Girişimlerinde ne denli esrar var!
Boyu bosu ne denli ince! Acaba kim ola ki?
SCHILLER
Kulenin kapıları ertesi sabah erkenden açıldı. Julien uykusundan sıçrayarak uyandı.
– Oldu olacaklar, gördün mü! Mutlaka, babam gelmiştir. Ne tatsız iş!
Hemen o anda içeriye, köylü giyimli bir kadın girip Julien'in kollarına atıldı; Julien onu birdenbire tanıyamamıştı. Bu gelen kadın, Mademoiselle de La Mole'du.
– Hain, senin nerede olduğunu mektubundan öğrendim. Senin cinayet dediğin fakat bu göğsün içinde çarpan kalbin büyüklüğünü gösteren asilce bir öç alma olan hareketini ancak Verrieres'de haber aldım...
Julien, Mademoiselle de La Mole'a karşı bir soğukluk, henüz kendi kendisine de açıkça itiraf etmediği bir soğukluk duymaya başlamıştı; buna rağmen onu yine de pek güzel buldu. Kızın o hareketinde, o sözlerinde, küçük, bayağı bir ruhun göze alabileceğinden çok üstün olan o cesaretinde, çıkarı ayak altına alan soylu bir duygu bulunduğunu görmemek, bunu takdir etmemek mümkün müydü? Julien yine bir kraliçe sevdiğini sandı, biraz sonra da hem düşünce, hem deyişinde, eşi az bulunur bir asillikle:
– Geleceğin ne olacağını açıkça görür gibiydim. Sizi ölümümden sonra, kocası ölmüş bir kadın diye M. de Croisenois ile evlendiriyordum. O dilber dulun yüksek fakat biraz hayal sever ruhu, kendisinin büyük saydığı garip, kanlı bir olaydan sonra, herkes gibi ihtiyatlıca harekete razı olacak, genç marquis'nin de pek gerçek olan meziyetini takdir etmek lütfunda bulunacaktı. Siz, herkesin bahtiyarlık dediğini, itibar görmeyi, zenginlikleri, toplumda yüksek mevki edinmeyi kendiniz için de bahtiyarlık saymağa katlanacaktınız. Ama, sevgili Mathilde'im, Besançon'a geldiğiniz duyulacak olursa M. de La Mole'ün yüreğine iner, ben de işte bu suçumu mümkün değil bağışlayamam. Benim yüzümden zaten çok üzüldü! Hem sonra, konağa gelen akademi üyesi: M, de La Mole koynunda yılan besledi, der.
Mademoiselle de La Mole, yarı kızgın, yarı öfkeli:
– Doğrusu, bu derecede soğukkanlıca bir muhakeme, böyle bir gelecek endişesiyle karşılaşacağım hiç aklıma gelmemişti. Bizim femme de chambre da sizinkine yakm bir ihtiyatlılık gösterdi de kendi adına bir yol tezkeresi çıkarttı; ben Madame Michelet adı ile yola çıktım.
– Madame Michelet benim yanıma öyle kolay kolay mı girdi sanıyorsun?
Zeki adam olduğunu yine de gösteriyorsun; ben de seni bunun için sevdim ya! İlk önce bir yargıç sekreterinin eline yüz frank sıkıştırdım; benim bu kuleye girebilmemin imkânsız olduğunu söylüyordu. Parayı aldıktan sonra o namuslu zat beni bekletti, birtakım itirazlar etti; beni soymak istiyor sandım...
![](https://img.wattpad.com/cover/294772411-288-k808962.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı ve Siyah
Ficção GeralStendhal'in yaşanmış bir ya da iki olayı birleştirerek kaleme aldığı bu romanın baş kahramanı Julien Sorel'in yazar ile birçok yönden örtüştüğü söylenir. Orta sınıftan bir genç olan Julien, papaz okuluna devam ederken çocuklarına ders verdiği beledi...