#
—> Ayşin Çiçek
Civan ona yumruk atarak kavgayı başlatan adamı yere yatırmıştı ve üzerine çıkmış, yüzünü yumrukluyordu.
Fatih ise adamın sırtını duvara yaslamış, tek eliyle gömleğinin yakasını sıkarken diğer eliyle yüzüne yumruk atıyordu.
Korumalarda ise durum çok değişkendi. Biri tekme ya da yumruk yiyorken, öbürü tam tersini yapıyordu.
"Biri bir şey yapsın Allah aşkına." diye bağırdım dehşet içinde. "Niye izliyorsunuz?"
"Biz ne yapalım kızım? Baksana şunlara, araya girsek bizi de döverler mazallah."
"Hiç mi vicdanınız yok?" dedi Yaren titreyen sesiyle. "Öldürecekler birbirlerini."
Civan hala yere yatırdığı adama vururken bakışlarımı Fatih'e çevirdiğimde durum değişmiş, adam Fatih'in yüzüne bir yumruk geçirmişti. Fatih geriye doğru birkaç adım sendeleyince adam bacağını kaldırıp Fatih'in karnına bir tekme geçirdi.
O son hareketten sonra Yaren sesli ve korku dolu bir iç çekti. Benim bile nefesim kesilmişti.
O sırada duyulan siren sesi ve yanımıza yaklaşan iki polis arabası bile bu kavgayı durduramamıştı.
Arabadan inen polisler onları birbirinden ayırırken tuttukları adamı arabaya götürüyorlardı.
"Bir bu eksikti." dedim sitemle.
Fatih, Civan ve korumalar da polis arabasına götürülürken arabaya binmeden önce Civan'la son kez göz göze gelmiştim.
"Ne olacak şimdi?" dedi Yaren korkuyla. "Salih Abi'ye haber verelim."
Birlikte koşar adım mahalleye gittiğimizde ben elimdeki poşetleri apartmanın kapısına bırakırken Yaren de Şeker Teyzelerin ziline bastı üst üste birkaç kez. Hülya cama çıktı.
"Hülya, Salih Abi'yi aşağı gönderir misin?"
"Bir şey mi oldu?"
"Bize araba lazım da, ondan rica edeceğiz."
"Tamam, çağırıyorum."
Yaren de ben de mahallede bir o yana bir bu yana dönüp dururken apartmandan Salih Abi çıktı.
"Kızlar, hayırdır?"
"Abi, karakola gitmemiz lazım. Fatihleri götürdüler."
"Neden?" dedi Salih Abi, gözleri şaşkınlıkla açılırken.
"Yolda anlatırız Salih Abi, bir an önce gidelim."
Salih Abi arabanın yanına ilerleyince biz de peşinden gidip arkaya bindik. Olanları Salih Abi'ye anlattığımız yaklaşık 10 dakikanın sonunda karakolun önünde durduk.
Salih Abi önde, biz arkada içeri girdiğimizde Salih Abi birine bir şeyler sordu.
"Nezarete almışlar, ben bir komiserle görüşmeye çalışayım."
Salih Abi gidince biz de bir yere oturduk.
Stresten dudaklarımı kemiriyor, Salih Abi'nin iyi bir haberle yanımıza dönmesini bekliyordum. İçimden dualar ederek uzunca bir süre geçirdim. Sonunda Salih Abi geldiğinde Yaren'le aynı anda kalktık yerimizden.
"Ne oldu? İçeride mi kalacaklar?" dedim.
"Bu gece burada kalacaklarını söyledi komiser ama sonra 2 taraf da birbirinden şikayetçi olmazsa çıkabileceklerini söyledi. Fatihlerin yanına indim, şikayetçi olmak istediler ama hallettim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEVÂFUK
Ficção GeralTevâfuk: Birbirine denk gelme, latifâne (hoş, zarif) bir şekilde uyum içinde olma. ===== Henüz 21 yaşındayken -sözüm ona- töre kanunları yüzünden evlendirilmeye mecbur bırakılan ve küçük bir yardımla Gaziantep'ten İstanbul'a kaçan Yaren Başaran. Üni...