Aras'ın bakış açısından devam
Okuldan çıkar çıkmaz bara gitmiş kendimi içkiye vermiştim. Ne kadar içersem içiyim unutmam gerekirken. O sahne sürekli aklıma geliyordu. Seni sevmiyorum aras. cidden beni sevmiyor muydu? Sürekli kendime bu soruyu sormaktan kafayı yemek üzereydim bartunun bininci seslenmesinden sonra kafamı viski bardağından kaldırıp endişeli gözlerle bana bakan bartuya baktım.
"aras iyi misin bak kaç saattir içiyorsun yeter bu kadar"
"bartu beni rahat bırak"
"kendinde olsan rahat bırakırdım ama kendinde değilsin"
"kendimdeyim daha kafayı bulmadım merak etme."
zaten kafayı ne kadar bulmak istersem isteyim bir türlü bulamıyordum. Çağlar ve bartunun endişeli gözlerine bakıp viski bardağını bir dikşte bitirip barmenden tekrar bardağı doldurmasını istedim. Barmen kafasını sallayıp viskiyi doldururken çağlar ve bartununda yeter dediklerini duymazdan gelmeye çalışıyordum. Daha rüzgarı sarhoş olup unutamazken nasıl yetebilirdiki kafamı masaya koyarak kollarımı kafamın arasına aldım. Rüzgarı görmek istiyordum ona sarılıp kokusunu içime çekmek istiyordum ama bir yandan da rüzgarın dedikleri buna engel oluyordu. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Rüzgar eğer beni sevmiyorsa onu zorlayamazdım değil mi? Buna hakkım yoktu. O zaman ondan vazmı geçmeliydim kafam o kadar doluydu ki doğru ne onu bile bilmiyordum. Kafamı masadan kaldırıp önümde duran viskiyi bitirip boş bardağı sertçe masaya bıraktım. Ayağa kalkıp insanlara çarparak çıkışa yöneldim. Şuan rüzgardan başka kimse umrumda değildi. Kolumdan tutup çevrilmemle dengemi kaybedip düşecekken duvardan destek alıp beni çeviren kişiye baktım. Melihti demek hala benden izin almadan benim mekanlarıma girebiliyordu. Beni böyle çevirerek canına mı susamıştı. Tuttuğu kolumu sertçe elinden kurtarıp suratına yumruk atmamla dengesini sağlamaya çalışırken. Bende gülümsüyordum çünkü benimde sinirimi çıkaracağım biri çıkmıştı karşıma.
Ulaş'ın bakış açısından devam
Sabah alarmın sesiyle gözlerimi açıp dün gördüğüm şeyin bir rüya olup olmadığına bakmaya başlamıştım ama yanıma baktığımda yekta yoktu. Nereye gitmiştiki yastığın üzerinde duran nota baktığımda bunun bir rüya olmadığını anlamıştım. Elime notu alıp okumaya başladım notta'uyurken o kadar güzeldin ki bakmaya doyamadım ama sana zorluk çıkarmamak için zorda olsa erkenden gidiyorum. İnanki hiç gitmek istemezdim ama durumları biliyorsun neyse okulda görüşürüz seni seviyorum'yazıyordu. Gülümsemem derinleşirken elimdeki notla kalkıp notu bizimkilerin görmeyeceği bir yere koyarak bonyoya ilerledim. Arkam çok feci ağrıyodu ama en azından bunu kimseye belli etmemem lazımdı. Yekta hani acıtmayacaktın lan. Ulan varya dua et seni seviyorum yoksa böyle bir acıya katlanmazdım. Arkamı düşünmemeye çalışıp Kısa bir duşun ardından dolaptan çıkardığım formayı üzerime geçirdikten sonra kravatı rastgele bağlayıp çantamı omzuma atarak odadan çıktım. Merdivenleri inerken düşünmeye başladım. Şuan mutluydum ama bu mutluluğumun ne kadar süreceğini bilmiyordum. Tek dileğim mutluluğumun olabildiğince uzun sürmesiydi. Dış kapıya geldiğimde gözüm yektayı aramıştı ama ortalıkta yoktu büyük ihtimalle benim için ortada gözükmek istemiyordu. kulaklığı kulağıma takarak rastgele bir şarkı açıp ilerlerken rüzgara mesaj atmaya başladım.
ulaş: Umarım kalkmışsındır rüzgar bey kaç gündür senin için endişeleniyorum. Okulda bekliyorum ona göre erken gel. Yoksa yumruğumun tadına bakarsın ona göre
tehtit içerikli mesajımı attıktan sonra sinsince sırıtarak telefonu cebime koyarken duyduğum araba kornasıyla arkamı dönüp kaldırımda yürüdüğüm halde dengesizce korna çalan herife baktım. Jipin camını aralayıp kafasını göstermesiyle bu herifin yekta olduğunu anladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
psikopat Aşık (BxB)
Teen FictionBirbirinden zıt iki insan birbirlerini sevebilecekler mi? Mafyanın oğlu olan Aras ve kendi halinde takılan Rüzgar Bir erkeğe aşık olacaklardan habersiz iki erkek. Peki onları ne zorluklar bekliyor olacak.