Bölüm 46

2.4K 182 37
                                    

-Gizemli yolcuğunuza hoş geldiniz baylar ve bayanlar. Size romantik bir buluşma sunamayacağımız için şimdiden üzgünüz.

Beyza'nın tatlı karşılamasının peşinden Okan sırıtarak ekledi.

-Çağrı mesajını kullanmayı iyi akıl etmişsin ufaklık. Benden sana on puan.

Ön koltuk civarında bunlar olurken arka tarafta kızın yanında oturan mafya mağduru Enes'in aklından bin bir farklı soru geçiyordu.

Bu adam kimdi?

Selin ile nereden tanışıyorlardı?

Bu samimi aynı zamanda alaycı üslubu hangi cüret ile kullanıyordu?

Neden baştan beri burada olmasına rağmen işareti geç vermişlerdi?

-Şu an nereye gidiyoruz?" diyerek henüz listesine girmiş olan soruyu sesli söyleyerek bir ilke imza attı Enes.

-Daha rahat olabileceğimiz bir yere.

Okan bunu söylerken tekrar arkasını dönmüş, yine alaycı bir ifade ile konuşmuş ve yine Selin'e doğru bakıp göz kırpmıştı. O an adamın aklına yeni bir soru eklendi.

Bu adam neden bu kadar karizmatik ve ilgiliydi ki?

Gergin ve zoraki sessiz geçen bir yolculuğun ardından oldukça kalabalık ve şık bir mekanın önünde durdular.

-Özel konuşacağımızı sanıyordum." diye homurdanmasına Selin'den önce sağlam bir dirsek darbesiyle cevap aldı. Sonra zehir gibi sözler bunu pekiştirdi.

-Ego zehirlenmesi mi yaşıyorsun sen? Yardım etmeye çalışıyorlar.

-Sakin ol delikanlı." Okan henüz arabadan inmiş genç adamın samimice sırtına vurdu. "En özel şeyler ulu orta konuşulur. Maksat gürültü kirliliği."

İki erkeğin arasında geçen yüzeysel ancak gergin konuşmalar iki kızın da dikkatini çekse de olaya ilk müdahale eden gizemli şoför Beyza oldu.

-Etraftaki seslerin birbirine geçmesine olanak veren bir cihaz kullanıyoruz." Bir yandan mekana zarafetle yürürken giydiği ceketin cebinden cep telefonuna benzer bir cihaz çıkarıp gösterdi. "Bu nedenle kalabalık yerlerde insanların bizi dinlemesi daha zor oluyor."

-Siz derken?

Evet, bu da Enes'in sorularından biriydi elbette. Okan parlak bir gülümsemeyle arkasına dönüp kendini işaret etti.

-Kahramanınız elbette.

Bu adam kendinden daha mı ukalaydı yoksa Enes'e mi öyle geliyordu?

Okan zarifçe ceketini ilikleyip kalabalık mekanın girişindeki şık giyimli garsona el sallarken Selin iğneleyici bir tonda ekledi.

-Sanırım hala aynı ukalalığa devam ediyorsun.

Okan aldığı tepkiden memnun şekilde kafasını sallarken bir yandan cebinden birkaç tane iki yüzlük banknotu garsonun eline tutuşturdu.

-Vay, ufaklık beyinden izinsiz de konuşabiliyormuş. Aramıza hoş geldin çaylak.

-Bey derken?" Selin hesap sorar sesiyle tek kaşını kaldırmış kollarını bağlayıp sorusunu sormuştu.

Okan cevap vermeyi reddederken Beyza Selin'in bağladığı kollarından birini yakalayıp peşi sıra sürükleyerek cam kenarı boş bir masaya oturttu. Okan masanın üzerinde duran rezerve yazısını bir fiskeyle yere düşürdü. Masaya güç bela yerleşen grubun formaliteden dahi olsa kimse uğramamıştı.

FİRARİ DUVAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin