Şükran....
Mehmet 'le otobüse binip köyün çıkışında indik. Beraber yürüye yürüye, eve geldiğimizde ,bir süre evin önünde durdum.
Ayaklarım geri geri gidiyordu. İçimde anlamlandıramadığım yoğun bir stres vardı. Kalbim hızla çarpıyor,ellerim stresten terliyordu.
Mehmet yanıma yaklaşıp, bana sarıldı.''Hazır değilsen, geri dönelim.'' dedi.Ben de başımı hayır, anlamında salladım.
Mehmet 'e bakıp, usulca,'' Hayır. İçeriye girelim. '' dedim. Kendi sesimi, ben bile zor duymuştum Bir fısıltıdan ibaretti.
Mehmet de anlayışla başını sallarken, bir yandan da bana elini uzattı.''Tamam, canım sen nasıl istersen öyle olsun.'' dedi.
Onun elini bile tutmadan sarsak adımlarla önden yürüdüm.O da peşimden geldi. Bahçe kapısına geldiğimde bir süre durdum. Ablamla, babam ortalıkta yoktu.
Evimi o kadar özlemiştim ki ,anılarım gözümün önüne geldi. Bahçede koşturmamızı, ablamın bana bağırışı, annemin o mis gibi evi saran kokusu....
Zorla gülümsemek istesem de annemin yemekleri burnumda tütmüştü. Ah annem!canım annem, o aklıma gelince yine gözlerim doldu.
O sırada Mehmet 'in arkamda durduğunu fark etmedim bile.Ben hayallere dalmıştım ,oradan çıkamıyordum bir türlü.
Bu hayallerimi bölen ses, ablam 'ın '' Baba sen mi geldin?'' olmuştu. Kendi kendine söylenerek evden çıktı.
Beni far etmemişti bile.Ocağın başına geçmiş,'' Ekmek pişireceğim ,istersen ocakta yemek var.'' demişti. Onun bu haline gülümsedim.
Derin bir nefes aldım.Yutkunarak,''Babam değil, benim abla." dedim. Ablamdan bir tepki gelmesini bekledim. Ablam 'ın arkası bana dönüktü,o yüzden; ne tepki verdiğini göremedim.
Ablam bir an durdu, elindeki maşayı yere düşürdü. Maşa çıkardığı yüksek sesle yerde defalarca yuvarlandı.En sonunda durmuştu.
Ben de maşanın çıkardığı sesle, bir an irkildim. Ablam uzun bir süre öylece oturdu.Sonra da yavaşça yerinden kalktı.Tam içeriye giriyordu ki, ablama ''Abla,yapma böyle." dedim.
Ablam yüzüme dahi bakmıyordu. Öylece kapı kolunu tutmuş, beni dinliyordu.
Onun yanına biraz daha yaklaşıp,'' Sen, benim ikinci annemsin! annem öldü, bir tek sen kaldın. Beni annem yokken, baktın, yemeğimi yedirdin.
O yüzden; sana minnettarım.Ama; bak, ben sizi görmeye geldim. O kadar özledim ki, bak bu da; eşim Mehmet." dedim, Mehmet 'i göstererek.
Mehmet de kibarca gülümseyerek başını salladı. Ablam' ın sadece dediği tek şey '' Babam birazdan gelir, gitsen iyi olur.'' dedi. Sonra da kapıyı çarparak içeriye girdi.
O an gözlerim dolmuştu. Mehmet 'e bakıp,''Beni affetmeyecekler.'' dedim. Mehmet de bana sıkıca sarıldı. Onun kollarında ağlamaya başladım.
Ama; buraya kadar gelmiştim, pes etmeye niyetim yoktu. Gerekirse, beni af edene kadar; bahçede yatacaktım. Biliyordum, beni eninde sonunda af edeceklerdi, en azından bir umudum vardı .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Kalbime Gömdüm Tamamlandı
Non-FictionBir Yaşanmışlık Hikayesi. Birbirini Seven İki İnsanın Hüzünlü Hikayesi