Sabah aceleyle yataktan kalktım .Bugün benim için yeni hayatımın ilk günüydü ; çünkü bugün Mele 'ği tamamen çıkaracaktım hayatımdan ...Kendime sil baştan ,yeni ,tertemiz, bir sayfa açacaktım .Melek mazide kalmıştı artık .Onun adını bir daha anmayacaktım .
Elimi yüzümü yıkayıp ,odama geri döndüm .Dolabımı açıp ,giyecek bir şeyler var mı diye bakındım .En sonunda yeşil düz bir gömlek ve altına siyah pantolon giydim .Aynaya baktığımda kendime gülümsedim .İçimden ,''Ablanın da dediği gibi ,geçmiş geçmişte kaldı,'' diye tekrar ettim .
Sonra'' Gün Zafer 'in günüdür .Artık Zafer kendine gel oğlum !Melek yok ,bitti .Öldü senin için o!'' dedim .Dediklerimden emin olduktan sonra, gülerek, kendi yansımama göz kırpıp ,aşağıya indim .Annemler kahvaltı ediyorlardı. ''Günaydın benim güzel ailem," diye neşe içinde bağırarak, yanlarına gittim .Annemin arkasından sarılıp ,''Günaydın annelerin bir tanesi,'' diye; yanağından öptüm .Annem bana şok içinde bakıyordu. Babamın da; annemden bir farkı yoktu.
Ablam bu duruma gülerek ,''O Zafer Bey !Bakıyorum da pek neşeliyiz bugün .Hayırdır?'' diye sordu. Ben de tam karşısına oturup ,ağzıma bir domates attım .Ona bakıp gülümseyerek ,''Hayır hayır ablam !Bugün benim yeniden doğuşumun ilk günü. Bundan sonra karşınızda böyle Zafer olacak dedim ablama göz kırparak .Ablam da gülümseyerek ,''Hadi bakalım,'' dedi.
Annem bu halimi yadırgar gibiydi. Benim alnıma ''Bakayım ateşin var mı ?'' diye elini koyup ateşimi ölçtü .Bir müddet bekleyip ,kaşlarını çatarak emin olduktan sonra ,''Ateşin yok senin ''!Neden böylesin o zaman?'' diye sordu.
Böyle sorması , benim evlenmeyeceğim, dememden kaynaklanıyordu .İnanamıyordu bir türlü .O an saatime baktım .Saat 11 'e geliyordu ."Eyvah!" dedim kendi kendime .Hemen ayağa kalkıp, ''Benim gitmem lazım .Geç kaldım.Hadi görüşürüz! " diyerek kapıya koştum .Annem de arkamdan ''Oğlum !nereye ? Bari kahvaltını etseydin,Sonra buluşurdun Nurgül'le.'' dedi sitem ederek .Sonra da ablama tek kaşını kaldırıp ,soran gözlerle baktı .Ne olduğunu anlamaya alışıyordu .Annem de haklıydı ,birden bu ani değişim onları şaşırtmıştı .
Ablam da annemin sorgusuna çekileceğini anlayınca ,''Benim de arkadaşıma gitmem gerekiyor,"diyerek, masadan kalktı .Annem de arkasından ,''Gidin tabi !hepiniz gidin .Annenize bir şey anlatmayın zaten ,''dedi sitemle .Sonra da dayanamayıp ,''Benim adım da Zeynep 'se bunu ne yapar eder öğrenirim . Bugün sizde bir tuhaflık var ama bakalım ,neyse çıkar kokusu yakında. "dedi kendi kendine .O kendi kendine konuşurken ablam çoktan evden ayrılmıştı bile...
Garsona bir kahve söyleyip, tekrar etrafı izledim .Heyecandan elim ayağım buz kesmişti. Kalbim deli gibi çarpıyordu .Soğuk terler boşalıyordu sanki; sırtımdan .Derin derin nefes alıp, sakinleşmeye çalıştım .
O sırada garson elinde kahveyle geldi ''Afiyet olsun," dedikten sonra yanımdan ayrıldı. Kahvemden bir yudum alıp ,beklemeye, başladım .Tam arkamda ki kapı açıldı ve içeriye genç bir kadın girdi. Etrafına bakınıp ,nerede olduğumu anlamaya çalıştı .
En sonunda bulmuş olacak ki ,yüzünde gülümsemeyle ,bana doğru geldi. Tam karşımda durup, ''Merhaba,'' dedi .Onun sesiyle başımı kaldırıp ona baktım .Yüzünde şaşkın ifadeyle ne diyeceğimi bekliyordu .Çok güzeldi ;siyah upuzun saçları vardı .Uzun boyunlu ,kahve gözlüydü. Mele'ğin tersine esmer tenliydi. Düşüncelerimden sonunda sıyrılıp ,''Affedersiniz !Buyurun." diye karşımdaki sandalyeyi gösterdim.
Kadın bana bakıp ,gülümseyerek başını salladı ve hemen karşıma oturdu. Bana bakıp ,''Kusura bakmayın ,çok trafik vardı.Ancak gelebildim ! çok bekletmedim umarım.'' dedi, mahcup bir sesle.Ben de ona bakıp ,başımı hayır anlamında salladım .''Yok ben de yeni gelmiştim zaten,'' dedim .Genç kadın bunun üzerine memnun olmuş bir ifadeyle gülümsedi.
Ona bakıp ,''Ne içersiniz?'' diye sordum .O da ''Kahve olur ,''dedi.Garsona işaret edip ,kahve getirmesini söyledim .Genç kadına bakıp ,''Adınız neydi acaba?'' dedim .O da utangaç bir halde gülerek ,''Nurgül," dedi.Nurgül ! Ne güzel ismi vardı. Ben de elimi uzatıp ,''Zafer,'' dedim .O da elini uzatmış ,''Memnun oldum,'' sözüyle tokalaştık .Ellerimiz hiç ayrılmadı o an .
Nurgül elini gülümseyerek hafifçe çekip ,''O zaman ben biraz kendimden bahsedeyim ,''dedi.Ben de başımı sallayıp ,elimle buyurun işareti yaptım .Nurgül bana bakıp ,''20 yaşındayım.Ebeyim.'' dedi.Ben de şok olmuş bir ifadeyle ona bakıp ,''Ne güzel !Ebesiniz demek. ''diye sordum .
Nurgül de tam cevap verecekken ,garson elinde kahveyle geldi. Nurgül teşekkür ettikten sonra, garson yanımızdan ayrıldı .''Aslında doğma büyüme İstanbulluyum.Çocukluğumdan beri İstanbul 'da yaşıyorum .Orada bir hastahanede ebelik yaptım '' dedi. İlgiyle dinliyordum tüm söylediklerini .
Nurgül kahvesinden bir yudum alıp ,bana baktı. ''Sormak istediğiniz soru varsa buyurun! çekinmeden sorabilirsiniz.'' dedi.Ben de şöyle bir düşündüm .''Aileniz de mi İstanbul'da değil mi? ''.Nurgül de başını sallayıp ,''Evet,'' dedi.Ona bakıp ,''Peki hiç evlenme diniz mi?'' diye sordum.O da başını hayır anlamında sallayarak ,''Hiç evlenmedim . ''dedi.Bu kızı daha ilk günden gözüm tutmuştu .Tanır tanımaz kanım kaynamıştı; çok sevecen ,iyi niyetli birine benziyordu.
O da bana bakıp ,''Siz peki?'' dedi. Ben de gülerek ,''Gördüğünüz gibi; köyde yaşıyorum .İki kız kardeşim var .Hayalim ;Elektrik Mühendisi olmaktı .Ama maalesef,'' dedim elimi iki yana açarak. Nurgül de ,başını anladım anlamında salladı. Sona ona bakıp ,''İsterseniz bir gün onlarla tanıştırmayı çok isterim sizi.'' dedim.O da bu teklife sımsıcak gülümsemesiyle, ''Çok isterim,'' diye cevap verdi.
Biz böyle konuşurken, o sırada Melekle annesi Nermin teyze de oradan geçiyordu .Nermin Teyze ona hararetli bir şekilde bir şeyler anlatıyordu .Melek de onu başıyla onaylayıp, gülümsedi.Nermin teyze manavın önünde durup ,''Dur kızım ben şuradan patlıcan alayım, akşam yaparız.'' diyerek içeriye girdi. Melek sıcaklarla boğuşuyordu bu sıra .Hamilelik yüzünden; hiç sıcağa gelemiyordu.Yine sıcak basmış olacak ki ,eliyle yelpaze yaptı kendine .
Nermin anne manava girdiğinden beri çıkmıyordu bir türlü .Kadın bir gitmişti ,pir gitmişti !Gidiş o gidişti. Melek terlediğini anlayınca, yanında bulunan sudan bir yudum içti.Hormonlardan mıdır nedir ,sıcaklarla arası iyi değildi şu sıralar ....Elinde de bir kaç poşet vardı.Nermin annesi her ne kadar ben taşırım dese de dinlememişti Melek ...Zaten poşetler öyle çok ağır değildi.
Melek o kadar yorulmuştu ki ,şak diye düşüp bayılacaktı sanki. Derin bir iç çekip ,''Nerede kaldın Nermin anne?'' diye etrafına bakınırken ,onları gördü. Zaferle o kadını ...O anda elindeki poşetler yere düşüp saçıldı.Ama Mele 'ğin umurunda değildi bile ....
İlk başta hayal görüyor zannetti. Gözlerini bir kaç kez açıp, kapadı .Hayır ,hayal değildi.Canından çok sevdiği , onun iyiliği için ,vazgeçtiği adam şimdi karşısında kanlı canlı oturuyordu. Üstelik bir başkasıyla .Meleğ'in olması gereken yerde ...O an göz pınarları dolmuş ,yaşlar bir, bir yanaklarından süzülmüştü. Melek istese de engel olamıyordu bu duruma ...Elinin tersiyle hemen yaşı siliverdi.
O an ne yapacağını şaşırdı .Aklı başından gitmişti .Kalbine bıçak saplayıp, çekiyorlardı sanki ; Zafer 'i ,onun biricik aşkı ona bunu nasıl yapardı .O bunları hak etmiyordu üstelik .Üstelik; o Zafer için vazgeçmişti bu sevdadan .Ona bir şey olmasın diye !Ama o ....O ne yapmıştı .
Daha ilk dakika da ihanet etmişti sevdiği kadına ....Bunun adı ihanet değil de neydi ?Onları uzun uzun seyretti. Genç kadın, Zafer' e bir şey anlatıyor ,Zafer de bunun üstüne gülüyordu .Üstelik; kadın sanki kırk yıldır tanışıyormuış gibi ,Zafer'in elini tutuyordu .Melek tek kaşını kaldırmış, şaşkınlıkla onları izliyordu .Kıskançlık damarı kabardı birden ...O an gidip, onları basıp ,orayı başlarına yıkmak geldi içinden .Zafere bakıp ,''Bunu bana nasıl yaparsın?'' diye hesap sormamak için kendini zor tuttu .Ama yapmayacaktı .O öyle bir insan değildi çünkü ;tabiatında yoktu üstelik ...
Mele 'ğin tek bir bildiği vardı ...O da bir an önce buradan gitmek ....Yoksa burada kalmaya devam ederse ,daha kötü olacaktı biliyordu .
O sırada Nermin annesi de elinde poşetlerle dışarıya çıktı. Onu görünce ''Ah be Güzel kızım! kusura bakma ,çok sıra vardı.'' dedi.Mele 'ğin onu duyduğu yoktu bile .O kadar canı yanıyordu ki, kimseyi görecek halde değildi o an .Önden hışımla ilerlemeye başladı .Arkasında Nermin annesini bırakarak ...Nermin anne de ''Melek !yavrum nereye ?''dedi.Ama Melek onu duymuyordu bile .Gözden kaybolmuştu çoktan .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Kalbime Gömdüm Tamamlandı
Non-FictionBir Yaşanmışlık Hikayesi. Birbirini Seven İki İnsanın Hüzünlü Hikayesi