Sabah uyandığımda Aras yanımda yoktu, nereye gitmişti? Gözlerimi ovarak saate baktığımda saat neredeyse 10 olmuştu. Hiç değilse bugün okul tatildi ve öğleden sonra kafeye gidecektim. Yataktan gerinerek kalkıp lavaboya giderek ihtiyaçlarımı karşıladım, lavabodan çıktığımda karnımın gurultusuyla mutfağa yöneldim, hızlı bir şekilde kendime tost yapıp yemeye başladım. Aklımı dünkü olanlar işgal etmeye başladı. Aras gece bana seni seviyorum demişti. Nasıl anlamıyordum fazla mı maldım? Gerçekten seviyor olabilir miydi? Bunun olması imkansız gibi geliyordu. Okyanus ve Aras nereden tanışıyorlardı? Bunu daha sonra sormayı aklıma not edip tostumu yemeye devam ettim.
Tostumu bitirdikten sonra ortalığı topladım. Odama gidip hızlıca üzerime bir şeyler geçirerek odadan çıktım. Saate baktığımda hala zamanım vardı. Koltuğa oturup whatsappa tıkladım, bizim gruptan mesaj vardı.
Burak: Ya ben diyorum ki Ulaş hala neden sap? Siz hala Aras eniştemden bahsediyorsunuz.
Ulaş: Sanane amına koyayım.
Deniz: Herif mafya üstüne birde yakışıklı tabiki ondan bahsedeceğiz.
Efe: Herifin mafya olmasından sanane, birde o yakışıklı yazan elini sikerim. Sanane lan elin heriften. Seni ilgilendirmeyen şeylere karışma.
Deniz: Doğru aşkım banane. Hemde kim demiş yakışıklı diye, o tipsiz maymun
Tuna: Ooo kıskandı.
Deniz: Aynen çaktırma
Efe: Özele
Deniz: Hemen geliyorum.
Rüzgar: Abi olay ne? Ben bir bok anlamadım.
Burak: Kardeşim olaylar sende. Ee anlat neler oldu?
Rüzgar: Bir şey olmadı.
Ulaş: He yav he
Burak: Yeme bizi
Rüzgar: Beni geçin de hayırdır Tuna ve sen ne ayaksınız?
Burak: Orta ayağız biz
Tuna: Burak esprini ayrı, seni ayrı sikeyim
Burak: Ben varken espirimi ne yapacaksın?
Rüzgar: Oh oh eee bari çıkıyor musunuz?
Tuna: Yok amına koyayım, ne çıkması?
Burak: He aynen.
Ulaş: Bende yedim.
Burak: Ne yedin?
Ulaş: Ebeni yedim.
Burak: Afiyet olsun kardeşim ağzına sağlık. Gebersin mahallenin baş FBI dedikoducusu.
Göz devirip gruptan çıktım. Aras'a mesaj atmak ile atmamak arasında gidiyordum ve atmaya karar verdim.
Rüzgar: Aras, bana sabah neden haber vermeden çıktın?
Aktif değildi, telefonu kapatıp masaya koydum. Kafamı geriye atıp düşünmeye başladım. Acaba Aras ve ben nasıl olurduk? Hayal etmeye başladım, benim için hayalden de öte bir şeydi. Hassiktir çok güzel olurdu lan, anında kafamı iki yana sallayarak içimden "İmkansız" diye geçirdim. Elimle yanağıma tokat atarak "Kendine gel Rüzgar" dedim. Saate baktığımda saat 11 olmuştu, kafeye gitmek için evden çıktım.
_______
Bilmem kaç saattir çalışıyordum ve ciddi anlamda sıkılmıştım. Boş bir zaman bulsam Okyanus'a, Aras'ı nereden tanıdığını soracaktım ama kafe o kadar doluydu ki bir türlü fırsat bulamamıştım. Düşüncelerimi bırakıp beni çağıran müşterinin yanına gittim.
_______
Kafeyi kapatma vaktimiz gelmişti, zaten kimsede kalmamıştı. Okyanus'un yanına gittiğimde telefonla uğraşıyordu, öksürüp dikkatini üzerime çektim.
"Sen mi geldin? Pardon dalmışım"
"Bir soru sorabilir miyim?"
Telefonu bırakıp bana biraz daha yaklaşarak gözlerimin içine bakmaya başladı.
"tabi sorabilirsin, seni dinliyorum"
"Aras ile sen yani siz nereden tanışıyorsunuz?"
"Ha o konu mu? Eski bir mevzu"
"Evet, ne mevzusu?"
"Aras'ı eskiden çok seviyordum, öyle bir sevgiydiki her şeyimi verebilirdim, ona o kadar aşıktım. Bir gece barda çok sarhoş oldu, tabi bende sarhoştum o yüzden o gece birlikte olduk. O gecenin sabahı birlikte olduğumuzu kimseye anlatmamam için beni tehtit etti. Pekala uzun lafın kısası bu şekilde. Pekala sen Aras'ı tanıyorsan zaten mafya olduğunu biliyorsundur, benden bu yüzden korktum ve sustum zaten sonra da yok oldu. Ona ait hislerim eskide kaldı, artık hiçbir şey hissetmiyorum ama şimdi sen varsın."
"Nasıl? Pardon ne?"
Bana yaklaştıkça bende geriye gidiyordum, soğuk duvarla bedenim birleşince durdum. Elini duvara yaslayarak beni duvarla arasına sıkıştırdı.
"Açıkcası çok tatlısın. Biliyorum şu an çok erken ama senden hoşlanıyorum, hatta ilk gördüğüm günden beri senden hoşlanıyorum."
Ağzım açık kalmış bir şekilde Okyanus'a bakıyordum. Gittikçe üzerime eğilmeye başlamıştı, dudaklarımız arasında milimler kala hızla çekilmesiyle ufak çaplı bir şok yaşadım. Çeken kişiye baktığımda Aras olduğunu gördüm. Okyanus'u altına almış hem yumrukluyor hem sövüyordu, Okyanus ise gülerek izliyordu. Tabi bu sırada bende mal gibi bakıyordum. Ayırmaya kalksam bu aslanın önüne atlamak gibi bir şey olurdu.
"Lan şerefsiz benim olana dokunmaman gerektiğini bilmiyor musun?"
Kendime gelerek Aras'ın kolunu tutup sarstım. Kendinden geçmiş gibi yumrukluyordu.
"Aras lütfen dur, gidelim. Onu öldüreceksin."
Hızla kalkıp beni kendi ve duvar arasına aldı. Okyanus'a baktığımda ise yerde yarı baygın bir şekilde yatıyordu. Eliyle çenemden sertçe tutarak kafamı çevirip gözlerimi esir aldı.
"Sen bana aitsin, anladın mı lan? Kimsenin değil sadece benimsin ve benim olarak kalmaya devam edeceksin."
________
(Umarım bölümü beğenmişsinizdir.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
psikopat Aşık (BxB)
Teen FictionBirbirinden zıt iki insan birbirlerini sevebilecekler mi? Mafyanın oğlu olan Aras ve kendi halinde takılan Rüzgar Bir erkeğe aşık olacaklardan habersiz iki erkek. Peki onları ne zorluklar bekliyor olacak.