2.Bölüm karışıklık

13.3K 593 120
                                    

Her insanın dönüm noktam dediği bir yer vardır. Daha fazla kenetlenir hayaline.

Benim var mıydı?... Sanırım yoktu. 21 Ekim tarihi öncesine kadar...

Bu gün 21 Ekim 2018 Umut Arel'in dönüm noktası, hayallerinin biletinin verildiği gün...

Adliye bahçesinden gelen seslere aldırmadan belki de hayatımda ilk defa kahkahalar ile güldüm.

Olmuştu. Ben başarmıştım, dik durmuş ve o pisliği içeriye tıktırmıştım.

Tam 12 yıl 10 ay 2 gün...

Benim 2 yıldır kabusum olan adama kâbus gibi geçecek tam 12 yıl verilmişti.

Hakim kararı açıkladığında ilk defa mutluluktan ağlamıştım. Ben başarmıştım değil mi?

Derin bir nefes aldım, çok yorgun ve bir o kadar da huzurlu hissediyordum.

Yaklaşık 4 saat önce Serkan Bey beni bir güzel azarlayıp şikayetimi geri çekmem konusunda yapmadığını bırakmamıştı. İlk defa güçlü olup sadece gülmüştüm. Attığı tokatlara rağmen...

Hakim kararı açıklar açıklamaz mahkeme bitmiş ve dışarı çıkmıştık. Çisem Hanımları beklemeyip önden çıktığım için o şerefsizin ailesi yolumu kesip 'yavrum neden oğlumu benden ayırıyorsun? Bak sen ailenin yanında, sıcacık evindesin benim oğlum neden o dört duvar arasına girecek?' demiş ve vicdan azabı çekeceğimi düşünmüştü.

Gayet vicdan rahatlığı ile dönüp kadına 'yapmasaydı? Ben mi dedim gelsin beni taciz etsin diye?' deyip hızlı adımlar ile kimseye bakmadan oradan uzaklaşmıştım.

"Savcı Hanım sayın Hakim sizin ile görüşmek istediğini söyledi" sol tarafımdan gelen ses ile oraya döndüm.

Kendimi hayal ettiğim yerde genç, uzun boylu ve çok hoş fizikli bir kadın takım elbiseli -kalem memuru olduğunu düşündüğüm- adam ile konuşuyordu.

Tebessüm edip önüme döndüğümde karşımda gördüğüm Arel çifti nefesimi kesmeye yetmişti.

Serkan Arel kolumdan tutup pek Kibar (!) bir biçimde beni arabaya sürüklemiş ve hız sınırına dikkat etmeden 25 dakikalık yolu 10 dakikada gelmiştik.

Evde olacakları az çok tahmin edebiliyordum. Müneccim değildim fakat insan her zaman yaşayınca en ufak bir hareketlerini bile ezberliyordu.

Eve vardığımız anda çuval gibi saçımdan tutmuş ve evin ziline basmıştı.

Çok geçmeden kapı evin görevlisi Nergis Hanım tarafından açılmış ve içeriye geçmiştik.

Herşeye alışsam da saçımın çekilmesine alışamıyordum.

Şimdi her ne kadar kendimi sıksam da birazdan gelecek dayakla birlikte çığlıklarımın bu evin duvarlarında yankılanacağını biliyordum.

İlk aklım ermeye başladığı zaman hep çırpınır, kurtulmaya çalışırdım. Sonradan susup bitmesini bekledim.

Çok değişik bir ailem vardı. Maddi durumları gerçek çok iyiydi, Çisem Hanım amaçlarını bilmediğim bir cemiyetin ortağı iken Serkan Bey'in İstanbul'da 2 şirketi vardı.

Bu kadar üne rağmen beni asla sevmez, yanlarında bir yerlere götürmekte utanırlardı. Bununla birlikte de Çisem Hanım benim her alanda birinci olmamı ve onları rezil etmemem gerektiğini bana söylemişti.

Onlara 'anne ve baba' demeyi uzun zamandır bırakmıştım. Çünkü istemiyorlardı. Bende saygı duyup 'Bey ve Hanım' diyordum.

Özgürlük UmuduHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin