O kadar tutarsızım ki bölümü bitirince hemen atayım dedim sizi seviyorum 😘😘😘
Keyifli okumalar güzellerim...
Oy verip yorum yaparsanız sevinirim şimdiden teşekkürler çiçeklerim ❤️
Medya bölüm şarkısı: Özlem Tekin Dağları Deldim...
_________________________'Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz'
Özdemir Asaf..."Bakın efendim, Umut Hanım'ın durumu cidden kötüye gidiyor.
Ve... Nasıl desem...Acil bir şekilde tedavi olması gerekiyor bünyesinin bunu bile kaldırması mucize.
İlaç tedavisini geçip direkt radyocerrahiye başlamalıyız. Bu süre zarfında hastaya uygulanacak sedasyonda, yani hastanın uyku halinde olması gerekiyor.
Umut Hanım reşit olmadığı için bunu göz önünde bulundurarak uygulanan bir tedavi olacak.-" devamını da dinlemek istemiştim fakat bacaklarımda oluşan ani karıncalanma ve sonrasında gelen his kaybı, attığım çığlık ile eş zamanlı gelmişti.
Korkudan bütün bedenimin titrediğini hissederken Araf Bey koşar adım yanıma gelip büyük elleri ile yüzümü avuçlarının arasına alarak nazik bir şekilde alnıma bir öpücük bıraktı. ne olduğunu sordu.
Titreyen vücudumun biraz olsun rahatladığını hissedip "ben...ben bilmiyorum birden oldu.
Sizi dinlemek istemiştim ben. Efendim kötü bir niyetim yoktu, sadece kendim hakkında bilgi almak istemiştim" derken Araf Bey sadece içten bir tebessüm etmişti.
Gözlerinde yer edinen o buruk ifade birazda olsa sorgulatmıştı bana yaşananları.
Neden böyle değişmişti?..Sebebi, onu terk eden eşi miydi, yoksa başka bir açıklaması vardı da bununla mı örtmek kolay gelmişti?
"Umut, üzülme geçecek. Ben inanıyorum beraber atlatacağız bu durumu kızım" sesindeki yatıştırıcı tını bana daha fazla korku veriyordu, bu normal miydi?
Akan burnumu çekip devam ettim konuşmaya."yürüyemiyorum, bedenim titriyor" dedim.
Araf Bey dolu gözlerini saklamak için başını eğip derin bir nefes aldı.
Yaklaşık 5-6 dakikanın ardından başını kaldırıp duygudan arındırdığı gözleri ve sesi ile "doktor Bey Umut'u sedyeye yatırın tedavisine derhal başlansın. Benim işlerim var" deyip ayağa kalktı.
Umut dolu gözlerimi yüzünde gezdirip, en son gözlerinde durdurdum. İlk günkü gibi bakıyordu.
Bedenimi saran ürperti beni daha fazla titretirken doktor Bey beni kucaklayıp, ne ara geldiğini bilmediğim sedyeye yatırdı.
Aramızda geçen konuşmalara güvenerek Araf Bey'in ellerini tutup "g...gidecek misin?" dedim. Gitmesinden, benden sıkılmasından ve beni istememesinden çok korkuyordum.
Elini tutuğum elimi itip duygusuz bir ses ile"işim var Umut. Kimseye zorluk çıkarma, şımarık gibi davranma.
Sen büyüdün, tek başına da üstesinden gelebilirsin.
Seni ziyarete geliriz" deyip gitti.
Bu cümleleri yüzüme bakarak söylemeseydi doğruluğundan şüphe duyardım fakat ilk gün korktuğum Araf Bey burada, karşımda duruyordu.
Biraz kırgınlık, birazda pişmanlık ile başımı sallayıp sesiz bir şekilde"sizi utandıracak bir şey yapmam efendim" dedim.
Nedense bu cümleyi onaylaması kalbimi yakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özgürlük Umudu
Teen Fiction17 yaşında olan Umut gerçek ailesine, evine alışabilecek mi? Karşımda duran, gözlerimin karalığını aldığım adama çevirdim gözlerimi. Çok sert bakıyordu? Ben mi birşey yapmıştım bilmeden? Beni korkuttuğunu bilse böyle yapmaya devam eder miydi? Sert...