35. Bölüm Yarım Kalan Düş Ağıtları

535 28 3
                                    

Keyifli okumalar dilerim ❤️

____________________________

Bazen insan kalmayı çok istiyorken de gidebiliyordu, bunu babamdan öğrenmiştim.

İki kızının canıyla tehdit edilen babamdan...

Açıkçası bütün bu oyun Açelya yüzünden başlasa bile sonu yine beni bulmuştu ve acı olan şuydu ki gerçekten, abimler yanımda olmazsaydı delirerek ölecektim. Açelya, dolaylı yoldan olsa bile ulaşacaktı amacına.

Ben bu hayatta en çok yaşamayı sevmiştim, kan kusana kadar dövüldüğüm gecelerde bile ölmek istememiştim, kimse bana inanmadığında, acı içinde kaldığımda, okulda dışlandığımda bile ölmek istememiştim.

Ama Karahanlı ailesine girdikten sonra kıssa bir süre de olsa ölmek istemiştim.

Canımı çok yakmışlardı.

Ben kimseye acı vermeyi sevmezdim, acı vermezdim de zaten... Fakat Asal abimin canı yansın istiyordum..

Üç gün sonra evleniyordum, üç gün...

Bir ay önce nişan yapmıştık ve ben hâlâ  olaylara yetişemiyor gibiydim.

Umut ilk defa mutluydu, Ahter'in yanında mutluydum... Her saniye yaşamak istiyordum.

Yüzümde kocaman bir gülümseme peyda oldu, yolda top oynayan çocukların arasından geçtim. Ruhum bir çok acı yaşarken ben mutluydum, umutluydum fakat adımlarım güçsüzdü.

Adımlarım aşina olduğum o yerde durdu, büyük kapıya baktım. Yüzümdeki gülümseme yerini acı anılara bırakırken ben vakit kaybetmeden kapıdan girdim. Her bir karışını ezbere bildiğim, iki yani mezarlarla dolu o yoldan geçip babamın mezarına vardım.

Siyah mezar taşında fotoğrafı vardı, dudaklarım titredi fakat güçlü durmaya çalıştım... Mezarı başına yürüdüğüm zaman titreyen elimi fotoğrafına uzattım, uzunca sevdim buz gibi olan o mezar taşını.

Islak toprağını aldım avuçlarıma, çamur olmuş ellerimi burnuma yaklaştırdım. Toprak kokusundan nefret eden ben buraya her geldiğimde uzun uzun koklardım babamın kokusunu içine çeken bu toprağı...

"Araf savcım" dedim fakat sesim titriyordu "kızın geldi, bak" dedim. Ses gelmedi belki de ben ilk defa bir ses duymak istedim. Ölmüş babamın sesini...

"Geçen hafta gelemedim baba, gelinlik provam ve diğer olaylar yüzünden" dedim. Başımı gökyüzüne kaldırdım, derin bir nefes aldım. "Ama bak yanındayım" dedim acıyla. "Özür dilerim babam" dedim mezarı başına yapılan mermer tabureye otururken. "Özür dilerim sana bencil dediğim her bir saniye için" başımı iki yana salladım "özür dilerim seni unuttuğum için" gözyaşlarım aktı "özür dilerim, ölümüne sebep olduğum için" toprağa bulanan ellerimi yüzüme kapattım. Hıçkırıklarım etrafı dolduruyordu...

"Affet yalvarırım" dedim acıyla "affet bilmiyordum baba, yemin ederim bilmiyordum" dedim. Belki de gelip gözyaşlarımı silmesini bekledim fakat bu imkansızdı...

"Okudum baba, uzun zaman oldu biliyorum ama-" derin bir nefes aldım "ama çok ağırdı baba, anca idrak edebildim acıları" sustum. "Seni çok seviyorum dünyanın en iyi babası, seni çok seviyorum kızları için kendini feda eden güzel babam, seni çok seviyorum umudum olan adam"

Gözlerim damla damla akıyordu.

"O neden öldü?" Yan tarafımdan gelen bir sesle irkildim. Gözyaşlarım akmayı bırakmıştı. "Merhaba, korkuttum mu?" dediğinde başımı aşağı yukarı sallayarak onayladım. "Hares ben" dedi elini uzatarak. Uzun boyluydu ve aksanı vardı. Yaşını tahmin etmek benim için zor gibiydi. "Umut bende" dedim fakat elimi uzatmadım, elini geri çektiği zaman yan mezar başına yapılmış mermer tabureye oturdu. "Araf Karahanlı" dedi, yüzünde tebessüm vardı. "Yıllarca nefretle duyduğum o isim" dedi bu sefer. "Kimsin?" dedim sinirle ayağa kalkarken. "Sakin ol" dedi fakat sakinliğim umurunda değildi, bu belliydi. "Marco ismi tanıdık geliyor mu?" dedi. Hızlıca uzaklaştım ondan, Hares korktuğumu görünce gülümsedi fakat bu acıydı. "Marco Russo" dedi alayla. "Babam olur kendisi, laf aramızda tam bir orospu çocuğu" dediğinde yutkundum. "Ne istiyorsun benden?" dedim, fakat deli gibi korkuyordum. "Abla" dediğinde dizlerimin titrediğini anca görüyordum. Babamın mezarından destek aldığımda Hares ayağa kalktı "bana bir kere sarılır mısın?" dedi.

Özgürlük UmuduHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin