Bir Önceki bölümü görmemiş olabilirsiniz. (Oy sayısı da az o yüzden diyorum) bir bakın isterseniz. Sonra yine bu bölüme başlarsınız. 💞🌻🌊☁🌊
Ablamın ısrarları ve Altun'un da devreye girmesiyle köşe başında toplanmış çekirdek kola yaparken Ceyhun abi çaktırmadan Alp abinin kuru yemişlerinden yiyordu. Düzeltiyorum: Alp abinin her zaman özenle alıp cebinde taşıdığı kuruyemişlerini.
Karanlığın yardım etmesi ve bizim de devreye girmemizle Alp abi oyalanırken Ceyhun abi sinsi sinsi kuruyemişlerle resmen aşk yaşıyordu.
Bu arada Alp abiye sanki birkaç gün önce yumruk yumruğa girmemişler gibi sorunsuz biçimde anlaşmaya devam ediyorlardı.
"Oy darlandım ben."
Kemal abi bir anda elindeki çekirdekleri poşete geri koyup ardından da yakasını çekiştirdiğinde Alp abi ona dönmüş ve gözlerini kısarak bakmıştı.
"Geçen seni yenmiştim ya, gel bir daha yeneyim de gör babanınkini."
Alp abinin bir anda çıkışmasıyla Kemal abi de gaza geldiğinde ne olduğunu anlamadan ikisi bir anda ortaya iskambil kağıtlarını çıkartmışlardı.
"Ruh hastaları."
Kendimi tutamayıp söylenmemle Kemal abi bana dönerken hızla gözlerimi kaçırsam da duymuştu beni.
"Gel lan, sen de oyna. Tüm kartları önüne koyup üteceğim seni."
Kemal abi bir anda bana dönerken Alp abi omzundan itip beni göstermişti.
"Ne oldu? Beni yenemeyince bu sabi sübyana kaldın değil mi? Puşt seni."
Alp abinin durmadan Kemal abiye sataşmasıyla aradan çekilmeye çalıştığımda Altun diziyle beni sırtımdan iteklemişti.
Arkama dönmemle bana yalvaran bakışlarını gördüğümde birlikte kuruyemişleri aşırıp yediği Ceyhun abiyi gösterip dudaklarını bükmüştü. Konumum onlar için mükemmel bir saklanma açısı yaratıyordu.
Derin bir iç çekerek kafamı sallamamla bana havadan bir öpücük attığında Ceyhun abi de göz kırpmış ve ben nihayet önüme dönmüştüm.
Ah, bu arada Devran abi markete kadar gitmişti ve ben onun bakışları olmadan biraz yalnız kalmıştım.
"Pişti oynayalım,, kaybedene tokat cezalı."
Alp abinin canice sırıtmasıyla Kemal abi güldüğünde ben şokla ikiliye bakıyordum. Nevrim dönmüştü iki dakikada anasını satayım.
"Tama-olmaz!"
Bir anda gözleri bana dönen Kemal abi bağırırken Alp abi yüzündeki gülümsemeyi bozarak kaşlarını çatmıştı.
"Ne bağırıyorsun lan? Hem niye olmasın amına koyayım, her zaman cezalı oynarız."
Gayet olağan bir biçimde konuşan Alp abiyle birlikte Kemal abi ensesini kaşırken beni göstermişti.
"Bunu geçen dövdüler zaten, beyni akmıştır yazık değil mi?"
Ona ters ters bakmamla Alp abi bana baktığında omuz silkmişti.
"Lan zaten Barış'a niye vurayım? O kaybetse de sen dayak yiyeceksin, damat olmak kolay mı sandın yarrağım?"
Alp abinin dedikleriyle kocaman gülümsediğimde Kemal abi rahatlayarak Alp abiye dönmüştü.
"Sikik sikik konuşuyorsun ama o lafları götüne tıkacağım ha."
Onun konuşması ortamı daha da alevlendirirken bir anda omzuma koyulan elle arkamı dönmüş ve dibimde duran Devran abiyle yüz yüze gelmiştim.
Nefeslerimiz birbirine karışırken hızla önüme döndüğümde Devran abinin aslında elindeki içeceği Alp abiye uzattığını görerek kendime kızmıştım.
Bir de adama bağıracaktım.
Devran abi yolu kapattığım için ve Alp abi köşede oturduğu için mecburen ona uzanmalıydı, beni de destek almak için kullandığı anda şans eseri arkama dönmüştüm ve dudakları- yani suratıyla karşılaşmıştım.
Aklımın dağılmasıyla kafamı iki yana sallarken hemen yanıma oturan bedenle oraya döndüğümde kaşlarını çatarak kartları izleyen Devran abiye bakmıştım.
"Cezayı kime kesiyorsunuz?"
Sesi tehlikeli bir tonda çıkarken Alp abi güldüğünde "Kim kaybederse, ama bu pezevenk kim kaybederse kaybetsin cezayı yiyecek." Derken Kemal abi gözlerini devirmişti.
"Barış kaybetse de ben yiyorum kardeşim."
Devran abi kafasıyla onaylarken iç çekerek ikiliye bakmıştım.
"Yalnız ben de buradayım. Yarım saattir kafanıza göre konuşup durdunuz."
Boş bakışlarla ikisine baktığımda Alp abi bana dönmüş ve kaşlarını kaldırmıştı.
"Kaybedip dayak mı yemek istiyordun?"
Haklı mıydı? Evet.
Sonuçta kart oyunlarını nadir oynamış birisi olarak ütüleceğim kesindi ama demek istediğim de farklıydı.
"Hayır tabii ki, sadece ben de buradayım ama hakkımda kararlara varıyorsunuz. "
Rahatsızlığımı dile getirmemle Alp abi duraksarken bir anda babacan bir şekilde gülümsemişti.
"Benim tüm hıncım şu yavşağaydı len, alındıysan özür dilerim."
Omzuma koyduğu eliyle beni sıkıştırırken istemsizce bu hareketine gülmüştüm. Neyse ki gönül almasını bilen tiplerdi.
Benim kafamı sallayarak sorun olmadığını söylememle oyun başlarken Devran abinin yardımlarıyla iyi kötü oyunu ilerletmiş ve sonunda Alp abinin kaybetmesiyle derin bir nefes almıştım.
"Şimdi nanayı yemedin mi ulan? Beş parmağımın izini geçirmezsem ben de neyim."
Demesiyle Kemal abinin tokadı Alp abinin suratına patlarken benim bile canım acımıştı.
Sokakta yankılanan şap sesi yüzünden dudaklarımı birbirine bastırıp gülmemek için kendimi kastığımda Alp abi yanağını tutarak Kemal abiye fazlaca küfürler etmekle meşguldü.
"Senin nefes aldığın ağacın toprağını sikeyim Kemal. Pezevenk seni, acıttın puşt...!"
Kafamı iki yana sallayıp kocaman olmuş ama hâlâ çocuk gibi olan çeteyi izlediğimde omzuma koyulan ceketle yana dönmüştüm.
"Üşüdün." Demekten başka bir şey yapmayan Devran abiyle duraksadığımda üşüdüğümü kabulleniyordum. Fakat her şekilde karşıma çıkan Devran abiye karşı nasıl davranmam gerektiğini bilemiyordum.
****
Bundan sonra olaylar başlayacak umarım sevdiğiniz bir hikaye olmuştur. ❤
Bu arada Ceyhun x Altun kısmını zaman gösterecek. Önceki gibi kesin bir şelilde 'olmayacak.' demiyorum çünkü o ikisini isteyen kesim ciddi derecede fazla. Dediğim gibi zaman gösterecek. Ama olsalar bile onlara çok değinmem çünkü Kitap tamamen Devran x Barış olarak kurgulandı. 😽
Sizi seviyorum. 💞
10.9.21
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Köşe Başı (bxb)
Teen Fiction---TAMAMLANDI--- Barış mahallede sessizce yaşayan bir çocuktu. Devran ise mahallenin ağır abisi. Eşcinsel konulu bir hikayedir, bunu bilerek başlamınızı isterim. Homofobikler ve aşağılayıcı yorum yapanlar engellenecektir. +18 içerikler, smut ve şid...