selam altıncı bölümle geldim. biraz kısa bir bölüm oldu ama geçen hafta çok yoğun geçti bu haftada aynı şekilde başlayınca ancak bu kadarını düzenledim. okuyan beğenen yorum yapan herkese çok teşekkür ederim. umarım bu bölümü beğenirsiniz. iyi okumalar.
.............................................................
Sabah uyandığımda yaşadığımız gece aklıma geldi. Kadirin sözleri çok ağır gelmişti ama en çokta keremin bana karşı olması canımı acıtmıştı. Kapı çalınca kızlardan biri açar diye bekledim ama kimse açmayınca kalkıp açtım. Bekir kapıdaydı. Onu içeri aldım. Dün geceden ötürü Bekir’e de kırgındım ve onunla da konuşmak istemiyordum selam dahi vermeden “Elif’i çağırayım” dedim.
“Aslı ben hepinizle konuşmak istiyorum”.
“Hayırdır Bekir dün söyledikleriniz yetmedi mi”?
“Çağır da kızları konuşuruz aslı”. Kızların odalarına gidip Bekir’in geldiğini bizimle konuşmak istediğini söyledim. Odama geçip üstümü değiştirdim ve mutfağa geçip su koydum. Isınınca kahveleri yapıp içeri geçtim. Kızlarda gelmişti. Elif de tıpkı diğerlerimiz gibi kırgın ve küskündü Bekir’e uzak duruyordu ondan. “Hadi Bekir daha fazla endişelendirme bizi” dedim.
“Dün siz gittikten sonra kadirin evine geçtik aslı. Size ulaşamamıştık kadir sen telefonunu tamamen kapatınca melek çok sinirlendi. Anlamıyorum bu kızların derdi ne diye söylenip duruyordu. Bende aylardır sizin sözleriniz üzerine Sibel ve Melis’e ayrı bir dikkat eder olmuştum. Kızlar haklı galiba dedim kendi kendime murat benim dediğimi duyunca nasıl yani sende mi öyle düşünüyorsun dedi. Bende bir süredir fark ettiğim şeyleri anlattım. Kadir ısrarla Sibel öyle bir şey yapmaz dedi. Bende neden bu kadar Sibel’i koruyorsun dedim. Anlatmadı kaç yıllık arkadaşım dedi ama içime bir kurt düştü. Kerem de senin akşamki sözlerini söyleyip aslı bu kadar tepki vermese bende olmaz diyecektim ama o bu kadar tepki veriyorsa haklı olabilirler dedi. Murat bile benim anlattıklarıma ikna oldu ama kadir ısrarla Sibel, Melis, Gökçe yapmaz kızlar onlarla uğraşıyor dedi. Hatta bir ara keremle bile tartıştı. Kerem ona bir daha sevgilimle o şekilde sakın konuşma arkadaşlığımızı gözden geçirmek zorunda bırakma beni diye bağırdı ve gitti. Murat ile bizde kalktık kadiri ikna edemeyeceğimizi anlayınca. Sonra elifin daha önce bana söylediği ama inanmadığım bir şey vardı. Aslı senin yurttan atılman ile ilgili şikâyet konusu. Bende babamın bir arkadaşından rica ettim ve bana bugün sabah bu şikâyeti mail attı. El yazısı ile yazılmıştı birkaç kere Sibel’den aldığım notlardan tanıdım. Sibel’in yazısıydı. Hemen kereme gittim. Kerem de tanıdı yazıyı. Murat ve kadire de gösterdik onlarda inandılar sonra Sibel’i çağırdık ve neden böyle bir şey yaptığını sorduk. Bakın öyle şeyler anlattı ki sizinle ilgili eğer biraz aptal bir adam olsaydım onun her sözüne inanırdım. Ama inanmadım. O kız tam bir şeytan resmen bunu yaptığı için kendini haklı çıkardı. Aslı senden özür dilemeye geldiğini ona hakaretler ettiğini deli gibi ona bağırdığını söyledi. Melis güya sana gelmiş konuşmaya sende ona demişsin ki keremi elimden alamayacaksın o benim benden özür falan dileme deyip onu itmişsin. Daha bir sürü şey anlattı. O gittikten sonra ona inanmadığımı söyleyip ayrıldım oradan kim ne derse desin ben onun hareketlerinin uzun zamandır farkındaydım ama basit kıskançlıklar diye yorumluyordum. Ama senin yurttan atılman onun yüzünden olduğunu öğrendiğim andan itibaren o kızın hiçbir sözüne inanmadım dün gece için çok özür dilerim sizden sizi kırdık” dedi ve sustu.
“Diğerleri inandı ve gelmediler galiba” dedim. Bekir “eğer izin verirsen kerem aşağıda gelecek yukarı” dedi. Murat ve kadir gelmemişti anlaşılan. Ben balkona çıktım kerem arabasına dayanmış bekliyordu. “Ekmek al gel canına okuyacağım senin” dedim. Kerem yukarı çıkınca ona kapıyı açtım.
“Tek bir sözüne inandıysan ekmeği ver ve git”.
“Hiçbir sözüne inanmadım. ben kadınımı tanıyorum o öyle basit cümleler kurmaz. Eğer birine sinirlendiyse öyle ağır sözler söyler ki karşısındakinin yüreğine evlat acısı gibi oturur ömrü boyunca unutamaz söylediği sözleri”.
“Ama dün akşam”.
“Sadece kadirin neden bu kadar sinirlendiğini her şeyi gördüğü halde neden hala onları koruduğunu anlamak için onun yanındaymış gibi davrandım”.
“Başka bir şey var değil mi?”
“Evet, ama bilmiyorum tam ne olduğunu”.
“Peki, murat nerede?”
“Oda birazdan gelecek kadiri biraz da o sıkıştırsın diye düşündük belki ona söyler diye”. Bu arada Tuğba’nın da içi rahatlamıştı keremin anlattıklarından sonra ama melek çok üzgündü. “Hadi kahvaltı yapalım” dedim melek “benim okula gitmem lazım akşamda nöbetim var yarın sabah geleceğim” demiş kahvaltı yapması için ikna etmeye çalıştıksa da başarılı olamamıştık. Meleğe söyleyecek bir şey bulamamıştık. O kadar şaşkındık ki kadirin bu davranışına bir türlü anlam veremiyorduk.
“Dün niye söylemedin peki öyle düşündüğünü” deyince sevgilime “hemen kızıp kapatıyorsun o telefonu mesajlarımı okusaydın anlardın” dedi. Haklıydı hiçbir mesajı okumadan silmiş telefonumu da kapatmıştım. Kahvaltıyı hazırlamak için mutfağa geçmiştik birden elif “kolum” dedi ve elindeki tabakları yere düşürdü. Hemen yanına koştum “elif ne oldu” dedim. Kırıklar ayağımıza batmasın diye onu dikkatlice alıp oturttum. Elif “ilacım aslı” deyince Koşup ilacını aldım ona su verdim ve ilacını içirdim. Bekir çok korkmuş elifim deyip yanına diz çökmüş ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Tuğba da elifin sadece evde taktığı askıyı getirmiş koluna takıyordu. Birden bana dönüp “ayağın” dedi. O anda fark ettim ayağım kanıyordu. Durduğum yer kan gölü olmuştu ayağımı havaya kaldırınca kan şiddetlendi kerem hemen koşup kucağına aldı ve tezgâhın üstündeki bezi ayağıma bastırdı. Ayağımda ince bir sızı vardı ve kan durmuyordu Kerem beni banyoya götürdü ayağıma su tuttu kesik çok derindi ve kan akışı daha da şiddetlenmişti. Kerem tuğbaya “kapıyı aç bana olmuyor böyle kan durmuyor” dedi. Ayağımdan akan kan o kadar şiddetliydi ki korkudan dilim tutulmuştu. Tuğba banyodan aldığı havluyu ayağıma sardı kapıdan tam çıkıyorduk elif ile Bekir’de yanımıza geldi. “Elif siz kalın ve artık konuş Bekir ile lütfen” diyerek elife kolunu anlatmasını istedim. Elif “tamam” dedi ve biz çıktık. Murat yeni gelmiş arabayı park ediyordu. Kerem ona seslenince hemen vazgeçip yanımıza geldi. Kerem ile arkaya geçtik ve Tuğba da öne geçti. Murat ne oldu diye sordu. Tam onu cevaplayacaktım ki içim çekildi vücudumu bir titreme aldı korku ile kerem dedim ve sonrası yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASLI (Bir Kalp İki Aşk 1#) #wattys2020
RomanceBazı insanlar yağmuru hisseder, diğerleri ise sadece ıslanır. aslı hayatın ona gönderdiği tüm yağmur damlalarını yüreğinde hissetti. yağmurun getirdiği güvenle huzur buldu. güveni kaybettiğinde umuda sarıldı. hayat onunla inatlaştıkça o da hayata in...