezdi." dedi. Adamlar kafalarını sallayarak, onay verdi. Genç adam tekrar Ferdi'ye baktı daha sonra bana baktı "Peki, öyle olsun." dedi. 

Ferdi nerede satış yaptıklarına kadar sormaya başladı, yaşlı adam hepsini anlattı. Onları tutuklamak için yeterince delilim vardı fakat daha işin içinde kimlerin olup olmadığını bilmiyorduk. Garsonlar fır fır dönüp alkol dağıtıyorlardı Ferdi ve bana bir viski getirdiler.

Yavaşça bir yudum aldıktan sonra diğer masaya poker oynamaya geçtik. Masada dört tane takım giymiş adamlar ve hepsinin masasının yanında genç kızlar vardı. Ferdi'de oturduğunda beş kişi olmuşlardı. Bende onun masasının yanına oturdum ellerimi onun omuzlarına koyarak ona moral vermeye başladım. 

Ferdi kartları çok tecrübeli bir şekilde karıştırarak dağıttı. Bu oyunu iyi bildiği belliydi, bende tıpkı diğer kızlar gibi Ferdi'ye moral veriyordum. Onu izledikten sonra gözüme, masada konuştuğumuz genç adamı kestirdim. Ferdi oyuna odaklanmıştı, "Ben hemen geliyorum canım lavaboya gideceğim." dedim. Ferdi'de "Hemen geri gel." diyerek karşılık verdi. 

Biraz daha baktıktan sonra tam lavaboya gidecektim ki, tam tahmin ettiğim gibi genç adam kolumdan tuttu ve "Merhaba." dedi. Bende ona aynı şekilde karşılık verdim. Elini buyurun dercesine büyük bir masaya uzattı. Masaya oturduk kendisi 1.80 boylarında, sakalsız, siyah saçları olan bir hayli çekici bir adamdı. Gözlerimin içine bakıyordu,

Ağzından ne kadar laf alsam o kadar iyiydi, yavaş ve bir o kadarda sert bir konuşması vardı:

- Ben Elif.

- Ben de Ahmet, çok memnun oldum Elif Hanım.

-Bende.

- Ferdi babasının ölümünden sonra bayadır gelmedi. Ama bugün baya hevesli gördüm.

- Evet tekrar sahalara geri dönmek istiyor.

- Fakat daha önce yanında kız getirdiğini hiç görmemiştim.

- Ben gelmek istedim, biz arkadaş sayılırız hatta arkadaştan biraz daha yakın.

- Bu güzel, arkadaş olmanıza sevindim o zaman seni bir günlüğüne ödünç alabilirim değil mi?

- Siz beni yanlış an..

- Yok yok ben çok iyi anladım, eğer benimle gelirsen sana oyuncak muamelesi yapmam, seni direkt yanıma alırım. Oyuncak olmak için fazla güzelsin.

- Oyuncak değilim, bence sizde laflarınıza dikkat edin, iyi günler.

Kalktım ve lavaboya yürüyordum ki masada oturduğumuz adam kolumu sıkıca tutup duvara yapıştırdı. Gözlerinin kırmızı olduğunu gördüm bana bakarak "Kimse beni reddedemez, hele senin gibi kaltaklar asla!" dedi. Kolumum ağrısı yüzümü büzmeme neden oldu, tam bırak diyecektim ki Ferdi arkadan gelip Ahmet'e yumruk attı.

Dur dememe rağmen adamın ağzını burnunu kırmıştı. Ferdi küfürler sayıyordu, karşısındaki adamı öldürecekti hemen ekiplere haber verdim. Beş dakika sonra gelip gösterdiğimiz kişileri tutuklayarak gönderdim. Ferdi bana sinirli sinirli bakıyordu, konuşmak istemiyordum, kabanımı giyip çıktım. Ferdi'de arkamdan geldi, konuşmaya başladık:

- Sana bir şey yaptı mı?

- Hayır, sadece kolumu tuttu. 

- Onun kafasını koparmam gerekiyordu, kolunda bir morluk yada ağrı var mı?

8. KONFERANS (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin