#
—> Yaren Başaran
"Nerede?" dedi annem ve Fatih aynı anda.
Önüme, hatta Fatih'e doğru döndüm, yüzümün görünmemesi için.
"Sağdaki arabada." dediğimde annem de sol tarafa kaydı ve sırtını babamların tarafına döndü.
"İnşallah görmemiştir." dedim alnımı ovalarken.
"Görseydi çoktan inmişti arabadan." dedi annem.
"Tamam, sakin olun. Yeşil yanar birazdan." dedi Fatih ama o da en az bizim kadar gerilmişti.
Gergin saniyeleri geride bırakıp sonunda yeşil ışığa geçebildiğimizde Fatih olabildiğince gaza bastı.
"Fatih, biraz hızlı sür de babamdan önce evde olalım." derken hala yan taraftaki aynadan arkayı kontrol ediyordum. "Araba geride kaldı." deyip arkama yaslandım.
Resmen yakalanıyorduk.
Allah'tan ki fazla trafik yoktu. Olması gerekenden daha kısa sürede Kadıköy'deki dükkana varmıştık.
"Sağ ol oğlum. Tanıştığıma memnun oldum." dedi annem arabadan inmeden önce.
"Ben de çok memnun oldum." dedi Fatih, yumuşak bir sesle. "Böyle adrenalinli bitirmek istemezdim günü ama..."
"Yapacak bir şey yok, atlattık çok şükür." dedi annem gülerek. "Yine görüşürüz inşallah. Kendine iyi bak."
"İnşallah. Siz de kendinize iyi bakın. İyi akşamlar."
"İyi akşamlar oğlum." deyip bana döndü annem. "Yaren, ben eve doğru yürüyeyim, sen yetişirsin bana."
"Tamam anne." dediğimde annem arabadan indi. "Kimse gelmeden şu arabadan ineyim Fatih." dedim gergin bir şekilde. Hala geçirdiğimiz vukuatın stresini üzerimden atamamıştım.
"Hadi git gülüm, annen de tek kalmasın."
"Yarın gidiyorlar, kahvaltıdan sonra." dediğimde Fatih'in gözleri heyecanla büyüdü. "Onlar gider gitmez ben de toparlanır çıkarım evden."
"Ben geleyim seni almaya. Bana haber verirsin."
Yarın pazar olduğu için dükkanı öğleden sonra açıyorlardı zaten. Annemler de öğlene kadar gitmiş olurdu.
"Tamam, ararım ben seni." dedim. "Gideyim ben. Görüşürüz yarın."
"Görüşürüz gülüm." deyip yanağımı sıktığında gülümseyerek arabadan indim.
Hızlı adımlarla yürüyüp annemin yanına yetiştiğimde koluna girdim.
"Ee anne? Ne düşünüyorsun?" diye sordum, hazır fırsatını bulmuşken. Evdeyken düşüncelerini sormam daha zordu.
"Şeker Hanım çok sıcakkanlı biri. Seni pek sevmiş, belli."
"Ben de onu çok seviyorum." dedim gülümseyerek.
"Diğerleri de öyle. Ayşin de çok tatlı bir kız. Fark ettim ki sen burada kendine yuvanı kurmuşsun. Alışmışsın herkese."
"Çok alıştım anne. Hepsi bana çok yardımcı oldu."
"O Buket de güzel bir kız. Salih'le hayırlısına ulaşırlar inşallah."
"İnşallah." diye mırıldandım. "Fatih peki?" diyerek asıl merak ettiğim şeyi sordum.
"Çok efendi çocuk, maşallah. Çok düzgün yetişmiş. Başlarında bir baba olmadığı için her şeyi çekip çevirmişler abisiyle, annesiyle kız kardeşine sahip çıkmışlar, ne güzel. Seni de seviyor, gözünden anlaşılıyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEVÂFUK
Ficción GeneralTevâfuk: Birbirine denk gelme, latifâne (hoş, zarif) bir şekilde uyum içinde olma. ===== Henüz 21 yaşındayken -sözüm ona- töre kanunları yüzünden evlendirilmeye mecbur bırakılan ve küçük bir yardımla Gaziantep'ten İstanbul'a kaçan Yaren Başaran. Üni...