41| 'KİŞİSEL FİKİR'

1.1K 155 23
                                    

#

—> Yaren Başaran

Fatih apartmandan çıktığında yanıma gelirken yüz ifadesi çok sertti.

Hiçbir şey demeden yürüyünce ben de yanında gittim.

"Fatih? Bir şey demeyecek misin?"

"Ne diyeyim Yaren? Hayırlı olsun? Gözün aydın? Allah tamamına erdirsin? Hangisini diyeyim, sen seç."

Of ya...

"Tamam da ben hiç Şeker Teyze'ye olumlu bir şey söyledim mi? O kendisi konuştu sadece."

"İnan bana, kendimi zor tuttum. Yeminle söylüyorum, o masayı dağıtacaktım."

"Sinirlenmekte haklısın ama bana kızmakta haklı değilsin Fatih." dedim kararlı bir şekilde.

"O niyeymiş?"

Fatih öyle sert adımlarla ve öyle hızlı yürüyordu ki yetişmekte zorlanıyordum.

"Ben Okan'ı ciddiye alıyor muyum sence? Hiçbir münasebetim yok onunla. Şeker Teyze, Meliha Teyze... konuştukları kadar konuşsunlar. Ne olacak? Benim gönlüm Okan'da değilken ne fark edecek?"

"Söyleyeceğim." dedi Fatih. "Eve gidince anneme söyleyeceğim. O da yarın oturmada kadınlara söylesin, herkes de öğrensin."

Buna bir şey diyemedim. 'hayır' desem Fatih iyice dellenecekti ki zaten 'hayır' demem için bir sebep de yoktu.

"Tamam." dedim sadece.

Fatih arkasına, yani bana kısa bir bakış attıktan sonra sonunda hızlı yürüdüğünü fark etmiş olacak ki yavaşladı. Sonra hafifçe gülümseyip başını iki yana salladı.

"Sana çok fena gıcık oluyorum." dedim, dirseğimle onu dürtüp.

"Bak sen?" dedi gülerek. "Ben de seni çok fena seviyorum." dediğinde hazırlıksız yakalanmıştım.

Kalbimden sıcak sıcak akan bir şeyler hissederken gülümseyerek Fatih'in koluna girdim.

"Hava çok soğuk. Ne yapacağız acaba bu soğukta dışarıda?" diye söylendim, konuyu değiştirmek ve utanmamamı engellemek için.

"Ben ısıtırım seni gülüm." deyip tutunduğum kolunu elimden ayırdı ve kolunu omzuma attı. Beni kendine çektiğinde güldüm.

Biraz daha yürüdükten sonra bir kafeye girdiğimizde içerisi sıcacıktı. Tam ortada büyük bir soba yanıyordu.

Cam kenarında bir yere oturduğumuzda içimiz ısınsın diye çay istedik.

"Ee? Ne diyeceksin annene?" dedim merakla, başımı elime yaslarken.

"Yaren'i gelinin yapacağım, diyeceğim." dediğinde şaşkınlıkla gözlerimi açtım.

"Saçmalama. Öyle söylenir mi?"

"Niye söylenmesin? Yapacağım sonuçta." dedi keyifle arkasına yaslanırken.

"Öldüreceksin beni Fatih." derken artık yaka silkiyordum yani.

Garson çaylarımızı önümüze koyup gittiğinde Fatih'in bir anda düşünceli bir hal aldığını gördüm.

"Hayırdır? Ne oldu birden?"

"Aramıza yine yollar girecek de."

"Neden?" dedim kaşlarımı çatıp.

"2 hafta sonra dayımın oğlunun düğünü var."

"E olsun."

"Trabzon'da." dediğinde çakmıştım olayı.

"Hadi ya." diye mırıldandım. "Ne kadar kalacaksınız ki?"

TEVÂFUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin