-Hadi ama. Vaktimi harcıyorsun." Okan bunalmış bir ifadeyle Erkan Varlı'ya yaptığı baskından sonra kaydettiği ses verilerinin ışığında zorla evinden getirttiği MIT müsteşarına döndü. "Seni ikna etmekten daha önemli işlerim var benim."
Karşısında ellili yaşlarının nihayetine varmak üzere olan adam fırça gibi kır saçları, yüzündeki görmüş geçirmiş ifadesini destekleyen kırışıklıkları, kule gibi birleştirdiği parmakları, itirazına kulak asmadığını belli eder bir biçimde iç geçirirken kapattığı karanlık kuyuları andıran gözleriyle tam bir otorite portresi gibiydi. Eğer Alexandra Okan'ı bu konuda onu oldukça iyi eğitmemiş, deyim yerindeyse törpülenmemiş olsaydı bu tavrı karşısında kapıyı vurup çıkardı.
-Okan Bey, siz bu devlet için çok önemli işleri çözüme kavuşturup milletimize faydalı oldunuz, kabul ediyorum. Lakin şu var ki bu verdiğiniz hizmet, size istediğiniz gibi insanların hem de devlet adamlarının hayatlarıyla oynamanız için imkan sunmaz. Hele de bunu istihbarat ağını arkanıza alıp...
Genç adamın gevrek kahkahası sözünü kesmese belki de gerçekten korkutucu bir konuşma yapabilirdi.
-O istihbarat diye övündüğünüz minicik yuvanın içinde kaç köstebek barınıyor, haberiniz var mı?" Okan'ın gözleri müsteşarı tekrar bulduğunda kafasını iki yana salladı. "Tahmin? Hiç mi?" İç geçirdi. "Tam bir ümitsiz vaka."
Adam sinirle yumruğunu masaya indirdi. Okan günlük masaya vurup üstünlüğünü belli etmeye çabalama kısmını Erkan'la zaten aşmıştı. Haliyle yine etkilenmemişti.
-Bakın, Okan Bey. Burası kutsal...
Okan'ın kara gözleri küçümseyici bir ifadeyle kısıldı.
-Ben senden önce de buradaydım, ondan öncekinden de önce. Yani burada "kaşarlaşmış" kişi benim." Okan kelimeye vurgu yapmak istercesine havada tırnak işareti yaptı. "Bu ülkeden binlerce çocuk kaçırıldı ve devamı da geliyor. Sen bunun için önlem almak yerine gelmiş burada benimle 'Kim Daha İstihbaratçı?' 'Kim Daha Vatansever?' oynamak istiyorsun. Eğer bana yardım edersen sonra seninle sidik yarıştıracağım ve en uzağa ben işeyeceğim, yemin ederim ama şimdi.."
-Yasa dışı hiçbir işe kalkışmayacağız.
Okan kibirli bir ifadeyle çenesini kaldırdı.
-Ben yasa dışı hiçbir şey yapmıyorum.
-Şunu açıklığa kavuşturalım; buraya hiçbir şekilde destekleyemeyeceğiniz bir takım verilerle başvurdunuz. Sadece ses kaydı, çeşitli işlemlere uğramış nasıl elde edildiği belli olmayan karalama propagandası gibi veriler. Burası hatır gönül işleriyle yürütülen bir kurum değil. En azından tutarlı...
-Anlaşıldı." Okan çevik bir hareketle yerinde doğruldu. Burada zaman kaybetmek yerine bir B planı hazırlayıp yürürlüğe koyabilirdi. "Seni de anlıyorum. Göreve yeni getirildin, devletle arandaki sıcak ortamı bozmak istemiyorsun, falan filan." Elini geçiştirircesine salladı. "Vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ederim, eski müsteşarım."
-------------------------------
Nasıl gitti? (Laverne)
Desteklemeyecek. (GoldenHorn)
Buradaki polisleri ikna ettim. Ben varım. (DarkSide)
Ben de. (BlackWidow)
Oyundayım. (HollyWater)
Elimizi güçlendiriyorum. Olumlu. (Blade2)
-Her şey yolunda mı?
Okan kafasını nihayet telefonundan kaldırıp Mercedes G 350'sini çalıştırdı. Erkan Varlı'nın gözünü korkutmak her ne kadar kolay olmuşsa da MIT müsteşarını ikna edememiş, gereksiz konuşmalarla en kıymetli vaktini harcamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FİRARİ DUVAK
AdventureEski bilgisayar korsanı çiçeği burnunda gelin Alexandra Daniella, kendi müstakbel kocasından kaçarken kendini genç iş adamı Oliver Cylton'un nam-ı diğer Kamikaze'nin kollarında bulur. Bu garip karşılaşma ikisinin de hayatını altüst edecektir.