18.Bölüm Kanlı Gülümseme

4.6K 197 80
                                    

Keyifli okumalar güzellerim oy verip yorum yaparsanız sevinirim şimdiden teşekkürler çiçeklerim 🍀

Medya, Bölüm şarkısı: Belki Biraz Aklımda Biri Var..

Bölüm oy sınırı: 50

Bölüm yorum sınırı:50

______________________________

Ne ölmek nefessiz kalmaktır, Ne de yaşamak nefes almaktır... Yaşamak; sevilmeyi hak eden birine yaşamını harcamaktadır.
Oğuz Atay...

Sanki elimde bir mum varmış ve yandıkça eriyen mumlar kalbime damlıyormuş gibi hissediyordum. Tatlı bir acıydı, çok yakmıyordu canımı ama defalarca aynı yere damlayan mum birikmiş ve kalbimi örtecek bir kapan olmuştu.

Araf Karahanlı karşımda kollarından akan kanla dururken telaşla sargı bezini daha fazla sıktım. Lunapark yorgunluğunun üzerinden tam 2 gün 9 saat ve 28 dakika geçmişti. Biliyordum, gitmek isteyeceğini biliyordum.

Önce tek tek hepimizle vedalaşmış, ardından kendini odaya kapatmıştı. O benim babamdı, kalbimdeki en büyük yarayı açsa bile o benim babamdı?

Odasına girdiğimde bileğine bastırdığı cam yere düşmüş, parke zeminde tok bir ses yankı bulmuştu. O an bir kez daha lanet ettim tutmayan bacaklarıma. O an bir kez daha lanet ettim kendime..

Araf Karahanlı şimdi kurtulsa bile kanlı bilekleri zihnimde hapsolmaya devam edecekti. Hissediyordum Araf Karahanlı beni bırakmayacaktı, ben onun kızıydım,ben ondan bir parçaydım..

Geçen saniyeler sadece babamın kollarından akan kanları hızlandırıyordu. Yankı abimi aramış ve durumu anlatmıştım. Tek başıma bir şey yapmamayacağım için ambulansı bekliyordum.

Şoktan akmayan gözyaşlarım gözümde birikmeye devam ediyordu, eğilip babamın nabzının attığı yere bir öpücük bıraktım. Dudağımda kendini belli eden kan tadı midemi bulandırmak yerine içimde tarifsiz bir korku bırakmıştı.

Eğilip şah damarının üzerine öpücük bıraktım, nabzı git gide zayıflarken damarlarımdaki bütün kan çekiliyormuş gibi titrediğimi ancak o an fark edebildim..

Saniyeler dakikalara dönüşürken çıkan hayali ses beyninde toz bulutu yaratarak yok oldu. Babam karşımda kanlar içinde ölümü beklerken benim yapabildiğim tek şey ölmemesi için Tanrıya yalvarmaktı..

Az denemeyecek bir süre sonunda evin bahçesinden gelen siren sesi ve eş zamanlı olarak Yankı abimin çığlığı tüylerimi ürpertmişti.

Çok sürmeden odaya dolan sağlık ekipleri babamı sedyeye yatırıp hızlı bir şekilde odadan çıkartmıştı. Yankı beni görmemiş gibi görevlilerin peşinden giderken o an bu umrumda olmamıştı.

Tek istediğim şu lanet ayaklarımın tutması ve babama koşmaktı.

Ellerimi diz kapağımın altından geçirip kendime çektim. Babamın elinden düşen cam parçasını avuçlarımın arasına alarak sıktım.

O cam parçası kalbi kırıklarla dolu küçük kızın en büyük düşmanıydı artık..

Kendimi sürükleyerek duvar dibine zor atmıştım. Lanet baş ağrısı kendini belli ederken gözlerimi açamıyordum.

Konuşacak, ağlayacak gücü kendimde bulamıyordum, şayet böyle bir gücü şu an hissetsem haykırarak ağlamak, Tanrıya yalvarmak istiyordum..

Fakat tek yapabildiğim başımı dizlerimin arasına koyup kanlı cam parçasına benim de kanımın karışmasına izin vermek oldu..

Özgürlük UmuduHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin