Bir önceki bölüm gelen oy sayısı... gözlerimi yaşarttınız uleyn. 😽Gözlerimi açtığım anda bilmediğim bir oda ile karşılaştığımda yanımda, başını yatağa koysa da yerde oturan bedenle şaşırmıştım. Fakat dün olanların gözümün önüne gelmesiyle minnet dolu bir gülümseme eklemiştim suratıma.
Dün her şekilde yanımda duran Devran abiydi. Benimle ilgilenmiş, omzunu ve evini açmıştı.
Hatta anlaşılan tek bunları değil, yatağını da benim için açmıştı.
Elimi uzatarak saçlarının bir tutamını parmaklarımın ucunda tutmamla gülümsemem büyürken huzurla uyuyan bedeni incelemiştim.
Ne bileyim, uyurken... sevimli duruyordu.
Kıpırdanmaya başlayan bedenle ellerimi hızla kendime çekerek gözlerimi Devran abiye diktiğimde yavaşça gözlerini aralamış ardından da bana bakmıştı.
"Barış... Neden erkenden uyandın?"
Kaşlarını hafif çatarak konuşmasıyla tebessüm ettiğimde gözleri dudaklarıma kaysa da ardından yeniden gözlerime odaklanmıştı.
"Dinlenmiştim."
Omuz silkerek konuşmamla kafasını sallayıp gerindiğinde dilimle dudaklarımı yalamıştım.
"Şey... dün için teşekkür ederim Devran. Nasıl haberin oldu da geldin bilmiyorum ama... iyi ki geldin."
Biraz çekinerek konuşmamla karşımdaki adam resmen parladığında onu bu kadar mutlu edebildiğim için hem şaşkın hem de mutluydum.
"Yakup haber verdi, ben de hemen geldim ve yarım yamalak verdiğin ifadeden bilgi aldım."
Yavaş yavaş konuşan Devran abi ile kafamı olumlu anlamda salladığımda derin bir nefes alarak elini sakince kaldırıp bana yakın bir noktaya koymuştu. Bana dokunmuyordu ama sıcaklıklarımızı hissedebiliyorduk.
"Faruk için endişelenme ya da kafana takma. Dün sana sataştığı sıralarda polis peşindeymiş. Yanlış kişiye bulaştığı için bir süre içerde kalacak gibi duruyor. Senden şikayetçi olmamasının sebebi de biraz bizim ziyaret etmemiz ama sorun yok."
Gözlerimin içine bakarak konuşmasıyla dalgınca kafamı salladığımda elimi hafifçe uzatıp kısa süreliğine elini tutmuştum.
"Sana büyük bir teşekkür borçluyum. Dün yıkılmıştım ve sen olmasan-"
"Teşekkür et ya da minnet duy diye yanında değildim Barış."
Söyleyecek daha birçok sözü varmış ama yarı yolda susmuş gibi gözlerime bakmasıyla bahsettiği şeyi algıladığımda yutkunarak kendimi toparlamış ve yataktan kalkmıştım.
Kafa bulandırıyordum...
"Kahvaltıyı ben hazırlayayım o zaman, hem-Siktir!"
Aklıma gelen sınavla şok içinde Devran abiye döndüğümde kaşlarını çatarak bana baktığını görmüştüm.
"Sınav vardı geç kaldım!"
Saatin on olmasına bakacak olursam şu anda sınava başlamışlardı ve ben Devran abinin evinde, onun yatak odasındaydım.
"Sakin ol Barış. Gitmezsin olur biter. Sen daha önemlisin."
Sözlerini özenle seçen Devran abiye karşı ofladığımda kaşları daha da çatılmıştı.
"Ablam kesecek beni. Hem o dün gece karakolda olduğumu öğrenirse!"
Gözlerimi şok içinde açmamla Devran abi yanıma gelip omuzlarımdan tutmuştu.
"Bana güvenir misin? Ablanla konuşacağım. Ayrıca... eğer istersen birkaç gün daha bende kalabilirsin. Hem kafanı daha rahat toparlarsın. Evde annen ve ablan için numara yapmak zorunda kalmazsın."
Sözleri kulağa mantıklı gelirken kafamı eğip iç çekmiştim. Burada kalmamla umutlanır mıydı?
"Beni düşünme Barış. İstediğim senin iyi olman."
Gözlerime bakarak konuşmasıyla kafamı olumlu anlamda salladığımda içten bir şekilde gülümseyip omzumu sıkmıştı.
"Hadi elini yüzünü yıka. Sen kahvaltıyı hazırlarken ben de ablanla konuşma işini hallederim."
Kafamı sallayarak banyoya girmemle Devran abi başka bir yerde elini yüzünü yıkayarak evden ayrıldığında kendimi hafiften iyi hissediyordum. En azından dünkü çökmüş halim yoktu. Bunda dün gece ağlamam ve kulağıma fısıldanan güzel cümlelerin etkisini azımsamam ise mümkün bile değildi.
***
Üzerimde bir anda (!) kırılan yumurtanın lekeleri varken küfür ederek Devran abinin odasına girmiştim. Dolabından alacağım tişörte laf edeceğini düşünmediğim için direkt dolabını açarak kendime olabilecek tişörtlere bakındığımda lacivert olanı gözüme kestirerek çıkartmış ve denemek amaçlı üzerime tutmuştum.
Boyunun ve genişliğinin beni aşacağını bile bile üzerimdeki tişörtü çıkartıp üzerime Devran abinin tişörtünü geçirdiğimde burnuma dolan güzel kokuyla istemsizce gülümsemiştim.
Bir an ne yaptığımı hatırlayarak suratımdaki gülümsemeyi bozduğum sırada dolabı kapatmak için elimi kaldırdığımda gördüğüm eski kutuya bakakalmıştım.
Bakakalmıştım çünkü kutunun üzeri camdı ve camdan bana göz kırpan şey yıllar öncesine aitti.
Altun ile çamurdan yaptığımız oyuncaklardan birkaçını burada görerek şaşırdığımda Devran abinin beni iki yıldır sevdiğini söylemesini anımsamıştım.
İki yıldır seviyor olsa da yıllardır bunları mı saklamıştı?
İyi de neden ve nasıl yapmıştı ki bunu...
Kutuya uzanarak dışarıya çıkartmamla kutuda çamur oyuncağından başka bir de çete ve benim de olduğum iki yıl öncesine ait fotoğrafla gülümsediğimde kapının orada bir hareketlilik hissetmiştim.
Yakalanmanın verdiği panikle hızla kutuyu dolaba koysam da bana bakan Devran abiye şaşkınca döndüğümde ne söyleyebileceğimi düşünüyordum.
"B-ben... üzerim batmıştı. Tişört giydim ama kutuyu gördüm. Bilerek bakmadım! Sadece çamurdan yaptığımız-"
"Sakin ol Barış. Sana kızmayacağım."
Gözlerimin içine sakin sakin bakan Devran abi ile rahatladığımı hissederken gözleri üzerimde dolaşmış ve hafifçe tebessüm etmişti.
"Kutudakileri anlatmamı ister misin?"
Kaşlarını kaldırıp sevgiyle gülümsediği sırada yavaşça kafamı salladığımda Çamurlu oyuncakların hikayesini merak ediyordum.
Derin bir nefes alarak odaya giren Devran abi ile sertçe yutkunduğumda hafifçe titreyen ellerimi birbirine bağlamıştım.
Sanırım panik olmak bana pek yaramıyordu. Elim ayağım dolaşmıştı resmen.
Rahatça yanıma gelerek kutuyu aldığı gibi yere oturan Devran abiyi takip ederek ben de yere oturduğumda karşımdaki adam resmen dalıp gitmişti. Fakat yüzünde öyle güzel bir gülümseme oluşmuştu ki, keşke hep böyle dalsa demeden edememiştim.
****
20.9.21
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Köşe Başı (bxb)
Teen Fiction---TAMAMLANDI--- Barış mahallede sessizce yaşayan bir çocuktu. Devran ise mahallenin ağır abisi. Eşcinsel konulu bir hikayedir, bunu bilerek başlamınızı isterim. Homofobikler ve aşağılayıcı yorum yapanlar engellenecektir. +18 içerikler, smut ve şid...