Her varlığın ilk yasası, kendini korumak, yaşamaktır.
Siz baldıran ekiyor, sonra da buğday yetişsin istiyorsunuz!
MACHIAVELLI
Ağırbaşlı zat konuşmasını sürdürüyor, bildiği gözüküyordu; Julien'in pek hoşuna giden tatlı, hem de aşırılıktan kaçar bir belâgatle şu büyük hakikatleri anlatıyordu:
1. İngiltere'nin bizim için harcıyacak bir tek altını bile yoktur; orada artık tutum ile Hume moda oldu. Koyu dindarları bile bize para vermez, M. Bourgham ise bizimle alay eder.
2. İngiliz parası olmayınca Avrupa krallarını bir iki savaştan fazlasına sürüklemeye imkân yoktur; küçük burjuva sınıfına karşı da iki savaş yetmez.
3. Fransa'da silâhlı bir parti kurmak lazımdır, yoksa Avrupa'nın krallık esasına bağlı kuvvetleri o iki savaşı da göze almaz.
Size aşikâr diye teklife cesaret ettiğim dördüncü nokta da şudur:
Fransa'da rahipler sınıfının yardımı olmaksızın silâhlı bir parti kurmaya imkân yoktur. Size bunu cesaretle söylüyorum, baylar, çünkü ispat edeceğim. Rahipler sınıfına her şeyi vermek lazımdır. Çünkü rahipler sınıfı işi ile gece gündüz uğraşır, başındakiler de sınırlarınızdan üç yüz fersah ötede, fırtınalardan uzakta yüksek kabiliyetleri olan adamlardır...
Ev sahibi bağırdı:
– Roma, hep Roma!
Kardinal sözüne gururla devam etti:
– Evet, Monsieur, Roma! Sizin gençliğinizde moda olan kimi az, kimi çok hoş şakalar, alaylar ne olursa olsun hiç çekinmeden söyleyebilirim ki 1830 yılında halka sözünü geçirebilen yalnız Roma'nın buyruğunda olan rahipler sınıfıdır.
Önderlerinin gösterdiği günlerde elli bin rahip aynı sözleri tekrar eder; askeri en sonunda gene halktan isteyecek değil misiniz? O rahiplerin sözü halka kibarlar âleminin çıkardığı nükteli şiirlerden çok fazla tesir eder... (Kardinalin böyle işi şahsiyata dökmesi homurtulara sebep oldu.)
Kardinal sesini yükselterek devam etti:
– Rahipler sınıfının dehası sizinkinden üstündür. Fransa'da silâhlı bir parti kurmak yolunda, bu can noktası yolunda ne yapıldı ise bizim tarafımızdan yapıldı.
Kardinal bunun üzerine vakıalar saydı: Vendee'ye seksen bin tüfeği kim gönderdi?..vs. vs.
Rahipler sınıfına ormanları, koruları geri verilmedikçe elinde bir şey yoktur. Harp patlar patlamaz maliye bakın adamlarına emir verip cure'lerden başkasına para kalmadığını söyler. Doğrusu Fransızların imanı yoktur, harbi de severler. Harbi açan kim olursa olsun, halkın iki kere daha gözüne girer; çünkü harp etmek ayak takımının tabiri ile, jesuite'leri aç bırakmaktır; harp etmek Fransız denen kibir kumkumalarını, işlerine yabancının karışması tehdidinden kurtarmaktır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı ve Siyah
Fiction généraleStendhal'in yaşanmış bir ya da iki olayı birleştirerek kaleme aldığı bu romanın baş kahramanı Julien Sorel'in yazar ile birçok yönden örtüştüğü söylenir. Orta sınıftan bir genç olan Julien, papaz okuluna devam ederken çocuklarına ders verdiği beledi...