"Derin sen neden her sabah ayrı bir işkence ile uyandırıyorsun beni ya". Uyuyalı nerede ise bir saat bile olmamıştı bana göre ve yine derin bir çeşit işkence olan parmağı ile omzumu dürterek beni uyandırmıştı.
"Ay hadi kalk aslı çok uyudun planımızı uygulamaya geçirmemiz lazım acele et". Ay bir de çok uyudun diyordu.
"Ne planı". Kolumda ki saate baktım sonra bir daha baktım saat daha altıydı üç saat olmuştu daha uyuyalı.
"Derin deli misin sen bu saatte ne planı bırak beni uyuyacağım" geri yatağa girdim.
"Aslı ya hemen o yataktan kalkarsın ya da ben şarkı söylemeye başlarım." Gözlerim birden açıldı derin çok tatlı çok güzel bir kızdı ama ne yazık ki çok beter bir sesi vardı ve sabah duymak isteyeceğiniz en son sesti. Hani şu cep telefonlarında dat, dat, dat, diye bağıran bir alarmı var ya beyninizin içinde yankılanır işte o ses bile derinin sesinin yanında bir bülbülün sesi kadar güzel kalırdı. Yataktan kalktım ama hala anlamamıştım ne planından bahsettiğini.
"Ne planı derin bu kadar erken uyanmamıza neden olacak".
"Odunları yontma seviye bir". Kesinlikle deliydi artık emindim. Bir de seviye bir diyordu ya.
"Peki, ne yapacağız yine söylüyorum kargalar bile uyanmamışken".
"Ben üzerimde ki ölü toprağından kurtulacağım sende ruhunda ki rahibeden savaş silahlarımızı kuşanacağız".
"Ruhumda ki rahibe mi o nereden çıktı şimdi". Ruhumdaki rahibe ne alaka ya diye düşünüyordum.
"Aslı daha yirmi altı yaşındasın ama seni gören kırka merdiven dayamış sanır öyle bezgin öyle döküksün."
"Ay ne döküklüğümü gördün sen ya". Bu sefer alınmıştım sabahın köründe zaten uykusuzdum bir de hakaret ediyordu.
"Kızma dost acı söyler biraz önce sana elbise almak için dolabına gittim bu elimdekilerden başka bir şey bulamadım. Bunlarda seni zaten anca otuz yaşında gösterir oda iyimser tahminle. Yaşlı kadınlar gibi giyiniyorsun". Aslında haklı olabilirdi. Giyim konusu bende gerçekten çok kötüydü. Genelde keremle giderdim alışverişe ve o ne derse onu alırdım. Ben hem sıkılıyordum alış veriş yaparken hem de karar veremiyordum. Kerem öldüğünden beride doğru düzgün hiç alışveriş yapmadım ihtiyacım olanı bulup birkaç rengini alıp çıkıyorum mağazalardan. Deneme bile yapmıyordum. Olan şık kıyafetlerimde hep keremle aldıklarımdı ve artık nerede ise onlarında modası geçiyordu.
"Haklısın galiba". Gülüp onun neşesine ayak uydurmaya çalıştım. Hem biraz güzelleşip birilerinin ne kaçırdığını göstermekten bir şey olmazdı.
Üstümüzü değiştirip evden çıkmış Ayvalık'a gitmiştik. Önce kuaföre gitmiştik ki sabahın yedisinde açık bir yer bulmak beni çok şaşırtmıştı. Saçlarımın uzun zamandır ihtiyacı olan kesimi yaptırmış aynı zamanda fön çektirmiştim. Tabi birde derinin tüm ısrarlarına ve benim tüm itirazlarıma rağmen saçlarıma ışıltı katılmıştı. Mağazalar açılmış derin sayesinde eğlenceli alışveriş yapmıştık. Israrları ile aldığım kıyafetlerden bazılarını hemen giymemde ısrar etmiş çok kısa olduğunu iddia etsem de onun aldığı bir kot şort ve beyaz sporcu atletleri giymiş tüm ısrarlarına rağmen kabul etmediğim topuklu sandaletler yerine gladyatör denilen modelde aldığım sandaletleri giymiştim. Eve döndüğümüzde herkes uyanmış bahçede bizi bekliyordu derin elindeki poşetleri çaktırmadan yukarı çıkarmış yanıma gelmişti.
"Kızlar erkenden nereye çıktınız". Mustafa babam bizi bahçede görünce hemen sormuştu sorusunu ama ben cevap veremeden derin konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASLI (Bir Kalp İki Aşk 1#) #wattys2020
Lãng mạnBazı insanlar yağmuru hisseder, diğerleri ise sadece ıslanır. aslı hayatın ona gönderdiği tüm yağmur damlalarını yüreğinde hissetti. yağmurun getirdiği güvenle huzur buldu. güveni kaybettiğinde umuda sarıldı. hayat onunla inatlaştıkça o da hayata in...