51.Bölüm

842 26 9
                                    

Rüzgar'ın Bakış Açısından Devam

Kaç saat bodrum katında kaldıklarını bilmiyordum ama endişelenmeye başladığım için Ulaş ile onlara bakmaya karar vermiştik. Bodrum katına indiğimizde Ulaş bana, ben ona baktıktan sonra derin bir nefes alıp kapıyı açarak içeri girdik ve gördüğümüz manzara karşısında donakaldık. Aras elindeki silahı sandalyede bağlı olan adamın kafasına dayamış dururken Yekta da hafif titreyen eliyle beraber ciddi bir şekilde Aras'ın kafasına silahını doğrultmuşken Enes de ciddi suratıyla Yekta'nın kafasına silah dayamıştı. Biz Ulaş ile ne olduğunu anlamamış bir şekilde endişeli gözlerle onları izlerken Aras sinirle "Yekta benim canımı sıkma kuzenim olduğuna aldırmam canını yakarım." demesi üzerine, Yekta gözlerini Aras'dan ayırmadan "Biliyorum" diyerek cevap verdi. Aras çenesini sıkarken hızlı bir haraketle belinden çıkardığı diğer silahını Yekta'nın kafasına doğrultup "İndir lan silahını" diyerek resmen kükredi. Elim ayağım korkudan boşalmış bir vaziyette ayakta zoraki durmaya çalışıyordum. Ulaş'ın koluma girmesiyle ondan destek almaya çalıştım. Diğerleri bizi fark etmemiş şekilde tartışmaya devam ederken bizde ne yapmamız gerektiğini bilmez bir şekilde onları izliyorduk. Nasıl böyle bir hal almıştı bilmiyordum ama durumlar ciddi olmasa böyle birbirlerine silah doğrultmayacaklarına emindim. Enes "Yekta silahını indir lütfen. Olası bir durumda ne yapacağımı biliyorsunuz." diyerek Yekta'yı uyarmıştı. Yekta ise umursamaz bir şekilde Aras'a bakmaya devam ediyordu, Aras ise aynı şekilde bir elindeki silahı sandalyedeki adama doğrultmaya devam ederken diğer elindeki silahı da Yekta'ya doğrultuyordu. Aras gözlerini bağlı adamdan çekip Yekta'ya sertçe "Silahı indir Yekta bu seni son uyarışım." Diye dişlerinin arasından konuştu. Yekta sertçe yutkunup "Aras sadece bir kere beni dinle çünkü bu adamı öldürürsen bizim yaşayacaklarımızdan sonra ölüm bile yanında hafif kalır. Sadece sana bu adamın kim olduğunu anlatmama izin ver." diyerek silahını indirdi. Rahatlamış bir şekilde derin bir nefes vermemle Ulaş da aynı şekilde derin bir nefes vermişti. Enes, Yekta'nın silahı indirmesi üzerine Yekta'ya doğrulttuğu silahı indirdi. Aras da aynı şekilde Yekta'ya doğrulttuğu silahı indirdi ve bir bağlı adama bir Yekta'ya bakması ardından diğer silahı da indirdi.
Yekta'yı başıyla onaylaması ardından bu tarafa doğru dönmeleriyle bizi görmüşlerdi. Bize doğru adımlarken eliyle çıkın işareti yapmasıyla tam ağzımı açmış konuşacakken Ulaş buna izin vermeden başıyla onaylayıp bizi bodrum katından çıkardı.

Aras'ın Bakış Açısından Devam

Rüzgar ve Ulaş'ın gidişini izlerken önüme gelen saçlarımı geriye doğru attım. Rüzgar'ın ne zamandan beri bizi izlediğini bilmiyordum ama şu an ona bir açıklama yapacak halim yoktu. Yekta'nın yanıma gelmesiyle gözlerine gözlerimi diktim ve bir açıklama bekler gibi kaşlarımı kaldırdım. Derin bir nefes aldıktan sonra "Sandalyede bağlı olan adam keskin nişancı bir seri katil ve bu zamana kadar bir çok önemli ismi ortadan kaldırdı." diyerek ensesini kaşıdı. Anlamlandıramadığım bir ifadeyle kaşlarımı çatarak "Yani bunda ne var?" diye söylendim. Cebinden çıkardığı paketten bir dal alıp bana uzatırken "İşte bu adam sadece onla kalmıyor. Büyük yeraltı mafyaları arasında ünlü bir adam ve birkaç mafya lideriyle de ortak olarak çalışıyor. Eskiden sen yurt dışındayken babam ve senin baban ortak olarak bu adamla çalışmışlardı. Ne için kullandıklarını bilmiyorum sadece göz ucuyla görmüştüm. Bu yüzden bu adamı öldürmemiz bizim işimize gelmez çünkü öldükten sonra çalıştığı diğer ortakları başımıza üşüşeceklerdir ve bu bizim başımızı baya belaya sokar. Umarım şimdi neden karşı çıktığımı anlamışsındır." diyerek sigarasını yaktı. Neredeyse bitmiş olan sigaramdan son bir nefes aldım ve yere attım. Kaşlarım çatık bir şekilde Yekta'ya bakarken Yekta da benim bir şey demem için bekliyordu. "İşinde bu kadar iyi olan bir adamın burada ne işi var? Amacı ne ki bize bilerek yakalanmayı göze aldı." ben düşüncelerimi sesli bir şekilde söylemişken, Yekta da "Ne için burada olduğunu bilmiyorum ama başımıza iyi şeyler gelmeyeceğine eminim. O yüzden bu adamdan ne kadar erken kurtulursak o kadar iyi olur." dediği şeyi başımla onaylarken "Anlattığın gibi biriyse bizde durması başımızı ağrıtır." demem üzerine başıyla onayladı. Bize sırıtarak bakan adama sertçe baktıktan sonra "Onu öldürmemem zarar vermeden bırakacağım anlamına gelmez." diyerek dişlerimin arasından konuştum. Yekta bir şey demeden adama doğru ilerlerken bende arkasından onu takip ederek adamın yanına gittim. Enes'e dönerek "Bana bu adamı inletecek malzeme getir." Demem ardına pezevenk herif kahkaha atarak "Benim sana hediye ettiğim bıçağı kullanmaya ne dersin? O bıçağı baya paraya yurt dışından almıştım geri alsam hiç fena olmaz." diyerek yeni bir kahkaha attı. Çenem kasılırken Enes'e onaylar şekilde bakmamla uzaklaştı ve çok uzun sürmeden yanımıza gelerek bıçağı bana uzattı. Elindeki bıçağı alırken şerefsiz herifte bir bana bir bıçağa baktıktan sonra gülümseyerek "Bıçağımın yerine ulaşması beni ne kadar tatmin etti bilemezsin. Bir piçe kabaca sana takması için emanet etmiştim ama açıkcası başaracağını düşünmüyordum." diyerek pişmiş kelle gibi sırıtışına bir yenisi daha eklendi. Gözlerimden resmen ateş çıkarken Yekta da tedirgin gözlerle bir bana birde bıçağı titreyerek tutan elime bakıyordu. Bu bakışma çok uzun sürmeden elimdeki bıçağı adamın baldırına saplayarak sertçe geri çıkardım. Fışkıran kanla birlikte dişleri arasından "Tek yapabildiğin bu mu? Namını baya duydum. Hadi durma, devam et." diyerek inledi. Ellerim sinirden titremeye devam ederken Yekta bıçağı tutan kolumu kavrayarak "Aras ne dediğimi unutma. Bariz bir şekilde seni kışkırtmaya çalışıyor." diyerek tuttuğu kolumu sıkmaya başladı. Sakin olmaya çalışarak "Bu herifi alın ormanlık bir yere bağlayın. İlla ki adamlarından biri kurtaracaktır." dememle birlikte "Peki seni kim kurtaracak?" diyerek güldü.

psikopat Aşık (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin