Aslı Bölüm 35

6.1K 419 5
                                    

Selam biraz gecikti bolum ama ancak yazabildim. Duzenlemeden atiyorum daha fazla bekletmemek icin hatalar varsa simdiden ozur dilerim. Kocaman kocaman kalpler benden size. İyi okumAlar.


Ben Melis...

"Yok, artık yine mi diyen" kadirin sesi ile "ben bu oyunu tekrar oynamam arkadaş" diyen murat "hadi aslı gidelim geç kalıyoruz" deyip kızla tokalaşamadan beni de çekip arabaya doğru yürümüşlerdi. Arkamızda kalanlar yarım yamalak kızla tokalaşmış yağız ise kızı kolundan tutup arabasına bindirip ona bir şeyler deyip Ömer'i de kucağına alıp arabasına yöneldi. Gösterinin yapılacağı salona geldiğimizde ben hala kendime gelememiş otomatik pilotta hareket ediyordum. Yağıza hiçbir şey demeden Ömer'i kucağıma aldım ve onu kulise götürdüm Ömer kulağıma eğilip "anne o abla hasta aynı Oktay gibi kızma tamam mı yağıza" dedi. "Tamam, annecim" deyip onu öğretmenine teslim ettim ve salonda ki yerimize geçtim. Masalı kucağıma alıp yağızın kulağına eğildim.

"O kadını ailemden de çocuklarımdan da uzak tut gösteri biter bitmez Ömer'e acil işin çıktığını söyleyip o kadını da alıp hayatımızdan çık". Oda benim kulağıma eğilmiş tam bir şey diyordu ki Mustafa babam arkasını dönüp "aslı kızım bak bir" diye bana seslendi.

"önce dinle sonra karar ver kızım yargısız infaz yapma". "Ama baba" dedim "aslı" dedi "tamam baba" deyip geri yaslandım arkama. Yağız kulağıma eğilmiş biraz önce söyleyemediklerini söylüyordu.

"Gitmeyeceğim aslı hiçbir yere gitmeyeceğim." Yağıza birçok şey söylemek istedim ama sustum. Sadece sustum gitmesini istemediğim için ya da istediğim için değil ne söylersem onu da kendimi de kıracağım için.

           Gösteri başlamış sınıflar tek tek gösterilerini yapıyordu. Ömer çıktığında abim onu ilk kez izleyecek olmanın heyecanı ile dikleşip elimi tuttu. Bir diğer tarafımda ise yağız masalı kucağına çekmiş bir yandan da benim elimi tutuyordu. Elimi çekmeye çalışmıştım ama Ömer'i sahnede gördüğüm an ilk kez görüyormuş gibi yine heyecanlanmış pür dikkat on çocuğun arasında ki yakışıklı oğlumu izliyordum. Babası gibi yakışıklı oğlum sahnede duruşu ve bakışı ile hemen fark ediliyordu. Grup halinde önce vals ardından da salsa yapmışlardı. Erkekler salsa 'ya geçerken boyunlarında ki papyonlarını çıkarıp karizma bir şekilde seyircilere atmışlardı.

          Tam bir senedir bu ekip profesyonel dans dersleri alıyorlardı ve bu sefer hepsi birbirinden iyiydi. Dans bittiğinde tüm aileler çocukları alkışlıyor ve tezahüratlar yapıyordu. Ufaklıklar kulise geçmiş halk oyunları ekibi çıkmış yöresel oyunlar oynuyordu. O tatlı oyaları elbiselerin içinde kızlar çok tatlı görünüyor hepsinin yanaklarını sıkıştırıp öpmek istiyordum. Erkekler ise efe kıyafetleri içerisinde güçlü ve karizmatiklerdi. Ömer'i modern dans ve klasik dans haricinde halk oyunlarına da yönlendirmeye çalışıyordum ama şuan için ona takla atmak ya da smokin giymek daha çekici geliyordu.

         Yine bizimkiler çıkmış bu seferde ellerinde müzik aletleri önlerinde mikrofon şarkı söyleyeceklerdi. Ömer sahneye çıkmış mikrofonu eline almıştı söyleyeceği şarkıları bende bilmiyordum evde sürekli prova yapmışlardı ama hangi şarkıları tercih ettiler bir türlü söylememişti. Ömer söze üç şarkı söyleyeceğiz üç şarkının ilk ki annem için.  İkincisi Batuhan'ın annesi üçüncüsü de Dağhan'ın annesi için deyip şarkıya başladılar. Orhan Gencebay'ın dokunma şarkısını rock formunda söylüyorlardı. Şarkının sözleri, oğlumun bu şarkıyı seçmesi ve tüm şarkı boyunca gözlerime bakarak söylemesi öyle bir duyguydu ki. Ömer babasını kaybettiği için zaten hassas ve duygusal bir çocuktu. Bunun yanı sıra yıllar içerisinde hatırlamayacak olmasına rağmen çok küçük olmasına rağmen yaşadıklarımı hissetmesi onu daha bir özel yapıyordu.

ASLI (Bir Kalp İki Aşk 1#) #wattys2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin