48.Bölüm

882 47 6
                                    

Sabaha kadar gözüme uyku girmemiş alkol üstüne alkol içerek kafayı bulmaya çalışmıştım ama onda da başarılı olamamıştım. Yekta yanımda elindeki votkasını yudumlarken, diğer taraftan şüpheli kişileri detaylıca araştırıyordu. Yaktığım sigarayı içerken diğer elimdeki viskiden bir yudum aldım. Bu şekilde beklemek sinirimi bozuyordu ama şu an elimdeki verilerle bir sik yapamazdım ve Çağlar'ın kayıtları gecikmişti çünkü kamera kayıtları değiştirilmişti ama daha önceden depoya sadece benim bildiğim gizli kameralar yerleştirmiştim. O kameraların yerlerini Çağlar'a söylemiştim ve şu an onları bekliyordum. Viskiyi kafamı dikerek bitirdim ve tekrar dolduracakken Yekta'nın kolumu tutmasıyla durdum.

"Aras çok içtin, yeter bu kadar."

"Bir siktir git amına koyayım, içmeyip ne yapacağım?"

"Sarhoş olursan bir sike taşak olamazsın."

"Şu an sarhoş değilim."

"Ama bu olmayacağın anlamına gelmiyor."

Küfürler eşliğinde elimdekileri masaya bırakarak, Koltuğa yaslanıp kafamı geriye attım. Siktiğimin orospu çocukları çoğaldıkça başımı ağrıtmaya başlamıştı. Kimin kime çalıştığını bilmiyordum ve öğrenmekte kolay değildi çünkü mayınlı bir yolda ilerlerken herkes öncelikle pionlarını kullanırdı. Elimle burun kemerimi sıkarak kafamı kaldırıp saate baktım, saat neredeyse 7 olmuştu. İşler büyümeden Rüzgar ve Ulaş'ın bu olaydan haberi olması en mantıklısı olurdu. Cebimden çıkardığım paketin bittiğini fark edip Yekta'dan el işaretiyle sigara istememle paketi bana uzattı. Çıkardığım sigarayı yakıp derince içime çekerken, kafamı tekrar geriye attım ve ağzımdaki sigarayla konuşmaya başladım.

"Yekta git Rüzgar ve Ulaş'ı uyandırıp buraya gel."

"Tahmin ettiğim şey için mi?"

"Evet."

Konuşmadan yerinden kalkıp merdivenlere yöneldi. Sigarayı içerken bir yandanda aklımda plan kurmakla meşguldüm. Telefonumun çalmasıyla hızla arayan kişiye baktım Bartu arıyordu. Hassiktir umarım ondan yana bir sorun yoktur yoksa hiç iyi şeyler olmayacaktı. Sigaradan son bir duman çekip söndürerek telefonu açtım.

"Bartu bir sorun mu var?"

"Benden yana bir sorun yokta bir saat kadar önce Çağlar beni aradı, senin deponun güvenliğini daha fazla arttır dedi. Dün gece Çağlar'ın depoya da saldırı olmuş, Aras hayırdır? Bu ilk saldırıda değil. Bu saldırılar neyin nesi? Anlatmayı düşünüyor musun?"

"Çağlar'ın dediği çok doğru, deponun güvenliğini 2 kat arttırdıysan şu an 5 kat daha arttır. Uğraştığımız adamların şakası yok."

"Aras sikerim belanı şu olayı anlat da nasıl bir durumda olduğunuzu bilelim."

"Böyle işi sikeyim, Çağlar'ı da alıp yarım saate benim eve gel."

Rüzgar uykulu bir şekilde ağır çekim merdivenlerden inerken gözlerini ovuşturuyordu, Yekta ise hızlıca yanından geçerek, Ulaş'ı uyandırmaya gitti. Telefonda konuşan Bartu'nun bağırmasıyla tekrar Bartu'ya odaklandım.

"Lan Aras beni dinlemiyor musun?"

"Baştan söyle?"

"Konumu at."

"Tamam hızlı olun, zamanımız yok."

"Tamamdır."

Telefonu kapatıp yanıma koymamla Rüzgar uykulu sesiyle konuşmaya başladı.

"Aras, Enes nerede?"

"Ayak altında duruyordu, bende odalardan birine kilitledim."

"Aras ayıptır sorması niye üzerin çıplak?"

psikopat Aşık (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin