Gözlerimdeki yaşları umursamadan. İnsanlara çarpa çarpa sınıfa doğru ilerlemeye başladım. Derdim neydi benim hani arası unutacaktım. Sadece kendimi kandırıyordum hala onu bu kadar severken nasıl unutabilirdimki. Göz yaşlarımı silip sınıfa girerek sırama doğru ilerledim. Ulaş hala ortalarda yoktu. Olmamasıda benim işime gelmişti. Burda olsa bana bir dünya soru soracağına emindim. Çantamı toparlarken burağın yanıma gelip konuşmasıyla çantayı koluma atıp dinlemeye başladım.
"lan gene nereye gidiyorsun ya hastalığın daha iyleşmedi mi?"
"aynen ya geçmedi biraz daha dinlenmek istiyorum bende"
"ha tamam o zaman iyi dinlen kardeşim"
"sağol"
Hızla sınıftan çıkarak merdivenleri inmeye başladım. Bir an önce kimseye gözükmeden okuldan çıkmak istiyordum. Bahçeye geldiğimde tekrar gözlerimin dolduğunu hissettim. Burda ağlamak istemiyordum. Araslayken kendimi küçük bir kız çocuğu gibi hissediyordum. Elindeki balonu kaçırmış ağlamak üzere olan küçük bir kız çocuğu gibi. Acaba hala ordamıydı yada ne haldeydi. Göz yaşlarım kendiliğinden akarken elimle silip daha fazla ağlamamaya çalıştım. Okuldan hızla çıkacakken ulaşın seslenmesiyle durup yavaşça arkamı döndüm. Güya kimseye yakalanmayacaktım.
"rüzgar nereye"
"eve gidiyorum"
"farkındamısın bilmiyorum ama bu sıralar fazlasıyla okula gelmedin. Devamsızlıktan sınıftamı kalmak istiyorsun."
"ulaş hastayım halim yok uzatma"
"tamam o zaman bende geliyorum."
"hayır sen dersine gir"
"kes lan bende geliyorum bu sefer benden kaçamazsın. Bir daha hastayım bahaneni duymak istemiyorum çünkü hasta olmadığını biliyorum."
Benim cevap vermeme izin vermeden arkasını dönüp hızla okula girdi. Arkasındanda"hiç bir yere ayrılma hemen geliyorum."diye bağırmıştı. Bende salak gibi arkasından bakakalmıştım. Bahçede boş duran banklardan birine oturup ulaşı beklemeye başladım. Şuanda da başka birine daha yakalanmak istemiyordum özelliklede arası görmek istemiyordum çünkü görürsem ağlama ihitmalim vardı. O sözleri bile aklıma gelirken gözlerim doluyorsa suratını görünce kesin ağlardım. Ne güzel ben eve gidince ağlayacaktım ya şimdi ulaşda benimle eve geliyordu. Of ulaş of beni hayattan bıktırdın. Ben ulaşa söverken ulaşda yanıma gelmişti bile.
"aferim gitmemişsin yürü gidelim bana her şeyi anlatacaksın. He bu arada eve gidene kadarda susma hakkına sahipsin tabi"
Göz devirip yürümeye başladık. Bu sefer tam sıçmıştım. Ulaşa ne diyecektim ki ben hemen bir bahane bulaman lazım çalıştır kafayı. Hasta olduğum bahanesi battığına göre ya doğruyu anlatıp arasın koparacağı kıyameti izleyecektim. Yada başka birini seviyorum diyecektim ki zaten bunu kesin yektadan duymuştur. Sonuç olarak aras ve yekta kuzen olduklarına göre aras kesin yektaya söylemiştir. Ulaşta yektanın sevgilisi olduğuna göre yektada ulaşa söylemiştir ve benim beyin iptal. O zaman başka bir bahane üretsem fena olmazdı ulaşın seslenmesiyle düşüncelerimden sıyrılıp geride kalan ulaşa baktım.
"lan nereye evi geçtin. Ohooo sen iyi değilsin"
Oflayarak geri dönerek binaya girip merdivenleri ağır adımlarla çıkmaya başladım. Ah be ulaş bende biliyorum iyi olmadığımı ama inanki elimden bir şey gelmiyor. Oflayarak merdivenleri çıkıp kapının önüne geldiğimde çantamdan anahtarı çıkararak kapıyı açtım. Ulaş içeri girerken bende ayakkabılarımı çıkarıp arkasından içeri girdikten sonra kapıyı örttüm. Ulaş sırtındaki çantayı kenara atıp dik dik suratıma bakmaya başladı. Tövbe bismillah allahım sen ulaşa akıl ver yarabbim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
psikopat Aşık (BxB)
Dla nastolatkówBirbirinden zıt iki insan birbirlerini sevebilecekler mi? Mafyanın oğlu olan Aras ve kendi halinde takılan Rüzgar Bir erkeğe aşık olacaklardan habersiz iki erkek. Peki onları ne zorluklar bekliyor olacak.