Şaşkınlıktan açılmış olan ağzım merak ediyorum daha ne kadar açılabilirdi? Çünkü çenem ağrımaya başlamıştı. Bunun burada ne işi vardı? Ben düşüncelerimle Aras'a şaşkın gözlerle bakarken sessizliği bozan ilk o oldu.
"Daha ne kadar bakamaya devam edeceksin çekilde geçeyim."
"Oldu paşam hemen çekilirim. Dingonun ahırı mı burası? Ne işin var burada?"
Aras beni koluyla ittirip kendini zorla içeri davet ettirdi. Bende arkasından kapıyı örttüm. Çık evimden defol piç herif demeyeceğim tabii ki çünkü göt yemiyor.
"Soruma cevap alayım."
"Adamlar peşimde biraz durup gideceğim amma uzattın."
"Banane adamlar peşindeyse benim niye başımı belaya sokuyorsun?"
"Uzatma lan burda seni öldürsem kimse duymaz."
"Öhööğğğğğm bir şey alırmıydınız mafya bey."
"Kussaydın birde kahven varsa kahve getir."
"Emrin olur, hemen getiriyorum"
Beyfendiye bak amına koyayım birde bana hizmetçi muamelesi yapıyor. Piç herif benim evimde beni tehtit etmek ha sen kim köpek. Bunları duysa ebemi görürdümde neyse, hazır nescafeyi kupaya döktüm. Sıcak suyun kaynamasını bekliyordum ki mutfağa Aras'ın girmesiyle ona döndüm.
"Kahve mi imal ediyorsun? Kaç saatir buradasın."
"Farkında mısın bilmiyorum ama, bay mafya su ısınıyor körsünüz sanırım bir doktora gidin derim."
"Bakıyorum da fazla cesursun."
Diyerek yanıma geldi. Tam gözlerime bakıyordu korkmalı mıyım? Şu an fazla yakınımdaydı ve bu benim için iyi değildi.
"Eyvallah sende fazla yakınsın bana az geri bas."
Dudaklarımız arasında milimler vardı ve benim minnak kalbim ağzımdan fırlayacaktı. ne oluyor ebesini hoplattığım? Kalbim raydan çıkmış tren gibi bu ne amına koyayım? Bana, Aras pis pis sırıtarak nefesini dudağıma doğru üfledi.
"Basmazsam ne olur?"
"Yani bir şey yapacağımdan değilde hani, Aaa Aras bak su taşıyor az öteye git bakayım."
Allah'ım sana bin şükür bir an öleceğim sandım. Resmen herif ağzıma girdi. su taşmış bahanesiyle onu kendimden ayırdım. Çok güzel kokuyordu lan, nane ve sigaranın karışımıydı. Bu koku bir insana ancak bu kadar güzel dururdu. Düşüncelerim kaynar suyun elime dökülmesiyle bölündü, o acıyla çığlık attım.
"Ahhh!"
"Rüzgar iyi misin? Dolduğunu görmüyor musun? Siktir canın çok yanıyor mu?"
Benim için endişelenmişti gözlerinde bunu görmüştüm. Elimi hızla alıp soğuk suyun altına soktu. Birbirimize çok yakındık, bedenlerimiz bir birine değiyordu. Yanan yere baktım. Kızarmaya başlamıştı. Parmağıyla yanan yeri okşadı sızlamıştı. Ağzımdan bir inilti çıkmasına engel olamadım.
"Hala canın yanıyor mu?"
"E-evet."
Kahretsin sesim ağlamaklı çıkmıştı. Bana ne oluyordu? Aras yanımdayken kedi gibi oluyordum. Peki neden o? Onu daha tanımıyorum bile ama içimde ona karşı adlandıramadığım bir duygu var. Kimse benle bu kadar ilgilenmemişti, kimse bana bu gözlerle bakmamıştı. Sahi o bana nasıl bakıyordu ki? Ne olarak bakıyordu? Belki de beni oyuncak olarak görüyordu, en sonunda kullanıp atacaktı. sadece benimle dalga geçiyordu, evet benimle dalga geçiyordu, bunun başka açıklaması olamazdı. Onun oyuncağından başka bir şey değildim. Amacı bana acı çektirmekti ve başarıyordu da sikeyim ben ne saçmalıyorum? Yanağımda bir ıslaklık hissettim ağlamış mıydım? Hassiktir bir de bu eksikti.
"Siktir ağlıyorsun, iyi misin? Canını mı yaktım?"
Tuhaf hissediyorum, beni düşünmesi tuhaftı. Aras'dan hızla ayrıldım. Bu işin sonu iyi değildi.
"İ-iyim, ben buraları toplarım. Sana yeni kahve yapacağım, sen içeride otur."
"Salak salak konuşma geç içeri otur, elinede buz koy. Ben buraları hallederim."
Dolaptan buz alıp elime hızla verdi ve beni iterek mutfaktan çıkardı. Dengesiz herif daha demin seviyordu şimdi dövecek gibi davranıyor. Evime gelen kendi birde yaptıklarına bak bende akıl bırakmadı. Koltuğa oturup televizyonda kanalları gezmeye başladım. Kıymetli beynimi meşgul etmem lazımdı.
Aras'ın Bakış Açısından
Rüzgarın dibine kadar girip gözlerine bakıyordum. Kalbi çok hızlı atıyordu, buradan bile sesini duyabiliyordum. Benden etkileniyordu onu şu an çok öpmek istiyordum ama yapamazdım. Suyun taşmasıyla beni itip suyu kupaya boşaltmaya başladı. Dalmış görünüyordu. Onu izliyordum yüz hatlarını, mimiklerini, sevimli hareketlerini çok masumdu. Kahvenin taşacağınun farkına vardığımda artık çok geçti, çoktan eli yanmıştı. Ona kızmıştım en çokta kendime kızmıştım. Benim yüzümden dalmıştı. Hızla yanına gidip elini alıp soğuk suya tuttum. Gözleri dolmuştu ağlıyordu. canını mı yakmıştım? Hızla itip kenara çekildi beni içeri göndermeye çalışmıştı eline buzu verip onu içeri gönderdim. Eli yanmıştı ve hala gurur yapıyordu. Yakın olamazdım ikimiz için en iyisi uzak olmamızdı. Bu şekilde fazla yakınlık bana iyi gelmiyordu, kendimi kaybediyordum.
Etrafı hızla temizleyip iki kupaya kahveleri koyarak yanına gittim. Koltuğa uzanmış uyuyordu. Kahveleri masaya koyarak bende yanına oturup onu izlemeye başladım. Yüzündeki bir tutam saçı alıp kulağının arkasına attım. Siktir çok güzeldi. İrkilip gözlerini açtı.
"Uyandırdım mı?"
"Yok sadece dalmışım."
"Al kahve yaptım başka bir şey
içersen eğ-""Yok sağ ol şey diyecektim sana."
"Söyle?"
"Bilinmeyen numara sendin değil mi?"
"Evet bendim."
"O zaman ben Aras sen misin? Diye sorduğumda neden işim çıktı görüşürüz yazdın?"
"Adamlar peşimdeydi öyle yazmam gerekti."
"Anladım."
Kahvesinden bir yudum aldı sıcakmış diye homurdanıp yerine geri koydu. Fazlasıyla sevimliydi ve ben kendimi ona bakmaktan alamıyordum.
"Sen neye bakıyorsun?"
"Hiç öylesine"
"Aras benimle oynadığını biliyorum, benimle uğraşma. Hayatımdan çık, zaten bende bir yerin yok."
Ne diyeceğimi bilemedim. Haklıydı, çok haklıydı onun hayatına giren bendim ve yeri olmayanda bendim. Koltuktan kalkıp odası sandığım yere girdi. Bende kalkıp yanına gittim.
"Ne demeye çalışıyorsun?"
Acı bir gülüş sundu bana, ayağa kalkıp işaret parmağıyla göğsüme vurarak konuşmaya başladı.
"Sen çok acımasız birisin, hayatımdan çık kelimesini nerenle anlıyorsun?"
Yine Ağlıyordu bu hale onu ben sokmuştum. Göz yaşları yanaklarından akarak o güzel pembe dudaklarına ulaşıyordu. Karanlık odayı bir tek ay ışığı aydınlatıyordu, tenine vuran ay ışığı onu daha da güzel kılıyordu.
"Gitmek için daha neyi bekliyorsun? Hadi gitsene neyi bekliyorsun?"
Diye bağırdı hızla kolundan tutup onu kendimle duvar arasına aldım. Bana acı gözlerle bakıyordu dudaklarını yaladı. Adeta onu öpmem için bana yalvarıyorlardı. Gözlerini kapattı derin bir nefes aldı.
"Ne yapı-"
Demesine izin vermeden dudaklarımı dudaklarına örttüm, karşılık vermiyordu ama itmiyordu da ağlaması şiddetlenmişti. Dudaklarımı dudaklarından ayırıp suratına baktım. Gözleri hala kapalıydı ben ne yapmıştım? Bunu yapmamalıydım, sikeyim kendimi tutmalıydım.
"Rüzgar bunu olmamış gibi farz et, bu asla olmadı sadece unut."
Deyip hızla yanından ayrıldım. Daha fazla kalsaydım dayanamayacaktım. Bu olmamalıydı hemde hiçbir şekilde olmamalıydı. Kafamı sikeyim kendimi tutmam gerekiyordu. Lanet olsun gene sıçıp batırmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
psikopat Aşık (BxB)
Genç KurguBirbirinden zıt iki insan birbirlerini sevebilecekler mi? Mafyanın oğlu olan Aras ve kendi halinde takılan Rüzgar Bir erkeğe aşık olacaklardan habersiz iki erkek. Peki onları ne zorluklar bekliyor olacak.