"Aslı Simon ile Eymen bizi meyhaneye davet ediyorlar arkadaşları da gelecekmiş gidelim mi"? Derine bakıyordum kim onlar der gibi. Göz mü kırpmıştı o...yine ne dolaplar çeviriyordu bu kız...
"Kim onlar". Abimle doruk bana fırsat vermeden aynı anda sormuşlardı. Yağız önce Doruk'a ters bir bakış atıp derine döndü.
"Ya sabah kahvaltıya gittiğimiz arkadaşlarla işte. Burada tanıştık çok iyi insanlar. Hem simon'un eşi ile tanışsanız sizde çok seversiniz kızlar". Bizim kızlara dönüp söylemişti son cümlelerini. Yağız derin olmasa da nefes almıştı.
"Çocuklar hasta çıkamayız derin." Çevirdiği oyun neydi anlamamıştım ve söylediği kişileri kesinlikle tanımıyordum ama belli etmeden oyununa uymadım.
"Buraya davet et şöyle güzel bir sofra kuralım". Doruk böyle söyleyince Ali abide onu desteklemiş karar verilmişti. Derine yukarı işreti yapıp içeri girdi.
"Ben gidip çocuklara bir bakayım". Bakalım ne işler çeviriyordu derin hanım içeri geçtim. Derin merdivenlere geldiğinde kolundan tutup kendime çevirdim.
"Kim onlar kızım olmayan adamları nasıl davet edeceksin."
"Olmadıklarını kim söyledi aslım simon'un eşi lusi ile konuştum ayarladı her şeyi bizim çıkamayacağımızı biliyordum çoktan buraya davet ettim".
"Kızım ne yapıyorsun sen Allah aşkına neyin kafası bu derin."
"İki odun yontmanın heyecanlı kafası" deyip kırıtarak yukarıya doğru yürüdü. Bende arkasından Allah'ım yüzümü kara çıkartma diye dua ederek peşinden gittim. Kızlar da peşimizden gelmişti.
"Çabuk burada ne dönüyor bize de anlatıyorsunuz". Tuğbaya dönüp ellerimi teslim olur gibi kaldırdım.
"Valla bana sormayın sizin gibi seyirciyim ben bir çocuklara bakayım". Kapıdan çıkıp derini kızların eline bıraktım.
Nilgün abla çorbalarını içirmiş ilaçlarını vermişti. Ateşleri de tamamen düşmüştü. Melekte gelmiş çocukları kontrol ediyordu.
"İyiler merak etme aslı akşamda içtiler mi ilaçlarını yarına bir şeyleri kalmaz". Tüm ufaklıklar odaya toplanınca onları oyun oynarken bırakıp bizde kızların bizi beklediği odama geçtik.
"Evet derin bak geldiler dökül bakalım". Tuğba'nın sorusuna derin planlarını anlatarak cevap vermişti.
"Sen ne düşünüyorsun aslı derinin planı hakkında."
"Valla sevgilisi olan bir adamı yontmakla uğraşamam diyorum ama anlamıyor bende bıraktım artık ne yapacaksa yapsın."
"O zaman kızlar bu gece iki odun yontulacak hadi iş başına" deyip Tuğba ayaklandı. Deliydiler çevremde bir akıllı yoktu ben dâhil bu evin içinde ki herkes bir birinden kaçıktı kesinlikle. Kızlar odalarına gitmiş bende duşa girmiştim. Çıktığımda yatağımın üzerinde ki elbise ve notu görünce gülümsedim. Deli dolu bir kızdı ama seviyordum bu derini işte. Notta "seksi ve şirin olmanı istiyorum bebeğim saçlarının uçlarına dalga ver dudaklarına da kırmızı ruju sürmeyi unutma" yazmıştı. Elbiseyi elime aldığımda evde giymek için fazlası ile şık bir elbise olduğunu düşünsem de derini kırmamak için saçımı ve makyajımı yaptıktan sonra giyindim. Aynanın karşısında kendimi gördüğümde kendimi hiç bu kadar beğendiğim bir an olmamıştı diye düşündüm bir an. Dap dar kalın askılı kırmızı diz üstü elbisenin göğüs dekoltesi çok şık ve seksi duruyordu. Ayağıma nüde topuklularımı giyip son kez kendimi kontrol ettikten sonra aşağıya indim.
Masa hazırlanmış kerem öldüğünden beri Murat'ın çalmadığı gitar bile gelmişti. Misafirlerimiz de gelmiş Hilmi amcalar ve Mustafa babamlarda Nusret amcanın kahvesine gitmişler hanımlarda Malva'nın bahçesine geçmişti. Andrea 'da aramıza katılmıştı. Derin masaya öyle bir oturtmuştu ki beni bir yanımda yağız bir yanımda bana asılma rolü oynayacak Eymen oturuyordu. Derinde doruk ve ona asılacak arifin arasına oturmuştu. Hakan da tam karşısında oturuyordu. Rakılar dolmuş masada çatal bıçak seslerinin arasına konuşmalara karışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASLI (Bir Kalp İki Aşk 1#) #wattys2020
RomansaBazı insanlar yağmuru hisseder, diğerleri ise sadece ıslanır. aslı hayatın ona gönderdiği tüm yağmur damlalarını yüreğinde hissetti. yağmurun getirdiği güvenle huzur buldu. güveni kaybettiğinde umuda sarıldı. hayat onunla inatlaştıkça o da hayata in...