Sizi, halktan bir adamın, damarlarında kan kalmamış, ruhsuz cesedi gibi oraya atmak mı lazım?
Başka bir şeye yaramaz mısınız?
(Saint Clement kilisesinde piskoposun söylediği nutuktan)
3 Eylül salı günü gece saat onda, bir atlı, caddeyi dört nala geçerek bütün Verrieres halkını uyandırdı; Haşmetli *** kralının, ertesi pazar şehri şereflendireceği haberini verdi. Vali, şehir ileri gelenlerinin muhafız bölüğü kurmalarına müsaade ediyor, yani böyle bir şey yapılmasını emrediyordu. Elden geldiğince debdebeli olmalıydı. Vergy'ye bir ulak yollandı. M. De Renal gecenin yarısında geldiğinde şehri heyecan içinde buldu. Herkesin bir iddiası vardı. İşgüzarlıkta pek de ileri gitmeyenler, kralın şehre girişini seyretmek için balkon kiralıyorlardı.
Muhafız bölüğüne kim kumanda edecekti? M. De Renal, bu işin M. De Moirod'ya verilmesinin, istimlâk edilmesi istenen evlerin sahiplerine çok yararlı olacağını hemen gördü. Bu, baş yardımcılık için çok iyi bir basamak olabilirdi. Doğrusu M. de Moirod'nun bağlılığına bir diyecek yoktu; o, bu hususta, eşi emsali görülmemiş bir adamdı, yalnız hayatında hiç ata binmemişti. Otuz altı yaşında, her işte ve her yerde çekingen olan, attan düşmekten de, gülünç olmaktan da korkan bir adamcağızdı.
Belediye başkanı onu sabahın beşinde çağırtıp:
– Görüyorsunuz ya, monsieur, dedi, şehrimizin bütün namuslu, akıllı kimselerinin sizi layık gördükleri makamı işgal ettiğinizi var sayarak size danışmağı kendime borç bildim. Bu bahtsız şehirde küçük fabrikalar ilerliyor, liberaller partisi milyoner oluyor, iktidara geçmeye çalışıyor, her şeyi bir silâh diye kullanmanın yolunu bulacak. Biz, kralın, krallığın, her şeyden önce kutsal dinimizin çıkarlarını göz önüne getirelim. Muhafız bölüğü kumandanlığına kimi uygun görüyorsunuz, Monsieur?
Attan son derece ürkmesine rağmen M. de Moirod, din ve vatan uğruna bu şerefe katlandı. Belediye başkanına: "Yüzünüzü ağartmağa çalışırım!" dedi. Artık iş, yedi yıl önce Fransız prenslerinden birinin Verrieres'den geçmesi dolayısıyla kullanılmış üniformaların düzeltilmesine kalmıştı. Saat yedide Madame de Renal, Vergy'den döndü. Çocuklarla Julien de yanında idi. Salonu liberal partinin kadın üyeleriyle dolu buldu; bunlar, partilerin birleşmesi gereğinden söz ediyor ve Madame de Renal'e, muhafız bölüğünde liberallere de iş verilmesi için, kocasına iltimas etmesini rica ediyorlardı, içlerinden biri kocasının, bu işe seçilmezse kederinden iflâs edeceğini söyledi. Madame de Renal, bu kadınları çabucak başından savdı. Zihni pek meşgul gibi gözüküyordu.
Madame de Renal'in, rahatını kaçıran düşüncelerini gizlemesi Julien'i şaşkınlığa düşürdü, daha çok kızdırdı. Julien içinden: "Böyle olacağını anlamıştım ya!" diyordu; evine bir kralın konuk olması mutluluğu, ona aşkını unutturuveriyor. Bütün bu gürültü patırtıdan gözleri kamaşıverdi. Hele bu işler bitsin, soyluluk düşüncesi zihnini bir bulandırıp geçsin, beni yine sever." Hayret edilecek bir şey, Madame de Renal'in bu durumu Julien'in sevgisini artırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı ve Siyah
Ficção GeralStendhal'in yaşanmış bir ya da iki olayı birleştirerek kaleme aldığı bu romanın baş kahramanı Julien Sorel'in yazar ile birçok yönden örtüştüğü söylenir. Orta sınıftan bir genç olan Julien, papaz okuluna devam ederken çocuklarına ders verdiği beledi...