0.0

74.4K 3.2K 1.5K
                                    

*** Homofobikler başlamadan hikâyeyi terk edebilirler. Sorun çıkartmak için okuyanlar, açık bulmaya çalışanlar, alaycı pezevenkler beni uğraştırmadan siktir olup gitsinler lütfen.

Kurguda olduğunuzu da unutmayın lütfen.

kalanlar için iyi okumalar.***


Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum.

Her mahallenin kendisine ait bir yapısı, bir kuralı olurdu. Ve bir de kendilerini bu kuralları uygulatmaya adamış kekoları...

Keko kelimesi biraz abartıydı. Ağır abi demek onlara daha çok uyarken bizim mahallenin çetelesi tam beş kişiydi.

Alp abi ve kardeşi Altun, Kemal –kendisi ablamın sevgilisi olur-, Ceyhun –tofaşıyla geceleri mahallede turlar- ve çetenin lideri Devran abi.

Yaş ortalaması tamamen otuz olan çeteyi tüm mahalle hatta tüm semt severdi. Başta keko dediğime bakmayın, yaşlılara yardım eder, zorda olana koşarlardı ama işte... Ağır abi tiplemelerini pek sevmezdim.

Sevmediğim için de ablam gidip onlardan birisi ile sevgili olmuştu ve yakında nişanları bile vardı.

"Barış! Ablacım gel de Kemal abine bir yardım et."

Bahçeden bana seslenen ablamla odamdan çıkıp koridordan geçerek kapıya çıktığımda pazardan gelmiş olan çifti ve arabasından yeni çıkan Ceyhun abiyi görmüştüm.

Evlerimiz müstakil gariban evlerinden biri olsa da benim için mutluluk değeri taşıyordu. Babam altı yıl önce vefat etse bile annemle ablam bir olup evi çekip çevirmiş bana ise sadece okumamı söylemişlerdi.

Şimdi yirmi yaşında sınava yeniden hazırlanan yeni yetme bir gençtim ve hâlâ çalışmama izin verilmiyordu.

Ben kendi içimde sohbete dalmışken görmediğim ama bagajdaki poşetleri alarak direkt üzerime doğru yürüyen Devran abiyle kenara kaydığımda gözleri gözlerimi bularak selam vermişti.

"Naber Barış?"

Sesindeki etkileyici tonla gülümsemeye çalışarak "İyidir." Dediğimde yıllardır olduğu gibi yine yüz yüzeyken ona abi dememiştim.

Özel bir nedeni yoktu. Sadece Devran abi karşımdayken ona abi demiyordum ve o da bu durumu pek takıyora benzemiyordu.

Gerçi mahallenin gözde bekarından birisi olan Devran abiden etkilenmemek elimde değildi ama işte. Bir yerde de o... Devran abiydi.

"Ablacım yardım etsene, ne dikiliyorsun?"

Ablam Sedef ellerindeki poşetlerle yanımdan geçerken beni uyarınca ben de Kemal abinin yanına geçtiğimde bana bakıp göz kırpmıştı.

"Sen armutlarla ayvayı al geç içeri, gerisini biz getiririz."

Sadece iki poşet için çıktığımda yanarken ağır olmayan poşetleri alarak içeriye girdiğimde mutfakta su içen Devran abi ve aldıklarını hemen dolaba yerleştirmeye başlayan ablamı geçerek elimdekileri tezgaha bırakmıştım.

"Ordu doyurmuyoruz neden böyle aylık alışveriş yapıyorsun ki? Sonuçta haftaya da kurulacak bu Pazar."

Kalçamı tezgaha dayayarak konuşmamla ablam kafasını gömdüğü dolaptan çıkartıp bana cins cins baktığında iç çekip bakışlarımı ondan kaçırmıştım.

"Siz geçin bahçeye hadi, ben çay koyarım.."

Ablam ben ve Devran abiye hitaben konuşsa da boş durmayı sevmediğim için ocaktaki çaydanlığa ilerleyip altını yaktığımda demlikteki eski çayı da çöpe dökmüştüm.

Demliği sudan geçirip çaydanlığın üst kısmına yerleştirmemle Devran abinin bana baktığını görürken boş bakışlarla onu süzmüştüm.

"Bardakları hazırlasana."

Bardakların bulunduğu dolabın onun tarafında olmasından kaynaklı ve izlenmekten hoşlanmadığım için bu işe ona kitlememle suratında tebessüm oluştuğunda hiçbir şey demeden dolabı açmış ve bardakları tezgaha çıkartmaya başlamıştı.

Ben o tezgaha ulaşmak için hafif parmak uçlarımda kalkıyordum ulan...

Kemal abinin elindeki poşetlerle mutfağa girmesiyle alanımız daha da daralırken bize doğru gelmesi benim için hareket etme çağrısıydı.

Onun için yer açmak amacıyla hareket etsem de yarı yolda karşılaştığımızda kendimi mecburen Devran abiye doğru yöneltmiş ve sırtına göğsümü yaslamak zorunda kalmıştım.

Arkamdan geçmeye çalışan Kemal abi biraz daha beni ittirirken Devran abi arkasını dönerek beni kollarının arasına aldığında vücutlarımız birleşse de alan açılmış ve Kemal abi rahatça geçiş sağlamıştı.

Ben sarıldığım sıcak vücutla kasılırken etrafıma sarılmış olan güçlü kollar olduğu yerde dururken genzimi temizleyerek geri çekilmiş ve kimseye bakmadan "Ben bahçedeyim." Diyerek ortamı terk etmiştim.

Bu çeteyle ablam sayesinde çokça görüşsem de onlarla böyle etkileşimlere girmeye pek alışkın değildim. Gerçi bunun en büyük nedeni yine bendim. Onlar tamamen sıcak kanlı olsalar da kendimi geri çekmem gerekiyordu.

Saklamam gereken yönelimim vardı ve semtin ağır abileriyle bu sırrımı paylaşma gibi bir düşüncem asla yoktu.

*****

5.9.2021

Köşe Başı (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin