26. Bölüm
- Harun -
Sabah her şeyin yolunda olup olmadığından emin olmak için Nazlı'yı arayacaktım ki Nazlı şaşırtıcı bir şekilde benden erken davranıp mesaj attı. "Dersim saat 10.00'da.
-Naz"
Güldüm. İsyankar bir şekilde kendi kendime mırıldandım. "Naz değil, Nazlı."
Bana hala kızgındı ama vicdanen çok rahattım. Bu anlaşma işini en baştan istemeyen bendim ısrarla beni kışkırtan, bu düzenbazlığı isteyen oydu. Beni suçlu hissettirmesine izin vermeyecektim. Hızlı bir duşun ardından arabaya atlarken attığı diğer mesajlara baktım. "Kulunuz hazır beyzadem.
-Naz"
İflah olmuyordu. Asla. Burun kemerimi sıkıp yola çıktım. Oyun içinde oyun oynatacaktı bana ama ben hırslı adamdım. Hala bunu kavrayamamış olmasına şaşıyordum doğrusu! Sınırlarımı zorlamak istiyorsa... Pişman olacaktı.
"Geliyorum bir tanem.
-Harun"
Mesaj gidip mavi tik olunca önce bir şeyler yazdı sonra silip biraz bekledi. Tekrar yazmaya başlamıştı ki telefonum çaldı. "Siktir!" dedim iç çekerek. Bu kadar hızlı fark edeceğini ummamıştım doğrusu.
"Ağabey,"
"Senin ben o aklına sıçayım Harun!" Poyraz'ın öfkesini telefondan bile hissedebiliyordum. Ne söylersem söyleyeyim sakinleşmeyecekti. O yüzden hiç durumu kurtarmaya çalışmadım. An itibariyle en iyi savunma itiraftı.
"Ağabey sadece burs verdim; staj ayarladım."
"Ne diyorsun oğlum sen?" dedi öfkeyle. "Kime staj ayarladın?"
Kaşlarımı çattım. O neden bahsediyordu asıl? "Ağabey sen neden bahsediyorsun?"
"Asıl sen neyden bahsediyorsun? Başka ne bok yedin?"
İç çektim. "Bir öğrenciye burs verdim." dedim sıradan bir şeyden bahseder gibi. "Staj ayarladım." Belli ki Nazlı olayını henüz bilmiyordu ve ben salak gibi resmen kendi kendimi ispiyonlamıştım.
"Lan deli misin sen?" Sözleri aferin, der gibi olsa da sesi resmen beni dövmek istiyor gibiydi. "Ben sana niye burs verdin diye kızayım!" dedi hemen sonra. Derin bir nefes alıp devam etti. "Sabah sabah sinirlerimi nasıl zıplattın, haberin var mı senin?"
"Ağabey, ne olduğunu anlatacak mısın artık?
Ahizeden bir yutkunma sesi yükseldi. Muhtemelen kahve içiyordu. Konuşmasını beklerken merakım artıyordu. Gizli saklı yaptığım tek şeyi henüz öğrenmemişti ama bir şekilde bana kızgındı. Neden? "Oğlum hadi Tuna'yı anladım. Özge'yle iş yapmak ne lan?"
Özge'yle iş yapmak derken? Bu konuda kararım kesindi ve dünyadaki hiçbir güç bunu değiştirecek kadar kuvvetli değildi. Hele de Nazlı'yla durumum ortadayken.
"Ben Özge'yle iş falan yapmıyorum!" dedim tek nefeste.
"Kız sabahın körü şirket lobisinde elinde dosyalarla beni bekliyordu. Açacağınız şirketle ilgili bir ar-ge sunumu hazırlamış. "
"Ağabey ben Özge'yle çalışmıyorum." dedim kararlı bir sesle. "Bunu Tuna'ya da söyledim."
"Bu kız niye burada oğlum o zaman?"
"Bilmiyorum." Ellerimi saçlarımdan geçirdim. "Hala orada mı?"
"Hayır," dedi ciddiyetle. "Dosyaları bana teslim edip gitti."
![](https://img.wattpad.com/cover/297121241-288-k939970.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Şansımız Olsaydı - TAMAMLANDI
Literatura KobiecaNaz sadece biraz kötümser, realist, biraz fazla kuralcı... İroni fabrikası bir adam... Ve okumak için yollara düşen sivri dilli bir kız. Naz tekeri patlak, yaşlı bir kamyonda ve kader hep yokuş aşağı sürüyor aracını. Olsun, o artık liseli değil! Ün...