Biz şimdi o küçük adamı bırakalım da o küçük korkularını çekedursun; ona uşak ruhlu bir adam lazımdı, ne diye gidip de gönlü zengin bir adamı evine alır? Hizmetine girecekleri de mi seçmesini bilmez? Bu bizim XIX. yüzyılımızın, gidişi öyledir, nüfuzu olan bir asilzade gönlü büyük bir adamla karşılaştı mı onu öldürür, sürer, hapse atar yahut o kadar hakaret eder ki öteki, aptallık edip içlenir, ölür gider. Anlattığımız olayda gönlü yüce adam, bir tesadüf eseri olarak, daha ıstırap çekmiyor. Fransa'nın küçük şehirlerinin ve NewYork hükümeti gibi yönetime seçimle gelen hükümetlerin en büyük felâketi, dünyada M. de Renal gibi adamlar bulunduğunu unutamamaktır. Yirmi bin nüfuslu bir şehrin ortasında o gibi adamlar kamuoyunu istedikleri gibi oluştururlar; belediye amirlerinin halk tarafından seçildiği şehirlerde de kamuoyu denilen şey korkunçtur. Asil ve alicenap ruhlu, sizi yakından tanısa dostunuz olabilecek bir adam, sizden yüz fersah ötede oturuyorsa, hakkınızdaki, şehrinizin genel kanaatine göre bir fikir edinir; o kanaati etkileyenler ise tesadüfün asilzade, zengin olarak dünyaya getirip ılımlılar partisine soktuğu birtakım budalalıklardır. Kendini göstermek isteyenlerin vay haline!
M. de Renal akşam yemeğini yer yemez çoluğunu çocuğunu alıp Vergy'ye döndü; lâkin iki gün geçmedi, yine Verrieres'e geldiler. Şehre varalı bir saat ya olmuş ya olmamıştı, Julien, hayretler içinde, Madame de Renal'in kendisinden bir şey sakladığını sezdi. Julien yanlarına gelir gelmez, Madame de Renal kocasına anlattıklarını yarım bırakıyor ve onun çekilmesini bekler gibi bir tavır takınıyordu. Julien bu uyarının tekrar edilmesine lüzum bırakmadı. Onlardan uzak durdu, gerginlik göstermedi; Madame de Renal bunun farkına vardı ve sebebini sormadı. Julien içinden: "Acaba yerime birini mi buldu? diye düşünüyordu. Daha dün değil, evvelki gün canciğerdik! Ama hanımefendilerin hali böyledir diye herkes söylüyor. Krallar gibi; onlar da bir bakana işten el çektirmeye karar verdiler mi, ona bin türlü iltifat ederlermiş!"
Julien, içeri girer girmez kesilen bu konuşmalarda, Verrieres belediyesi emlâkinden bir evin sık sık sözünün geçtiğini fark etmişti. Bu eski fakat geniş ve kullanışlı ev, kilisenin karşısında, şehrin en işlek yerindeydi. "Bu evle hanımın yeni sevgilisi arasında ne ilişki olabilir?" Bağrı dolmuş, kendi kendine Birinci François'nın iki mısrasını tekrarlayıp duruyordu. Bu iki mısra ona yepyeni gözüküyordu, çünkü Madame de Renal'den duyup öğrenelî daha bir ay olmamıştı. Ama Madame de Renal her mısranın bin bir yemin, bin bir okşama ile yalan olduğunu söylemişti!
M. de Renal posta arabasına binip Besançon'a hareket etti. Bu yolculuğa iki saat içinde karar verildi. Belediye başkanı pek düşünceli gözüküyordu. Dönüşünde masanın üzerine kül rengi kâğıda sarılı koca bir paket atarak karısına:
– İşte o pis iş!, dedi.
Yaklaşık bir saat sonra Julien o koca paketin ilâncıya verildiğini gördü; hemen o adamın arkasına takıldı. "İlk sokak başında işin aslı anlaşılacak."
![](https://img.wattpad.com/cover/294772411-288-k808962.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı ve Siyah
Ficção GeralStendhal'in yaşanmış bir ya da iki olayı birleştirerek kaleme aldığı bu romanın baş kahramanı Julien Sorel'in yazar ile birçok yönden örtüştüğü söylenir. Orta sınıftan bir genç olan Julien, papaz okuluna devam ederken çocuklarına ders verdiği beledi...