-Sakin ol seni görmez." dedi Oliver tekrar. Alex pek inanmıyor gibi dışarıda duran adamı seyrediyordu. Dışarıdaki adam diğer arabalardan Rolls Royce'u işaret eden kişileri izliyordu. Nihayet durduğu yerden geçtiğinde Alex tam derin bir nefes alacakken John'un karşı camını tıklattı.
-John bölmeyi kapat. Kızdan bahsetme.
Emri arabada yankılandı ve anında yerine getirildi. Şoför bölmesiyle arasındaki cam kapanana kadar kız yerinden kımıldamadı. John'un sesi boğuk da olsa arada bir duyuluyordu ve kahkahası da. Sersemlemiş olan Alex terleyen avuçlarını gelinliğine sildi. Trafik akmaya başladı.
-Damat gittiğine göre sanırım artık bir açıklama yaparsın? " Alex derin bir soluk aldı ve adamın bacak bacak üzerine atıp ellerini dizinin üzerinde rahat bir tavırla oturmasını izledi. Duvağını çıkarıp yanındaki koltuğa fırlattı. Bir yandan saçını açmaya başlarken bir yandan anlatıyordu.
-Damat değil, sağdıç George. Ailelerimiz bizim onayımız olmadan bizi evlendirmeye çalışıyorlar. Ne Martin" elleriyle havada tırnak işareti yaptı "'müstakbel damat' ne de ben bu evliliği istiyoruz.
-Durup dururken mi oldu bu?
-Hayır. Babamın eski alacaklıları onu yine buldu. Morgan amca yani Martin'in babası on yıl önce onu bu dertten kurtarmıştı. Vefa borcunu ödemek için beni sundu. Böylece hem bu dertten kurtulacak hem de varlıklı bir damat elde edecekti.
-Peki, Morgan amcan bu durumu nasıl kabul etti?
-Aslında o da böyle bir şey bekliyordu. Yaramaz oğlunun işleri eline almasının zamanı geldi ama o çok... -
-Sorumsuz ve umursamaz değil mi?" Alex başını salladı ve kahverengi bukleler omuzlarına döküldü. Sonunda saçını açabilmenin verdiği huzurla arkasına yaslandı.
-Evliliğin ona yarayacağını düşünüyorlar.
Oliver aynı durumu birkaç arkadaşından daha duymuştu.
-Peki, niye kaçtın?
Alex gelinliğini bacaklarına kadar sıyırdı. Mavi jartiyeri sağ baldırında asılı duruyordu. Gözlerini dikip bakmak istemese bile mükemmel bir çift bacak ona göz kırpıyordu. Ayakkabılarını çözmek için eğildi.
-Çünkü tek çözüm buydu. Pasaportuma nişanımda el koydular. Martin'le de o gün tanıştık. Martin Las Vegas'taki hayatından vazgeçemediğinden yurtdışına kaçma olasılığı yoktu. Annem sadece yatarken yanımdan ayrılıyordu. Kaçmak için fırsat bulamamıştım. Balayımızı düğünden hemen üç saat sonrasına yaptırdım ki... -
-Madem hevesliydin ne diye kaçtın? " diye bağırdı adam. Alex kafasını kaldırdı.
-Sözümü kesmezsen anlatacağım seni kaba herif!
Kızın dedikleri üzerinde soğuk duş etkisi yaptı ve üzerinden o ilk şaşkınlığı atmasını sağladı. Aptalca bir hareketle kaçak bir gelinin arabasına sığınmasına göz yummuştu. Oliver, Interroyal'de yaptığı her işi kendi için yapar arkasındaki hiçbir şeyi önemsemezdi. Buna kuruluşta çalışanlar dâhildi. Şimdi bir kadın ona yalvarıp kendini arabaya aldırmış, sorunlarını anlatmak için ona soru sordurup sonra da bir güzel terslemişti.
-Rezervasyonu önce yaptırdım çünkü fotoğraf çekimini düğünden sonra değil önce yaptırmak istemem mantıklı olacaktı. Çekim sırasında kaçabileceğime inanıyordum.
Alex bir ayakkabısını sonunda çözmüş çıkarıp yere bırakmıştı. Öbürüne dönmeden önce adamın öfkeyle kendisini izlemekte olduğunu gördü. Omuz silkip eğildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FİRARİ DUVAK
AdventureEski bilgisayar korsanı çiçeği burnunda gelin Alexandra Daniella, kendi müstakbel kocasından kaçarken kendini genç iş adamı Oliver Cylton'un nam-ı diğer Kamikaze'nin kollarında bulur. Bu garip karşılaşma ikisinin de hayatını altüst edecektir.