Bölüm 25

4.9K 291 12
                                    

Ertesi gece yarısı Oliver üzerindeki takımı çıkarırken ritmik bir melodiyle kapısı vurulduğunda iç geçirip kapıyı açtı. Alex’i karşısında bulmayı beklemiyordu, elbette. Kız içeri girmek için onu ittiğinde karşısında dikilmeye devam ederek elini kapının pervazına dayadı ve gözlerini ona dikti.

-İçeri girmem gerekiyor.” Dedi Alex bıkkınlıkla.

-Neden?

Alex cevap vermek yerine iç geçirdi ve kolunun altından çevik bir hareketle geçip koşa koşa yatağına atladı. Oliver, odanın kapısını kapattı ve elindeki kravatı ona fırlatıp ceketini çıkardı.

-Yarın gece için bir parti veriliyormuş.” Alex muzaffer bir gülüşle kravatı yakaladığında söze girdi.

-Bunu da mı biliyorsun?” Alex kafasını salladı. “Hasan sadece erkeklere özel olduğunu söyledi.” Oliver ona doğru yürürken cebinden telefona benzer bir cismi çıkardı. Alex cihazın tuşuna basıp çalıştırdığı sırada Oliver ceketini yatağa bırakıp gömleğinin düğmelerini açmaya başlamıştı. Alex gözlerinin yerinden fırlama ihtimaline karşı hemen ellerine dikti.

Buraya adamı dikizlemeye gelmedin!

-Bunu taşımanı istiyorum.” İçindeki hengameyi bastırmak için birkaç oktav sesi yükselmişti. Kafası fazlaca doluydu ve çıplak Oliver bu durumu hiç de kolaylaştıracak gibi değildi.

-Bu tam olarak nedir?” dedi düğmelerin sonuncusunu da Alex’i izleyerek çözdüğünde.

-Basit olarak bir sinyal bozucu olduğunu söyleyebilirim.” Oliver’ın kaşları çatıldı. Alex kendini göreceği şeylere alıştırmaya çalıştırarak yüzünü kaldırdı. “Üzerine bir şey yerleştirmeleri riskine karşı.”

Alex derin bir nefes alıp gördüğü manzarayı sindirmeye çalışırken ağzının suyunun akmaması için dua ediyordu ki Oliver gömleğini kollarından sıyırdı ve ceketinin yanına bıraktı. Kemerini de çıkarıp Alex’in yanına yerleşti. Alex elindeki şeyi hızla parmakları arasında çevirmeye başladı. Kulaklarında kanının akışını çok net bir şekilde duyabiliyordu.

-Böyle bir risk mi var?

Sesi tenine çarptığı an Alex derin bir nefes alıp ona döndü, yeni edindiği bilgileri kendine saklamayı tercih ederek –ve Oliver’ın çekimini yok sayarak- tekrar söze girdi.

-Ben bu yüzden buradayım, koca oğlan.” Zoraki bir gülümseme dudaklarında belirse de adamın yüzündeki ifadeyle vazgeçti.

-Sen teklif zarflarını değiştirmek için buradasın. Diğer her ayrıntı beni ilgilendirir.

-Bu ciddi bir mesele.

Oliver alayla güldüğünde Alex tüylerinin diken diken olduğunu hissetti.

-Buraya geldiğimizden beri beni korumak adına hiçbir şey yapmadın, şimdi de böyle devam et.

-Lütfen, Oliver.

-Hayır, hiç sanmıyorum.

Alex somurtup ona bakarken aklına bir fikir geldi. Oliver altın kahvelerdeki şeytani ışıltıyı hemen yakaladı, peşinden gelecek şeyi merak ederek onu izliyordu.

-Bence seni ikna edebilirim.” Oliver kaşlarını çatınca ekledi. “Senin yönteminle. Oyun mu oynamak istiyorsunuz, Bay Cylton?” Yüzünü yüzüne yaklaştırdığında Oliver’ın kaşları şaşkınlıkla havalandı. “Oynayalım, öyleyse.” Alex kocaman sırıtarak cihazı çıplak gövdesine bastırdı. Bu oyunu iki kişi de oynayabilirdi ve Oliver bu konuda özellikle yüksek lisans yapmış olduğunu göz önünde bulundurmak gerekiyordu. Dudakları çarpıcı bir gülümsemeyle karşılık verdiğinde gamzesi çukurlaştı.

FİRARİ DUVAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin