As the blackest sky
Foretells the heaviest tempest
Don Juan, c. I, st. 73
Bütün bu ihtiras hareketleri arasında Julien sevinmekten çok şaşıyordu. Mathilde'in hakaretleri, Rusun salık verdiği politikanın ne kadar akıllıca iş olduğunu gösteriyordu. "Az söylemek, az iş görmek, işte beni selamete çıkaracak tek yol."
Mathilde'i yerden kaldırıp hiç sesini çıkarmadan sedire yatırdı. Kızın gözleri yavaş yavaş yaşardı. Mathilde, perişan durumunu gizlemek için eline Madame de Fervaques'ın mektuplarını aldı; onları ağır ağır açıyordu. Mareşalin karısının el yazısını tanıyınca pek belli bir sinir hareketi ile kıvrandı. O mektupların yapraklarını okumadan birer birer çeviriyordu; çoğu altışar sayfa idi.
Mathilde en sonunda yalvarıp yakaran bir sesle fakat Julien'e bakmaya cesaret edemeden konuştu:
– Hiç olmazsa bir cevap verin. Bilirsiniz ki benim gururum vardır; bu, mevkiimin, hatta, itiraf edeyim, yaradılışımın doğurduğu bir felâket; demek ki Madame de Fervaques sizin gönlünüzü benim elimden aldı... O da size, beni o kahrolası aşkın sürüklediği fedakârlıkları gösterdi mi?
Julien cevap vermedi, suratını asıp sustu, içinden soruyordu: "Beni ne hakla böyle bir boşboğazlığa, şerefini bilen bir adama yakışmayacak bir boşboğazlığa davet ediyor?" Mathilde mektupları okumak istedi ama gözleri pek yaşardığından buna imkân yoktu.
Tam bir aydır üzüntü içinde idi ama duygularını, kendi kendine itiraf etmeği de azametine yediremiyordu. O hislerin şimdi böyle patlak vermesi de sırf tesadüfün eseri idi. Kıskançlık ile aşk, bir an gururdan üstün gelmişti. Mathilde sedirin üstünde, Julien'in yanı başında idi. Julien onun saçlarını, mermer gibi boynunu görüyordu; bir an andını unuttu; kolunu onu beline dolayıp âdeta kucakladı.
Mathilde başını yavaşça ona çevirdi. Julien onun gözlerinde son dereceyi bulan bir elem görünce şaşırdı, o gözler her zamanki hallerini sanki yitirmiş, tanınmaz olmuştu.
Julien artık dermanının kalmayacağını hissediyordu, kendini mahkûm etmek istediği cesaret hareketi o kadar ağırdı! Julien: "Ben kendimi onu sevmek bahtiyarlığına bırakıvereyim, çok geçmez yine gözlerinde en soğuk bir küçümseme ifadesi belirir" diyordu. Mathilde ise sesi sanki sönmüş, sözlerini bitirmeye mecalsiz bir halde, aşırı bir gurura kapılıp da ettiklerine pişman olduğunu söylüyor, yemin edip duruyordu.
Julien, pek güç duyulur bir sesle:
– Benim de bir gururum var!
– Yüzünün hatlarından, takatsizliğinin son kerteye vardığı belli oluyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı ve Siyah
Genel KurguStendhal'in yaşanmış bir ya da iki olayı birleştirerek kaleme aldığı bu romanın baş kahramanı Julien Sorel'in yazar ile birçok yönden örtüştüğü söylenir. Orta sınıftan bir genç olan Julien, papaz okuluna devam ederken çocuklarına ders verdiği beledi...