Şükran....
Gözlerimi açtığımda, hastaneye, nasıl geldiğimizi hatırlamıyordum.
Ben buraya nasıl gelmiştim , kaşlarımı çatarak , buraya nasıl geldiğimi anlamaya çalıştım.
En son , hayal meyal Ziya 'yla birlikte köye gidişimizi hatırlıyorum...
Sonra, Zafer'in bana o acı gerçeği söyleyişi...
Sahi, ablam kiminle kaçmıştı ve neredeydi?
Bana, hiç bir haber vermeden, öylece; bırakmıştı beni. Ne bir mektup, ne de bir telefon... Bu kadar mı, değerim yoktu gözünde. Hiç mi beni sevmemişti.
Sonra da, nasıl olduysa ,gözlerimin karardı ve yere düştüğümü hatırlıyorum...Gerisi
karanlık, boşluk.Gözlerimi açtığımda buradaydım ,bembeyaz ,kocaman ,güneş gören bir hastane odasında...
Karşı duvarda; küçük siyah bir ekran ,altında da; siyah bir televizyon ünitesi vardı .Yan tarafta; banyo... Üstümde; hastane önlüğü....
Kafamda yeri dolmayan bir çok boşluk vardı , onları doldurmaya çalışırken ,bir anda odanın kapısı açıldı .
Kimin geldiğini görmek için kaşlarımı çatık bir halde ,kapıya baktım. Kapıda beliren kişi; kır saçlı ,gözlüklü ,uzun boylu ,50 yaşlarında bir doktordu.
Bana gülerken,''Ah,uyandınız demek! ben de uyanmanızı bekliyordum.'' diye konuşarak, yanıma geldi.
Ben de şok olmuş bir halde ona bakarken,''Ne oldu, bana?'' diye sordum.
O da, elindeki raporları yatağın hemen ucundaki küçük masaya bırakırken, gözlüklerinin üstünden bana baktı. ''Bayılmışsınız, eşiniz de, sizi buraya getirdi.'' diye tüm sevecenlikle cevap verdi.
Ben de, ona bakarken, '' O nerede, burada değil mi?" diye sordum. Doktor da başını sallarken, ''Test sonuçları çıktı .Sonuçlara göre; tebrik ederim.'' diye bana baktı.
Ben de ona heyecan içinde baktım. Kalbim yerinden çıkacaktı, o derece hızlı atıyordu.
Doktor, heyecanımı anlayarak, neyse ki, beni daha fazla bekletmeden, lafa girdi. ''Hamilesiniz.'' diye yanıtladı.
O an dünyalar benim oldu sanki; içimde sevdiğim adamdan bir parça taşıyordum. Aşkımızın meyvesiydi bu...
Gözlerim dolu dolu ,doktora,''Hamile miyim? " diye sordum. Doktor da bana bakarken, başını sallayarak, '' Evet, hem de 1 aylık! '' dedi.
1 ay boyunca; hiç farkına varmamıştım. Ne, midem bulanmıştı, ne de, başım dönmüştü. Bu, gerçekten de; tuhaftı.
O sırada başımı kapıya çevirdim ve onu gördüm.Sevgili eşimi... Kapıdan bizi izliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Kalbime Gömdüm Tamamlandı
NonfiksiBir Yaşanmışlık Hikayesi. Birbirini Seven İki İnsanın Hüzünlü Hikayesi