Esma ....
Hastane; mavi badanalı gökdelen tarzı kocaman çok güzel, bir hastaneydi.İçeriye girdiğimizde ise; burası da çok güzel, kocaman ferah bir yerdi.
Uzun dar bir koridor boyunca sıra sıra ayrı, ayrı kahverengi sandalyeler vardı. Hemen köşede ise; danışman vardı.Duvarları beyaza boyanmıştı .
Hastahaneye geldiğimde hala sancım vardı, durmadan bağırıyordum.Doktor bizi kapıda karşılamış, yanımda ki iki hemşireye,''Çabuk doğumhaneye.'' dedi.
O sancıyla Ziya 'nın elini tuttum sımsıkı. Az kalsın, parmaklarını kırıyordum, biraz daha sıksaydım,kesin kırılacaktı.
Ziya 'yla ellerimiz bir anda ayrılınca, arkamdan üzgün bakışlarla kaldı. Ben de onu arkamda bırakarak, doğumhaneye girdim.
Doktor, bana,''Sakin ol, derin derin nefes al.'' demişti. Beni yatıştırmaya çalıştığı belliydi.İlk doğumdu sonuçta; benim için hiç kolay değildi.
Bebeğime, bir şey olur korkusuyla, akla karayı seçmiştim, buraya nasıl geldiğimi bir Allah, bir de ben bilirdim.
Sancılarım durmadan artmaya başlayınca, doktor, bana bakmadan, yanındaki hemşireye ''Bebeğin kafası göründü, hemen başlayalım.'' diye talimat verdi. Sonra da bana gülümseyerek bakarken,''Ben, ıkın! deyince ıkınacaksın.Tamam mı ?'' dedi.
Ben de korkuyla, başımı salladım. Doktor bana ''Şimdi,'' deyince kendimi sıktım,ve ''Aa!'' diye bağırdım. Arada durup nefes alıyordum.
Elimi sedyenin üstündeki çarşafa sımsıkı geçirdim.O kadar yorulmuştum ki, alnımdan boncuk boncuk terler süzülüyordu.
Doktor bana bakıp,''Bir kez, bir kez daha.'' diye tekrar etti.Ben de devam ettim.
En sonunda doktor işlemi bıraktı.Yanında ki hemşireye, korku dolu gözlerle, bakıyordu.
Ben ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Doktora bakıp,''Bir problem mi var ?'' diye sordum.Kalbim ağzımda atıyordu.
Doktora korku dolu gözlerle bakarken,''Bebeğim, ne, neden ağlamıyor ?'' diye sordum. Doktor bana ne diyeceğini bilemedi.
Sadece; bana bakıp,''Bebeğe kordon bağı dolanmış, ama; merak etmeyin, hemşire ilgilenecek.'' dedi.
Bebeğimin olduğu yere korku dolu gözlerle baktım. Hemşire bebeği yatırmış, onun başında kordonla uğraşıyordu.
Gözlerim dolarken, doktora dolu gözlerle bakıp,''Ölmeyecek, ama değil mi?'' dedim, titrek sesimle.
İçimden de,''Ne olur, bir şey olmasın?'' diye, dua ettim. Yüce Rabb'im duamı sonunda kabul etmişti.
Doktor anlayışla gülümserken, bir anda mucize gibi bir şey oldu. Bebeğim sanki; beni hissetmiş olacak ki, avazı çıktığı kadar ağlamaya başladı.
Ben de o mutlulukla derin bir oh çekerek ,''Allah 'ım, sana şüküler olsun!'' dedim.O kadar yorulmuştum ki ,başımı sedyeye yasladım .
Doktor bana ''Geçmiş olsun." derken hemşire de, bize doğru kucağında bebeğimle yürüdü.
Bana bakıp, gülümseyerek,''Al bakalım, annesi.'' diyerek bebeğimi kucağıma verdi. Doktor bana bakıp, '' Gözünüz aydın olsun, nur topu gibi bir oğlan oldu.'' dedi.

Bebeğime baktığımda; üstünde masmavi, gök kuşağını andıran, bir zebra desenli bir tulum vardı.O kadar küçüktü ki, tulumun içinde kaybolmuştu .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Kalbime Gömdüm Tamamlandı
Não FicçãoBir Yaşanmışlık Hikayesi. Birbirini Seven İki İnsanın Hüzünlü Hikayesi