"Baba!"
Karşımda babamı görmem ile ona ve yanındaki yeni ailesine bakıyordum. Bana bakıp kafasını çevirdi. Yanındaki kadın ise beni yanlarından kovmak için bir şeyler diyordu. Yanında oturan küçük çocuğun dürtmesiyle ona baktım. Parmağıyla göstererek beni sormaya başlamıştı.
"Baba, bu abi sana neden baba dedi?"
"Bilmiyorum oğlum, belki birisine benzettmiştir. Ne istersin bakalım? Söyle babaya?"
Benimle bu kadar ilgillenmemişti, beni böyle sevmemişti bile gözlerimin dolduğunu hissettim ama ağlamayacaktım, sadece şimdi değil.
"Pastaaaa."
Bana bakmadan siparişini verip, oğluyla ilgilenmeye devam etti.
"Peki siparişinizi hemen getiriyorum."
Siparişleri vermeye giderken, abi demesiyle durdum.
"Abi"
Geriye dönüp çocuğun suratına baktım. Burnu gözleri bana benziyordu, acı bir gülümseyiş sundum, Bir kardeşim vardı ama benim haberim bile yoktu.
"Efendim ufaklık."
Sevecekken babam olacak adam eliyle beni itip uzaklaştırdı. Canım yanmıştı, onlara bakmadan oradan uzaklaştım. Okyanus'a siparişleri verip personel odasına hızla gittim. Koltuklardan birine kendimi zar zor attım. Canım yanıyordu, ben kimseye bir şey yapmamıştım ki neden bana kötü davranıyordu? Neden ben yokmuşum gibi görüyordu? Bende onun oğlu değil miydim? Daha fazla dayanamayıp göz yaşlarımı serbest bıraktım, hıçkırıklarımı tutamıyordum, elimi yumruk yapıp ısırdım. Birinin bana sarılmasıyla elimi ağzımdan çektim, kanın metalik tadı ağzımda yayılırken yüzümü buruşturdum, elimi kanatmıştım. Sarılana baktığımda Aras olduğunu gördüm, Okyanus ise kapının kenarına yaslanmış bize bakıyordu, gözlerini devirip kapıyı örtüp çıktı. Aras'ın beni kendine daha da çekip sarılmasıyla ağlamam şiddetlendi, kollarımı beline sarıp kafamı göğsüne gömdüm. Tanıdık koku beynime hücum ederken canımın ne kadar yandığı aklıma geldi. Ben bunları yaşayacak hiçbir şey yapmadım. Eliyle sırtımı okşarken konuştu.
"Şşşh geçti, ağlama artık ben yanındayım."
"Ben ona bir şey yapmadım, Aras canım yanıyor. Bana bile o çocuğa baktığı gibi bakmadı, çok canım yanıyor."
"Şşşh biliyorum ama geçecek. Ben her zaman yanındayım, seni asla bırakmayacağım, asla."
Aras'ın Bakış Açısından Devam
Rüzgar adamın yanından uzaklaşıp personel odasına girince herifi kafeden çıkarıp dayak manyağı etmiştim, bu piçe azdı bile. Kimse benim olanı üzemezdi, hatta ben bile üzemezdim. Saatlerce ağladıktan sonra sonunda yorgun düşmüş, kucağımda uyuya kalmıştı. Saçlarını okşayıp o piç adamı düşünüyordum. İnsan kendi oğluna nasıl böyle yapabilirdi ki? Hemde bu kadar iyi bir insana bu acımasızlığı nasıl yapabilirdi? Ben kendi ailemden sevgi görmemiştim. Babam benim hiç saçımı okşamamıştı. Hep sevgi diye bişey yok derdi. Eğer sevgi yoksa o zaman benim bu çocuğa hissettiğim şey neydi? Odaya Okyanus'un girmesiyle kafamı çevirip suratına baktım.
"Kafeyi kapatıyoruz, Rüzgar iyi mi?"
"Seni ilgilendirmez."
Rüzgarı kucağıma alıp ayağa kalktım. O kadar şeyden sonra şu piç bebenin suratını görmek bile midemi bulandırmaya yetiyordu.
"Aras sen onun bir şeyi değilsin, kendini bir şey sanma."
"Konuşanada bakın, sen neyisin bok torbası? Ha söylesene?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
psikopat Aşık (BxB)
Teen FictionBirbirinden zıt iki insan birbirlerini sevebilecekler mi? Mafyanın oğlu olan Aras ve kendi halinde takılan Rüzgar Bir erkeğe aşık olacaklardan habersiz iki erkek. Peki onları ne zorluklar bekliyor olacak.