21. Bölüm Umudu Beklemek

2.4K 111 50
                                    

Keyifli okumalar, bölümü kısa tutacağım sizleri seviyorum.

Kısmet olursa 45 gün sonra görüşmek dileği ile...

Medya; Umut ve Virdal

Bölüm şarkısı; Barış Akarsu Rüzgar/ Yaşlı Amca Ve Ben/ Haluk Levent Aşkın Mapushane

_________________________________

Şaşkınlık.

Sadece şaşkınlık vardı şu an bende, zira böyle asalak gibi bakmamın başka bir anlamı olamazdı.

Babam büyük gözlerini kocaman açmış, kafasını sağa yatırmış yüzümü inceliyordu. Büyükçe yutkundum. Abilerimin her biri bir yanımda vereceğim cevabı beklerken Asil abim yanıma oturmuş, elimin tersini büyük avucuna hapsetmiş ve okşuyordu.
Babamın çok sevgili hain yeğeni ailesi ile birlikte günler öncesinden tutukları eve geçme kararı almışlardı çünkü biraz sonra, bu bakışma biterse eğer biz de eve gidecektik. Zaten bu hafta üzülme kotamı yeterince doldurmuş hissediyordum!
Çünkü Ateş amcamlar 'ev üzerine ev olmaz' mantığı ile bize çok ta uzak olmayan bir ev satın almışlardır ve işin kötü yanı biz şu an oturduğumuz evden taşınma kararı almak üzereydik!

"Arkadaşım o benim!" dedim dik başlı bir şekilde. Uzra başını aşağı yukarı sallarken "şimdilik?" demişti soru sorar gibi. "Sanık ne getireceğini bilmiyorum ama onunla konuşurken mutlu oluyorum" dedim. Bu yalan değildi, adını yeni öğrensem bile onunla konuşmak için can attığım yalan değildi.

Asil abim "uzatmayın hepimizin sevdiği, sevgilisi oldu değil mi? Laf kalabalığı yapmaya ne gerek var? Eve gidelim ben çok yorgunum belli ki Umut'ta yorgun" dedi. Başımı sallayarak"evet! Asil haklı eve gidelim, ders çalışacağım ben sınava az kaldı " dedim. Asal abi "Şubat ayına yeni girdik?" dedi. Sesli bir nefes verip "olabilir bu az kaldığını değiştirmez!" dedim inatçı bir çocuk gibi. Başını sallayarak"tamam" dedi.
Asil abim beni kucağına almaya kalkınca "hayır" dedim kaşlarımı çatarak "ne yapıyorsun? Sen vuruldun bir de beni mi taşıyacaksın?" dedim ayıplar gibi. Yankı bu halime gülünce Asil abim küçük çocuk gibi kaşlarını çattı. Onun bu haline tebessüm ederek "sandalyeye biriniz oturabilir mi beni?" dedim. Asil abim oyunda hile yapıp yakalamış bir çocuk gibi köşeye çekilince abimler ona gülmüştü. "Ne gülüyor sunuz be?" dedi küskün bir tavırla. "Haline" dedi Yankı abim. Asal abim beni sandalyeye oturup üzerime kimin olduğunu bilmediğim bir ceket bıraktı.

Hastane odasından çıkarken cebimdeki telefonu çıkarıp Virdal'in mesaj sayfasına girdim. Bir sorun olup olmadığını yazmıştı, beni sevdiğini, merak ettiğini, kendime dikkat etmem gerektiğini ve son olarak ta müsait olduğum ilk fırsatta onu aramamı da eklemeyi unutmamıştı. Ona kısa bir cevap vererek abimin beni dışarıya çıkarmasını bekledim.

Nihayet arabaya bindiğimizde 4 dakika kadar bir süre geçmişti. Arka koltukta, babamın arabasında Asil abimin hemen yanında oturuyordum. Babam arabayı çalıştırırken bir yandan da arabaya bağlı olan telefonundan bir şarkı açarak arkasına yaşlandı.

Bilmediğim bir dilde olan ama içimi huzurla kaplayan şarkı karşısında huzurla gülümsedim. "Bu hangi dil?"

Asil abim huzurla gülümserken "şarki adı romanca ama Boşnakça" demişti.

Bana tarifsiz huzur veren ama ne hikayesi olduğunu bilmediğim şarkı usul usul devam ediyordu.

"Sa o Roma babo babo

Sa o Roma o daje

Sa o Roma babo babo Ederlezi, Ederlezi

Sa o Roma daje

Özgürlük UmuduHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin