Gülten acı içinde ''Anne,'' diye bağırarak yere yığıldı .Dolu gözlerle başını kaldırdığında babası da bir köşeye çökmüş içli içli ağlıyordu .
Babası en sonunda yavaşça ayağa kalkıp kızının yanına geldi. Omzuna dokunup, ''Hadi, kızım gidelim.'' dedi.Gülten göz yaşları içinde babasına baktı .Sonra da başını salladı .
Yavaşça sarsak adımlarla babasına tutunarak ayağa kalktı. Babası ona sarılmış bir vaziyette hastahaneden çıktılar.
Eve geldiklerinde herkes evin önündeydi. Duyan ,duymayan kim varsa....Hepsi baba kızı görünce baş sağlığı dilediler.Onlar da zorla ''Dostlar sağ olsun." diyebildi.
Zafer de eşi Nurgül 'le oradaydı. Babaanneleri ölmüştü sonuçta. Gencecik ,dağ gibi kadın gitmişti. Onun da gözleri dolmuştu. Göz yaşını silerek, dedesine doğru koştu. Dede, torun sımsıkı sarıldılar.
Dedesine ağlayarak sarılırken,''Başımız sağ olsun dede.'' dedi zorlukla.O da Zafer 'in sırtını sıvazladı. Sonra da Zafer 'e bakıp,''Benim cenaze işlemi için hastaneye gitmem gerek, Gülten size emanet.'' dedi.
Zafer de acıyla gülümseyerek, başını sallarken,''Tamam, dede. Sen git, bizi merak etme.'' dedikten sonra yaşlı adam evden ayrıldı.
O sırada Nurgül de yanlarına gelmiş,Gülten 'e sımsıkı sarıldı.''Canım, başınız sağ olsun.'' dedi.Gülten de sadece ağlamakla yetindi.
Zafer Gülten 'e bakarken,''Hadi, gel otur şöyle.'' diyerek onu sandalyeye oturttu. Komşular, tavuk, pilav, baklava yapmışlardı.
Yaşlı adam hastaneye zar zor gelmişti. İçeriye girdiğinde, ayakları geri geri gidiyordu. Morgun önüne oturup, o kapıya gözlerini dikti. Öylece, uzun bir süre bakakaldı. Canının yarısı, çocuklarının annesi içerideydi. Yaşlı adam buna nasıl dayanacaktı.
Sessizce '' Nasıl dayanırım, söylesene Emine? '' dedi. Morgun kapısı açılmış, genç görevli teşhis için yaşlı adamın yanına geldi. ''Sizi teşhis için içeriye almam gerek.'' dedi. İşte vakit gelmişti, o kadar zordu ki. Karısını son kez görecek,onunla vedalaşacaktı.
Yaşlı adam, başını sallayıp zorlukla ayağa kalktı .O sırada başı döndü ,bir an düşecek gibi oldu.
Genç görevli, hemen yanına gidip,''Amca iyi misin? istersen gel oturalım şöyle!'' dedi.
Yaşlı adam da elini iyiyim, dercesine kaldırıp, ''Sorun yok, girelim.'' dedi.Genç görevliyle içeriye girdiler.
Genç görevli, cenazenin olduğu dolabın ön kısmını açıp, içerisinden, karısının yattığı sedyeyi çıkardı.
Yaşlı adam bir süre öylece donuk gözlerle baktı. Genç görevli, yaşlı adama bakıp, ''Hazır mısınız?'' diye sordu.
Yaşlı adam yutkunarak genç görevliye bakıp ,başını salladı.Görevli de çarşafı açtı.
O an adam için hayat durdu. Kalbinin yarısını bu morgda bırakmıştı. Artık o da; yaşayan bir ölüydü. Sadece; bedenen buradaydı, ruhen karısının yanında....
Karısı boylu boyunca masada yatıyordu. O güzelliği gitmiş, yerini; soluk, beniz bir teni almıştı. Yaşlı adam gözünden bir damla yaş düşerken, karısının yanına gitti. Usulca ,aklına kazır gibi; son kez karısının yüzünü sevdi.
Sonra da alnına küçük bir öpücük bıraktı. Gözyaşının bir damlası yanağından süzülerek, karısının yanağına damladı .
Orada öylece karısına sarılıp, uzun bir süre kaldı. Gözlerini kapatmıştı. Karısının kokusu hala burnuna gelir gibi oldu. Sanki; o koku hiç gitmemişti. Görevli yanına gelip,''Hadi amca, artık çıkalım.'' deyince yaşlı adam, karısından zorla ayrıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Kalbime Gömdüm Tamamlandı
Non-FictionBir Yaşanmışlık Hikayesi. Birbirini Seven İki İnsanın Hüzünlü Hikayesi