Zamanını anladı, yaşadığı ili anladı da zengin oldu.
Le Precurseur
Julien, katedraldeki olayla dalmış olduğu hülyadan daha kendini alamadan bir sabah, sert huylu Abbe Pirard onu çağırttı:
– Abbe CbasBernard bana gönderdiği bir mektupta sizi çok övüyor. Şöyle toptan bakılacak olursa sizin gidişinizden, hareketinizden memnunum. Gerçi son derece tedbirsizsiniz. Hiç düşünmeden birtakım işlere kalkıyorsunuz; ama şimdiye değin sizi iyi kalpli, civanmert diye tanıdık; zekânız da üstün bir zekâ. Kısacası sizde, ihmal edilmesi doğru olmayacak bir kıvılcım görüyorum.
"On beş yıl çalıştım, şimdi bu okuldan ayrılmak üzereyim; suçum da ruhban okulu öğrencisinin "irade-i cüziye"sine karışmamak, bana bir gün "confessionnal"da söz ettiğiniz gizli kuruma hizmet etmemek, ona kötülük de etmemek oldu. Buradan ayrılmadan size bir iyilik etmek isterim; bunu daha iki ay önce düşündüm ama o zaman, odanızda Amanda Binet'nin adresinin bulunması beni alıkoydu. İyilik demesine iyilik dedim ama bu sizin hakkınızdır. Sizi KitabıMukaddes müzakereciliğine atadım.
Gönlü minnettarlıkla coşan Julien hemen diz çöküp Tanrı'ya şükretmeği düşündü ama daha içinden gelen bir hareketten kendini alamadı. Abbe Pirard'ın yanına gidip elini tutup öptü.
Medrese müdürü öfkeli öfkeli çıkıştı:
– Bu da ne?
Julien'in gözlerinde, yaptığı hareketten daha çok sevgi gösterir bir hal vardı. Abbe Pirard Julien'e hayretle baktı. Nasıl şaşırmasın? Bu adamcağız yıllardır kimseden böyle hakikî, ta gönülden kopup gönle gider bir sevgi eseri görmemişti. Böyle bir davranış görünce o da kendini yenemedi, asıl duygularını dışarı vurdu; sesi değişmişti.
– Evet, evladım, dedi, ben de seni severim. Tanrı da bilir ki böyle hisler beslemeği hiç istemezdim. Ben sade hakkı düşünmeli, kimseye karşı ne kin, ne de sevgi duymamalıydım. Sen hayatında çok acı çekeceksin. Görüyorum ki sende bayağıların çekemeyeceği bir hal var. Kıskançlık da, iftira da senin ardını bırakmayacak. Kısmetin seni nereye götürürse götürsün, arkadaşların seni her gördükçe kin duyacaklar. Seni seviyor gibi gözükseler bile inanma, sana sevgi göstermeleri de sana daha çok kötülük edebilmek için olacaktır. Bütün bunlara karşı bir tek ilaç vardır: Tanrı'dan, sana kendine gururlu olmaya cezası olarak, herkesin kinini çekecek bir hal veren Tanrı'dan başka kimseye güveneyim, başvurayım deme. Yaptığın iş her vakit temiz, pâk olsun. Bence senin için bundan başka kurtuluş çaresi yoktur. Sen hakikate sımsıkı sarılırsan, hiç bir şeyin alt edemeyeceği bir kuvvetle sarılırsan düşmanların er geç ettikleriyle kalır.
Julien ne zamandır böyle dostça sözler duymamıştı, kendini tutamadı, hüngür hüngür ağlamaya başladı. Ahbe Pirard ona kollarını açtı; bu, ikisi için de tatlı bir an oldu. Julien sevincinden deli gibi olmuştu; hayatında ilk olarak terfi görüyordu. Bu işin iyi yanları da az değildi. Böyle bir medresede Tevrat ve İncil müzakereciliğinin ne gibi yararları olacağını anlamak için insanın, hepsi de can sıkıcı, çoğu çekilmez arkadaşlarla her an burun buruna, hiç yalnız kalıp başını dinlendirmeden yaşamağa mahkûm edilmiş olması lazımdır. Nazik yapılı bir insanı çileden çıkarmağa, onların gürültüsü yeter. Karınları tok, sırtları pek bu köylüler bahtiyarlıklarını bir türlü içlerinde saklayamaz, nefesleri tükeninceye dek bağırıp gürültü etmezlerse neşelerini, neşe saymazlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı ve Siyah
Ficțiune generalăStendhal'in yaşanmış bir ya da iki olayı birleştirerek kaleme aldığı bu romanın baş kahramanı Julien Sorel'in yazar ile birçok yönden örtüştüğü söylenir. Orta sınıftan bir genç olan Julien, papaz okuluna devam ederken çocuklarına ders verdiği beledi...